her son bir başlangıçtır
Ben Günce bahtsız Günce neden böyle dediğimi merak ediyorsunuz değil mi o zaman benim hikâyemi dinlemeye hazır olun
Bir gece yarısı bir gürültü koptu , her şeyi yerle bir eden bir gürültü , her biri biyerlere kaçışan insanlar . bağırıp , çağıran ağlayan insanlar , yaşamak için çırpınan insanlar. ve bir gecede yitip giden hayatlar. 16 Ağustos 1999 günü saat 19:30 Ahmet işten gelmiş , karısını alnından öpüp ardından elini yüzünü yıkayıp , sofraya oturmadan önce , kızı Günce'yi kucağına almış ve onu sıkı sıkı sarmalamış , öpmüş koklamıştı . mutlu mesut bir şekilde yemeklerini yemişler çay doldurup salona gelen mine kızının '' anne '' dediği zaman karı koca o kadar mutlu olmuşlardı ki , Günce 2 yaşında olamasina rağmen konuşması gecikmişti , ilk kelimesi '' anne olmuştu , bu onları o kadar mutlu etmişti ki , karı koca kızlarını kucaklarına alıp sevmislerdi . Günce de bu sevgi yumağında çok mutluydu , tabi her şey gibi , onun hayatı da yerle bir olana kadar ....
mine ve Ahmet kızları Günce'yi yatırmış odalarına geçip uykuya dalmışlardı .
tarih 17 Ağustos 03: 00 da herşey normaldi .
ta ki saatler 03:02 yi gösterip her yer yerle bir olana kadar .
*** 17 ağustos 1999 saat 07:00 SİNOP ***
sabah kalkıp ahırda işlerini bitirip eve gelen hatice kocasının bembeyaz olmuş telefonun başında bekleyen halinden çok korkar .
'' hayır olsun bey betin benzin atmış noldu '' diye sorar .
karşıdan ses gelmesini bekleyen adam kadını cevaplamaz , o sırada televizyonun sesini duyan kadın televizyona doğru döner .
'' gece 03:02 'de gerçekleşen depremde çok sayıda can kaybı ve yaralı var , enkaz altında kalan yaralılara ulaşmak için ekipler canla başla mücadele vermekte '' duyduklarıyla kadın bakışlarını kocasına çevirir
göz yaşları akarken adam '' hanım ben gidip bakacam Allah korusun yavrularımızı '' dedi
güç bela istanbul' a giren adam oğlunun oturduğu apartmana gelir ama , yerinde sadece moloz yığını vardır .
karşıda bulduğu ilk görevliye oğlunu gelinini ve torununu sorar itfaiye görevlisi '' amcam çalışmalar devam ediyor lütfen burdan uzak dur '' der yaşlı adam bırakıp gidemez bekler saatler sonra gelininin cansız bedenini çıkarırlar . mine anne babasız yetim hanede büyümüştü o yüzden anne babası gibi sevmişti Ahmet in ailesini adam oracıkta hüngür hüngür ağlar oğlu ve torunundan da ümidini kesmiştir artık dua eder Allah'a yalvarır '' Rabbim onları bize bağışla '' diye gelininden 6 saat sonra oğlunun da cansız bedenini çıkarırlar adam yıkılır , ne yapacağını bilemez aklında bir tek torunununda cansız bedenini alıp gitmek vardır , her yer yıkılmış heryer ceset dolu tek düşüncesi burdan uzaklaşmak olur o an , aradan 9 saat daha geçmiştir ama ne bir ses ne başka bir şey adam ağlayarak bekler sadece , ertesi gün saat sabah 5 : 15 i gösterirken bir ağlama duyar adam , kafasını kaldırıp bakınca kadın itfaiye görevlisinin kucağında torununu görünce ağlayarak olduğu yere çöküp Allah'a şükreder yaşlı adam , ufak tefek sıyrıklarla kurtulan çocuk günün mucize bebeğidir , ama bundan sonraki hayatında bu kadar şanslı olmayacaktır , tabi anne babasını küçük yaşta kaybeden hangi çocuk mutlu yada şanslı olabilir ...
cenazelerini ve torununu alan adam köyüne doğru yola çıkar , gelini ve oğlunun cesedi fazlası ile beklediği için , havanında sıcak olmasından dolayı kokmuş kanamaları durmamıştı . o yüzden köye varmadan cenaze hazırlıkları yapılması için durduğu dinlenme tesisinden cebindeki küçük telefon defterini çıkarıp , imamı ve muhtarı aramış , hazırlık yapmalarını istemişti ardından kızının numarasını bulmuş onu da arayıp durumu anlatmış duydukları ile yıkılan kızına ; '' yavrum , guzum şimdi yas dutmanın vaktı değil abini ve yengenin cenazelerini acil kaldırmamız lazım o yüzden kendini topla bende 2 saate ordayım anana git ona anlat durumu zaten tahmin ediyodu yamacında ol kızım '' der telefonu kapatır ve tekrar yola koyulur yanındaki minik beden herşeyden habersiz uyuyordur .
Yaşlı adam köye gelmiş cenaze kaldırılmıştı , herşey o kadar ani olmuştu ki , köy meydanında ağıtlar , ağlamalar kulakları tırmalıyor , yürekleri yakıyordu ...
17 Eylül 2021
'' Günce ...... '' ses yoktu , '' Günce '' diyen sesi duyup kafamı kaldırıp baktım '' hıı '' dedim , umursamaz bir tavır ile '' hıı mı ? '' cevap vermeyince '' hıı ne Günce hı nedir Allah aşkına derdin ne senin dalmış gitmişsin '' dedi .
dalmıştım evet bir insan öğretmenine aşık olabilir mi ? bu çok zor bir durumdu keşke kalbimi söküp atabilseydim .
ne demişti '' biliyorsun dostum o kız benim tipim değil , benim ona karşı bir şey hissetmem olası değil '' nasıl bir şey hissedebilirdi ki doğru ben kimdim garip Günce hem öksüz hem yetim Günce ...
sabah kalkıp okula doğru yola çıktım , okula yaklaşmıştım ki yanımda bir araba durdu '' Günce binsene bırakayım seni mert ile görüşecektim '' dedi genç adam , ona bakıp '' teşekkür ederim Kenan bey ben yürürüm '' dedim onu reddetmek istemesemde bu şehirde insanlara güvenmek hayli zordu benim için , bu Kenan bey bile olsa ...
'' seninle konuşmak istediğim bir konu var eğer müsaitsen bir şeyler içelim hem konuşuruz olur mu '' dedi , ne diyeceğimi bilemedim '' konu neydi Kenan bey '' dedim merakla , '' konu sen ve ben '' dedi , ne demek istediğini anlamadım ama merak ettim o yüzden '' tamam Kenan bey fazla vaktim yok ama '' dedim . o da beni onaylayıp '' benim de zamanım değerli merak etme '' dedi . arabaya bindim bir kafenin önünde durduk arabayı park edip içeri girdik birer kahve söyleyip beklemeye başladık '' sizi dinliyorum Kenan bey '' dedim meraklı bakışlarımı Kenan beye dikerek .
'' mert'e karşı hislerinin farkındayım Günce '' dedi bir anda .
'' ne.. '' diye bağırdım sesimin yükseldiğinden habersiz , hani suçlu gibi savunma yapar gibi ve '' yok öyle bir şey , olamaz da '' dedim
o sırada kahvelerimiz geldi '' dur , dur sakin ol . '' dedi , demesi kolaydı nasıl sakin olunur ki böyle bir durumda . işimden okulumdan olmaktan korkuyordum . elbette Mert hoca da salak değildi birşeylerin farkındaydı , ama bana çok dikkat etmez o yüzden bunu hoşlanma olarak düşünüyordu yüksek ihtimal o yüzden önemsemiyordu hatta beni küçümsüyordu galiba , çünkü o tek gecelik ilişkilerin adamıydı , öyle bir kadına aşık olup ömrünü ona adayacak düşüncede bir adam değildi ama gönül bu kaymıştı bir kere işte ... biraz sakinleşmeye çalışıp kahvemden bir yudum aldım Kenan beyin devam etmesini bekledim '' mert'e aşıksın ve bu çok belli oluyor mert de farkında ama sana ilgisi olmadığı için umursamıyor '' dedi pat diye , derdi neydi bu adamın her şeyi böyle pat diye mi söylerdi hep .
'' sizi beni uyarmak için mi yolladı ? '' dedim bu sefer de ben pat diye sordum , madem öyle anlaşacaktık , öyle olsun .
'' kim '' dedi ciddi ciddi soruyor muydu gerçekten
'' kimden bahsediyoruz Kenan bey ? tabiki mert hoca '' dedim sesim ve tonlamam ayarsız olabilir ama elimde değil .
'' yok , yok hayır benim sana bir teklifim var '' dedi göz kırparak
'' neymiş teklifiniz '' dedim merakla .
biraz bekledi ve cebinden bir kutu çıkarıp
'' benimle evlenir misin ? '' dedi ...