Bölüm 14

1104 Words
Z Hazan konuşurken bir anda ne yaptığımı sorgulamıştım. Biri suratıma şiddetli bir yumruk vurmuştu ama sanki ben bunun acısını çok sonradan hissetmişim gibiydi şuan. Burada ne işim vardı? Neden Hazan'a bu kadar takılmıştım? Ben, Zahir Pir. Bütün kadınları elde edebilecek kadar yakışıklı, güçlü ve kararlı bir adamdım. Üstelik şuan burada değil, işimin başında olmam gerekiyordu. Şirketin başına geçtiğim andan bu zamana ne kadar büyüdüğü hakkında defalarca övgülere tutulmuştum. Fakat bunların hiçbiri önemli değildi. Önemli olan büyüyen şirketimle birlikte rakiplerimin ve düşmanlarımın da büyüdüğüydü. Şuan onlarla ilgilenmem gerekirken buraya gelmiş Hazan'a açıklama yapıyordum. Neden? Ona verdiğim ücret üzerimdekilerden bile azken neden bu kadar umursuyordum ki? Hazan iyi, çalışkan ve sosyal bir kızdı. Birkaç toplantı onun sayesinde olmuş ve yine onun sayesinde yönetim kuruluyla olan ikili ilişkimi biraz da olsa düzeltebilmiştim. Herkes onu çok seviyor, bir kişi de onun hakkında kötü konuşmuyordu. Gördüğüm kadarıyla elinden gelen her şeyi herkese eksiksiz yapıyordu. Birçok defa Eylül'ün işlerini yaparken, çalışanlara izin verip idare ettiğini, hatta ihtiyaçlarını karşılayamayanlara yardımlarına şahit olmuştum. Bunların hiçbirini Hazan bilmiyordu tabii ki. Hep yanlışlıkla orada olmam sayesinde görmüştüm. Hatta ilk geldiğimde Hazan'a fazlaca önyargılı davranmış ve bunlara şahit ola ola aslında nasıl biri olduğunu anlayabilmiştim. Cengiz'i şuan çok daha iyi anlıyordum. Ama onun dediği gibi Hazan değil ben ona üç beden büyüktüm. Hazan'la aramda hiçbir şey olamazdı. O benim çalışanımdı bense onun patronu. Hazan'a karşı duyduğum tek his meraktı. O çok tuhaf bir kızdı. Dışarıya öyle bir izlenim bırakıyordu ki.. Sanki, her şey çok yolundaydı ve hayatı mükemmeldi. Üstelik birkaç gün önce annesiyle tartışıp nasıl ağladığına şahit olmuştum. Peki, neden böyle davranıyor? Anlam veremediğim tek şey buydu sanırım. Arkamı dönüp arabama doğru yürürken derin bir nefes aldım. Silkinip kendime gelmem gerekiyordu. Düşmanlarım tek hatamı affetmeyecek kadar çetindi ve bu tür duygulara yer veremezdim. Eski Zahir olmalıydım. H Saatler birbirini takip ederken sonunda ameliyat bitmiş ve Hakan'ı yoğun bakıma almışlardı. Önümüzdeki iki gün önemliydi. Kontrolleri durmaksızın yapılacak ve en sonunda uyandırılacaktı. Çok zor bir ameliyatta girmişti ve bu kadar güçlü olması ona hayran olmam için yeter de artardı. "Siz artık gidin" dedim yanımda oturan Çınar'a "Anne, seni de bıraksınlar. Burada yapabileceğiniz bir şey yok artık. Biraz dinlen hem ben burada kalacağım." Dediğimde Sevgi beni anında onaylamıştı. "Hazan haklı Belkıs teyze. Çok yorgun görünüyorsun." Annem başını iki yana salladı inatla. "Gitmek istemiyorum. Oğlumun bana ihtiyacı olur belki." "Anne, ben burada olacağım. Söz sana haber veririm." "Evet. Biraz dinlenmek sana da iyi gelir. Hem ben seni sabah erkenden işe giderken bırakırım. Ne dersin?" Annem, birkaç saniye Çınar'a baktı ve sonunda ikna olarak kabul etti. Çınar'ın inanılmaz bir ikna yeteneği vardı. Annem gibi inat birini bile ikna edebiliyordu. Sonunda birbirimize yarın görüşme sözü vererek yanımdan ayrıldılar. Çoktan gittikleri koridora bakmayı bırakıp koltuklardan birine oturdum. Çok yorgun hissediyordum kendimi. İlerleyen saatlerde ayakkabılarımı çıkartıp ayaklarımı koltuğa çektim. Telefonumu çıkartıp bir süre fotoğraflar arsında gezindim. Sevgi ve ben, Sevgi, Çınar ve ben, Hakan ve ben... Bu şekilde ilerliyordu fotoğraflar. Genel olarak telefon elimden çekilmiş ve hep onlar çekmişti. Her birinin anısı başkaydı. Böyle güzel anıları tek kareye hapsedebilmek çok tuhaf ve aynı zamanda çok güzel bir şeydi. Görüş alanıma bir çift lacivert spor ayakkabı girdiğinde fotoğraflara bakmaya bırakıp önümde duran kişiye baktım. Zahir... Gelmişti. Hakan ameliyattan çıktıktan sonra onun gelmesini beklemiş fakat gelmeyeceğine emin olunca beklemeyi bırakmıştım. Beni kandırdığını, yalan söylediğini düşünmüştüm. Ona Çınar'la aramızda hiçbir şey olmadığını söylediğimde hiçbir şey demesinden ya da tepki vermemesinden bunu çıkartmıştım. Bana beni sevdiğini söylemiş ve bazen bunu ima etmişti. Ama seven böyle yapar mıydı? Bana bir adım atıyorsa iki adım geriliyordu ve benden karşılık bekliyordu? Neden bunu yaptığına anlam veremiyordum. Üzerinde eşofman takımı vardı. Nefes nefeseydi ve alnı boncuk boncuk ter damlalarıyla doluydu. Kaşlarımı çattım. "Zahir Bey." Nefes alış verişleri biraz düzeldiğinde konuştu. "Hazan." "Gelmeyeceksiniz sanıyordum." Ayağa kalkmamı beklemeden diz çöktü. Boylarımız böyleyken neredeyse aynıydı. Bana yaklaştığında yutkundum. Yüzü her saniye bana daha da yaklaşırken karşı koyamıyordum. Bir anda irkildim. Gözlerimi kırpıştırıp etrafa bakındığımda aptal bir rüyanın içinde olduğunu anlamamla sesli bir nefes versem de kalbimin gümbürtüsünü dindirememiştim. Her an ağzımdan çıkacakmış gibi atıyordu. Nasıl böyle saçma bir rüya görebilirdim?! Yüzümü yıkamak için hareketlendiğimde her yerimin ağrısıyla yüzümü buruşturdum. Çok güzel! Yaralarımın acısı yetmezmiş gibi bir de bunlar çıkmıştı. Z Hazan'ın yanından ayrılıp Cengiz'in yanına gitmiş ve biraz dertleşmiştik. Aldığım kararın ne kadar doğru olduğunu söyleyip durmuştu. Bence de doğruydu ama adını koyamadığım bir burukluk vardı içimde. Daha önce hiç böyle hissetmemiştim. İlerleyen saatlerde Hakan'ın ameliyattan çıktığı haberini almıştım. Cengiz, oraya gitmeyeceğime emin olana kadar konuşmuş ve bıktırmıştı. Onu ikna etmem çok zordu çünkü dostumu biliyordum. Gitmeyeceğime garanti vermek için bir süre daha onda kaldım. Cengiz'le lise döneminde tanışmıştım. O zamanlar serserinin tekiydim. Arabam yol ortasında bozulmuştu ve babamın ustasını aramıştım. O da çırağını göndermişti. Çırak olduğu için bin ton homurdanmıştım. Kaderin yollarımızı o zaman birleştirdiğinden habersiz birbirimizi ilk gördüğümüz an hiç sevmemiştik. Zamanla kavgalar etsek de etle tırnak gibi olmuştuk. Annemin öldüğü gün aramızdaki bu bağ, hiç kopmamak üzere sımsıkı bağlandı. Şimdi de böyleyiz işte... Cengiz'in evinden ayrılıp kendi evime gitmek için yola çıktım. Aklımın bir köşesi hala Hazan'ı fısıldıyordu kulağıma. Onu def etmek için başımı iki yana salladım. Bunu yapamazdım! Bir kadına böylesine kapılamazdım! Hazan, iyi biriydi. Onu diğerleriyle bir hale getiremezdim. Arabam hızlı bir u çekip hastane yoluna saptığında sıkıntıyla nefes aldım. Bedenimin hakimiyeti artık bende değildi sanki. Son defa ona görünmeden sadece nasıl olduğuna bakacaktım. Arabamı otoparka park edip koşar adımlarla hastaneye yürüdüm. Bir an önce onu görme arzusu yiyip bitiriyordu içimde bir yeri. Çok yabancıydım bu hislere. Bu yüzden tam olarak adlandıramıyordum. Hakan'ın bulunduğu yoğun bakımın koridoruna girdiğimde Hazan'ı gördüm. Koridora serpiştirilmiş rengarenk koltuklardan mor olanında iki büklüm olmuştu ve sanırım uyuyordu. Adımlarım ona ilerledikçe yavaşladı. Topuzundan firar etmiş saç telleri yüzüne dağılmış, rahat uyuyamadığı yüzünün her mimiğinden belliydi. Elinden düşmek üzere olan telefonunda Hakan ve kendine ait bir fotoğraf açık kalmıştı. Önünde diz çöktüm. O kadar güzel görünüyordu ki... Onu uyandırma korkusuyla yavaşça saç tellerini geriye attım. Çünkü yolculuklarda uyuyakaldığında bunlar yüzünden uyandığı zamanlar olmuştu. Sebepsizce uyanmasını istemedim. İçten içe kendime ne yaptığımı sorgularken bedenim bunu umursamadan hareketlerine devam ediyordu. Yavaşça ona uzandım ve tüy kadar hafif öpücüğümü alnına kondurdum. Ona yakın olduğum her an bedenim alev alıyordu. Onu öperken kapattığım gözlerimi ondan ayrıldığımda araladım ve bir irkintiyle kendime geldim. Nasıl böyle bir hata yapıyorum?! Etrafıma bakındım. Etrafta kimsenin olmaması en azından iyiydi. Buradan gitmeliydim! Yanından ayrılıp girişteki görevlilerden birine Hazan'ı yoğun bakıma en yakın misafir odasına yerleştirmelerini, benim bu emri verdiğimi gizlemesini söyleyip hastaneden çıktım. Soğuk havayı derince içime çektim. Havanın soğukluğu kavrulan bedenime biraz da olsa iyi gelmişti. Kendimi nasıl tutacağım hakkında bir bilgim yoktu. Cengiz sürekli bu kelime söylüyordu ama nasıl yapacağım hakkında bir bilgi vermiyordu! Kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. Ne yapacaktım ben?!
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD