Gözlerini açan genç adam başındaki sert ağrının nedenini bilmiyordu. En son uçağa binmek için saraydan ayrılacaklardı. Oysa şimdi genzine dolan hafif küf kokusu da neyin nesiydi. Gözlerini kısıp bulanıklığı yok etmeye çalıştıktan sonra kulağına dolan “Kerem Bey iyi misiniz?” Sözleri ile uzandığı yerden başını kaldırmaya çalıştı. Beyni sanki kafatasının içinde sağa sola çarpıyor gibiydi. “Efendim hemen hareket etmeyin. Birkaç dakika sabit kalın baş ağrınız hafifleyecektir.” “Macit?” “Benim.” “Neler oluyor? Biz neredeyiz neden bu haldeyiz?” İç çeken adam “Sarayın mahzenindeyiz. Büyük ihtimalle bayılttılar. Ne kadar zamandır bu haldeyiz bilemiyorum. Telefonlarımız ve saatlerimiz yok.” Derken daha da toparlanan Kerem uzandığı yerden oturur hale geldi. Etrafına daha net bir bakışla