Defne’nin serumu akşam on gibi bitmişti. Serum bitene kadar yanında Gülay Hanım kalmıştı. Ama Celal ve Murat görünürde yoktu. Defne, “Abla, bunlar bir şey demeden nereye gitti?” diye sordu. Telefonunu kocasından almış olsa da onu arayıp neredesin diye sormak istememişti. Gülay Hanım, “Kızım sen ne biliyorsan ben de onu biliyorum,” dedi. Defne, “Ben eve gitmek için beyefendinin keyfini mi bekleyeceğim?” diye sordu. Yataktan yavaşça kalkıp bir kez daha kusmayacağından ya da başının dönmediğinden emin olunca tuvalete gitti. Aynadaki renksiz görüntüsünü, pijamalarını süzerken yüzünü buruşturdu. Eylem, hasta ol demişti. Murat, ölümden dönmesinden bile etkilenmemişti. Laf saydırıp dursa da nazik davranmaya devam etmesi Defne’nin ona yeterince gıcık olmasına engel oluyordu. Yine de fazlasıyl