'' senin annen , baban yok ki . Sen öksüzsün ''
'' öksüz ne demek '' diye sormuştum neneme küçücük çocuktum , öksüzün n ne demek olduğunu öğrendiğimde .
anne ve babası ölmüş insana diyorlardı öksüz diye .
bütün çocukların annesi getiriyordu okula , beni ise dedem getiriyordu , çırpınıyorlardı beni mutlu etmek için , o zaman çocuk aklımla bunu idrak edemiyordum , ama zamanla kavramıştım her şeyi . o zaman bilmiyodum anne , baba ne demek herkesi dedesi ve babaannesi büyütüyor sanıyordum .
aklım erdikçe öğrenmiştim anne ne demek baba ne demek hepsini öğrenmiştim .
Bir çok insan gibi benimde hayatımdan çok şey götürmüş marmara depremi ben bilmeden , bilmediğim hayatımı alıp gitmiş .
o yüzden mühendis olmak istedim anneler babalar ölmesin diye .
o gün karar verdim mühendis olmaya daha 10 yaşımdaydım , arkadaşıma gitmiştim kapıdan içeri gireceğim zaman duyduklarım ile karar verdim '' onun anası , babası ezildi kızım göçük altında kaldı o garibanı da nenesiyle dedesi büyüttü , keşke Günce de kalaydı göçükte o zaman anasız babasız kalmazdı '' ordan nasıl çıktım nasıl eve vardım bilmiyorum . ertesi gün öğretmenime sordum '' öğretmenim anne ve babaların göçük altında kalmasına nasıl engel olabilirim '' diye . öğretmenim '' sağlam binalar yaparak ve deprem konusunda bilinçlenerek bunu başarabiliriz Günce'cim '' demişti . ama bu imkansızdı ben nasıl sağlam bina yapabilirdim ki . dayanamayıp sordum '' ama öğretmenim ben nasıl sağlam bir bina yapabilirim ki ? '' diye , oda gülümseyip cevap verdi '' şimdi bunu yapamazsın tabiki Günce'cim bunun için büyümelisin , büyüyüp derslerinde başarılı olup , çok başarılı bir mühendis olursan o zaman sağlam binalar inşa edecek projeler hazırlayabilirsin '' dediği zaman karar vermiştim , çok başarılı olmak için sürekli ders çalışmaya başladım ve liseden sonra ilk tercihim olan marmara üniversitesi mühendislik fakültesine yerleşmeyi başarmıştım .
** Günümüz **
Nenem ve dedem ile konuşmak için Sinop'a doğru yola çıkmıştık . 9 saate yakın bir yolculuktan sonra varmıştık Sinop'a . Kenan bey , bey demem de çok saçma ama ondan bu konuda bir şey duymayınca Kenan diyemedim ama nenemin ve dedemin yaninda Kenan bey diyemeyeceğime göre bu konuyu ben açmalıyım galiba .
'' şey Kenan bey ben şey diyecektim '' dediğimde kaşlarını çatmış bana baktı ve '' ailenin yanında da Kenan bey demezsin umarım '' dedi , sanki içimi okuyor bu adam . bazen acaba pişman olur muyum diye korkuyorum , ama duyduğum o cümleden sonra mert hocanın benim ona karşı değildim Kenan beye karşı bir şey hissettiğimi düşünmesi lazım , ama Kenan bey tabiki bunu bilmeyecek onun babaannesi için teklifini kabul ettim zannedecek ve bu durumun çıkar ilişkisi olduğunu bilmesine gerek yok ...
'' hey sana diyorum nerelere dalıp gittin '' diye daldığım düşüncelerden sıyrılmama sebep oldu .
'' şey bende onu diyecektim Kenan demeliyim galiba sizin için sorun olur mu diye soracaktım '' dediğimde kahkahayı bastı '' saçmalama Günce ne gibi bir sorun olacak asıl Kenan bey dersen sorun olur , ayrıca sadece Kenan demende dikkat çeker bence , hayatım , bitanem falan da demelisin '' diyerek göz kırptı . ben sessiz kaldım bunun karşısında ağız dalaşına girecek değilim bu evlilik anlaşmalı bir evlilik o yüzden çok da önemli değil bunlar .
arabadan inip beton merdivenleri tırmandık ve mavi demir kapıya vurduk içerden gelen sesler ile yüzümde tebessüm oluştu '' Hüseyin bey nerdesin Allah aşkına nerde kaldın tıraş olmanın vakti mi şimdi bak geldiler '' diyerek kapıya doğru geliyordu nenem , aslında babaannem ama bana baba kelimesini hatırlatmasından dolayı nene diyorum .
kapıyı açar açmaz '' hoş geldiniz kızım '' diyerek boynuma sarılıp beni bırakır bırakmaz Kenan'a döndü '' hoş geldin oğlum , buyrun geçin içeri kapıda kaldınız , kusura bakmayın kızımı çok özlemişim '' diye açıklama yaptı . Kenan ise '' olur mu öyle şey ne kusuru '' diyerek nenemin elini öpüp alnına götürdü . ağzı lâf yapıyor gibi görünüyor valla bana pek bir şey kalmadan halledecek galiba nenemle dedemi ikna etme işini . Şu hayatta kimseye minnet etmem , eyvallahım yok ama söz konusu dedem ve nenem olunca , onları üzmek en son isteyeceğim şey bile olamaz . onlar benim her şeyim . o yüzden onların içinin rahat olması çok önemli benim için ...
yemekler yenmiş , çaylar içilmişti , biz karadenizliler için çay olmazsa olmaz bir şeydir o yüzden muhakkak her akşam o semaverin etrafında oturur çayımızı içer sohbetimizi ederiz , çoğu aile kalabalıktır burda ama biz 3 kişiyiz başka yok bazen halam gelirdi kuzenlerim eniştem . babam 2 kardeş başka kardeşi yok annem ise yetiştirme yurdunda büyümüş o da kimsesiz o yüzden teyzem dayım falan da yok varsa da bilmiyoruz ...
'' efendim ben 2 sene önce gördüm Günce 'yi '' dediği zaman gözlerimi kocaman açmış vaziyette baktım ona , ben onu 6 aydır tanıyordum galiba dedem ile nenemi ikna etmek için uzun zamandır tanışıyor muşuz gibi gösteriyor diye düşündüğüm noktada bu tezimi çürüten o günü anlattı '' Günce yağmurlu bir günde sırılsıklam hâlde okulun bahçesine girmiş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu , kitapları ıslanmış o yüzden ağlıyormuş ben tabi o gün cesaret edip yanına gidemedim , daha sonra okulda her işim olduğu zaman gözlerim Günce 'yi aradı ama göremedim , derken bir gün okulda bir konferans vermiştim o gün tekrar gördüm 2. sırada oturuyordu ve konferans biter bitmez hemen kalkıp oradan uzaklaştı peşinden koştum ama malesef gözden kaybettim onu '' diyerek bir yudum su içti ve devam etti '' sonra pes ettim taki , benim yakın dostum Günce 'nin hocası Günce 'ye staj verdiğinde tesadüf eseri Günce 'yi görene kadar '' şaşkınlık içerisinde dinliyodum sadece , bunun bir anlaşmalı evlilik olacağını bilmesem Kenan bey bana aşık derdim öyle anlatıyor ki ...
Saat geç olduğunda nenem ile salona yatak yapıp Kenan'a banyoyu ve tuvaleti gösterdim '' bir ihtiyacın olursa mutfak karşıda bulamazsan bana haber ver yandaki oda benim odam '' diyerek odadan çıktım .
odama geçip üzerimi değiştirdim , dişlerimi fırçaladım ve yattım , saatler geçmişti ama uyku ne gezer dönüp duruyordum yatağımda Kenan'nın anlattıklarını düşünüp duruyordum ki '' bu böyle olmayacak Günce '' diyerek yerimden kalkıp salona geçtim , sessizce yaklaştım '' Kenan '' diye seslendim ama duymadı 3 kere seslendim ama yine duymadı bende koluna dokundum birazcık sarstım ve ne olduysa o anda oldu işte benim sonum mu demeliyim yoksa başlangıcım mı ? bilmiyorum .
onu sarsmamla birlikte Kenan uykusundan sıçrayarak uyandı ve beni tuttuğu gibi altına aldı üzerimde gecelik Kenan'nın altındaydım ki pat diye kapı açıldı ve ikimizde bakışlarımızı o tarafa çevirdik . Nenem şok olmuş vaziyette bize bakiyordu her şeyi güzellikle anlatmak için gelmiş ama boktan bir duruma sokmuştuk ...