Keyifli okumalar . . . .
Kendimi topladım ve çok düşündüm . Bu abileriyse daha çok para verirler . Ne de olsa büyük . Hafif kıkırdayarak yatağın yanındaki çekmeceden pembe tüylü kelepçeleri çıkardım . Annem ve babam ne sapıklıklar yapmıştırlar kim bilir bunlarla . Iyy !
Neyse bu konulara hiç girmeyeyim . Şunu bağlayayım . Ellerini kafasının üstünde sabitleyip yatağa bağladım . Uyanınca kim bilir neler düşünecek . Hayal etmek istemiyorum bunu .
Çuvalı da üstüne attım . İyice bağladığımdan emin olduktan sonra dışarı çıktım ve kapıyı kapattım . Suratımdakini çıkararak derin bir nefes aldım ve çalışmayan buz dolabından bir şişe kanı çıkardım . Gül'e de azcık verdim . Kendimde fazlasıyla içtim .
Sabah olunca odadan sesler gelmeye başladı . "Sakın odaya gelme Gül!" dedim . Yüzümü görmesi benim için sorun değildi . Parayı alıp gidecektim bende buralardan Gül’le .
Kapıyı açarak odaya girdim ve ardımdan kapattım . Yatağa yaklaştığımda bana sinirle bakıyordu . "Manyak kadın çöz ellerimi , hemen !" diye hırladı .
Piç smile yapıp "Seni kaçırdım . Fidye istiycem diğerlerinden . Tabi planımda seni kaçırmak yoktu ama elime sen geçtin ." dediğimde kahkaha atmaya başladı .
"Ne var lan? Ne gülüyorsun! ?" diye elimi belime koydum ve ona ters bakışlar attım . "Bir daha tekrar etmeyeceğim . Çöz hemen ellerimi !" dedi sinirle .
Saçımı kulağımın arkasına sıkıştırıp gülümsedim ve "Çok beklersin !" deyip dil çıkardım ve odadan havalı bir şekilde çıktım . Kapıyı kapatıp , arkama yaslandım . Vay be çok havalıyım ben . İçeriden bağırırken sesi çok çıkıyordu . Odaya döndüm ve çuvalı elimle parçalayıp ağzın kapattım . Bu kez kahkaha atarak çıktım odadan . Bir kaç saat sonra yanına gittiğimde ağzındaki çuvalı çıkardım ve " İsmin ne senin ?" dediğimde kahkaha atarak " Ne yapacaksın ?" dedi . Omuz silkerek "Nüfusuma alacam !" diyerek gülümsedim .
Sinirden kızarma moduna geçerken kollarını kelepçelerden kurtarmaya çalıştı . Canım ya , bilekleri kızarmıştı hatta kanamaya başlaması an meselesiydi . Kanat da gözümüz gönlümüz şenlensin .
Sırıtarak ona baktım ve "Hadi ismini söyle seninkilere mektup yazacağım !" dediğimde kahkaha attı . "Hangi devirdeyiz ? Mektup mu kaldı ?" dedi tek kaşını kaldırarak alayla . Düşünür gibi yaptım ve "Bizde zaman işlemez . Her neyse ismini söyle !" diye tekrar ettim yine . Cevap vermeyince de onun ceplerini aramaya koyuldum . Cüzdanını bulduğumda içinden kimliğini çıkararak baktım . "Yağız Kaya!" dediğimde bana sinirle bakıyordu.
" Açım ben! " Dedi ben odadan çıkacakken . "Biz yemek yemeyiz Yağız Kaya !" diyerek odadan çıktım . Kalem, kağıt alıp ne yazacağımı düşünmeye başladım .
" Yağız Kaya elimde . 3 gün süreniz var . 20 milyonu hazırlayın yoksa o ölür . Sakın polise gitmeyin .!" yazdım . Ay çok havaliyim . Akşam gidip bunu o insanların önlerine bırakırım ve kaçarım . Sonra da parayı alınca şu insanı bırakıp , Gül'ü de alarak buralardan kaçarım .
Kimse bizi bulamaz . Hatta anne , babamızda . Bu onlara beni bırakıp gittikleri için güzel bir ders olur. Gül'ün kalemini yeniden kendisine verip mektubu cebime koydum .
Ya açlıktan ölürse ? Gider o kadar para boşuna . Suyumuz bile kesildi . Ne vereceğim ben buna diye düşünürken komşunun evi aklıma geldi .
Vampir gözlerimle baktığımda kimseler yoktu . Bende hızla balkondan atladım ve açık kapıdan içeri daldım . Buz dolabını açtığımda bir sürü şey vardı . Ne alacağımı bilemedim şimdi . Peynir, ekmek, domates, salatalık aldım ve yeniden eve döndüm . Bardağı aldım ve yine o eve girip su götürdüm .
Bunları mutfakta tepsiye bırakıp odaya doğru yürüdüm . Odaya girdiğimde dikkatlice ona baktım . Ellerin cidden fazlasıyla zorlamış ve biraz kanatmıştı . Kanın kokusu burnuma dolmuştu bile . Umarım Gül bu kokuyu almaz . Yoksa taze kana kimse hayır demez .
Yanına oturdum çatalı peynire batırıp ona uzattım ağzını açarak peyniri çiğnedi ve yuttu . Onu ben yediriyordum çünkü elleri hâlâ bağlıydı .
En sonunda suyu da sonuna kadar içirdim . "Bu bir şaka dimi? Bırak beni artık!" dedi sakin , sinirli bir sesle . Başımı hayır anlamında sallayıp "Şaka gibi mi geliyor?" dedim . Tepsiyi alarak ayağa kalktım ve "Kendine zarar verme ve 3 gün sabret . Bana cesedin yaramaz !" diyerek odadan çıktım . Gerçi cesedi de yarardı . Kanını doya doya içerdik ama kurumuş cesedi nasıl yok edecektim . Buldum kendi depolarına bıraka bilirdim .
Akşama kadar da girmedim odasına . Yoksa aklıma farklı planlar geliyordu. Akşam olunca üstümü değiştirerek bara gitmeye hazırlandım . "Gül o odaya girme ve evden çıkma" deyip yanağından öptüm ve evden çıktım . Umarım söz dinler velet .
Vampir hızımla bara gidip her tarafa baktım ama o diğer insan erkekleri yoktu . Ne yapacağım diye düşünürken yazdığım mektubu barmenin karşısına koydum ve oradan uzaklaştım . Karanlıkta bekleyip barmenin kağıtı okumasını bekledim .
Okuyup hızla birini aradığında gülümsedim . Bu iş de tamam . Yarın gelip burada neler yaptıklarına bakarım artık . Umarım bulurlar o kadar parayı ve tabi ki çok paraları olmalı bence . Ya bu adam için o kadar para vermezlerse , bu da Gül gibi üstüme kalır .
Sevinçle eve dönerken gözlerim oyuncaklara takıldı . Yeni hayatımızda Gül'e bir sürü oyuncak alacağım. Bunları düşünürken bir mutlu olmuştum . Gözlerimin içi gülüyordu resmen . İçimde ismini koyamadığım bir neşe doğmuştu .
Apartmana girip eve yaklaşırken burnuma insan erkeğinin kanı doldu . En sonunda fena halde kanatmış olmalı elin . Kapını açıp etrafıma baktığımda Gül'ün de salonda olmadığını .
Hızla odaya daldığımda gördüğüm manzarayla şok olmuştum . Gül onun bir kolun açmıştı ve ısırıyordu . Ama o herif galiba ölmüştü ve ya bayılmıştı . Bilemiyorum . . . .