Kimsin?

2358 Words
"Ya öyle bir ihtimal gerçekleşirse, hani olur ya milyonda bir bu kızın başına gelse? Ne kadar sürede kendine gelir, hatırlar? " Mesut'un bu gizemli halleri beni öldürmeden cevap verse iyi olacaktı. Yoksa arkadaşım demeyip yapışacaktım yakasına. "Valla hiç hatırlamayabilir, hafızası yerinde olabilir, ya da hemen hatırlar bir iki hafta içinde bilemeyiz." sıkıntıyla nefesimi üfledim. " Bir şey olursa haber ver bana gidiyorum şimdi . " " Nereye ya ? Yalnız mı bırakacaksınız kızı burada ? " " Başını mı bekleyeyim Mesut ? Sabaha karşı geldim uykusuzluktan geberiyorum zaten . " ayağa kalkıp yanıma yürürken " Bir bakıp çıkacağım hangi odada ? " diyerek odanın çıkışına ilerledim. " O katta üç oda var zaten Aral, sağ tarafta köşede kalan oda . "  " Numarası yok mu böyle havalı havalı konuşuyorsun ya gören de hastaneyi satın alacağım sanır ? " güldü bu dediğime. " Alsan iyi olabilirdi aslında iyi yatırım . " omuz silktim. " Hizmetinizi değerlendirelim önce . " hastane alacağım falan yoktu şuradan bir kurtulsak başka bir şey istemiyordum açıkçası. Asansörün önüne geldiğimizde "Polise haber verdiniz mi kazayı ? " diye sordu.  " Ömer'le konuştum. Şimdilik sessizce bir araştıralım da polisi karıştırmaya gerek yok." merakla ona döndüm. "Sen nereden duydun bizim evin orda patlama olduğunu ? " " Şükrü aradı telaşlı telaşlı konuşunca kapattığım gibi seni aradım . O kadar büyük bir etki yaratmadı yani merak etme." kafamı aşağı yukarı sallarken "Adamın ikinci adı telaş olduğu için normaldir . Neyse aramızda kalsın bu işin içinde bir iş var gibi geliyor bana. " dedim . " Niye ki ? " " Kazanın olduğu yeri biliyorsun , yani arabayı görseydin. O hale nasıl gelmiş kendi çok beceriksiz olsa bile o hale gelemezdi. Hiç anlamadım nasıl yaptı kazayı bir uyansın da uyanana kadar en azından gizli tutalım elimizden geldiğince. Zaten Ömer  araştırıyor bizim çocuklara da haber verdim bakacaklar. Buralardan biri değil gibi ama. " " Evet ben de hiç görmedim. Çok büyük bir yerde de yaşamıyoruz görsem illaki hatırlardım diye düşünüyorum. Belki gezmeye falan gelmiştir, Uludağ'a gitme zamanı da değil ama olsun." " Bizim gezmelik tek yerimiz Uludağ mı Mesut ya gezmeye geldiyse bizim evin orada ne işi vardı hayır oradan geçip gidebileceği bir yer de yok, inşallah başımıza iş almayız. Ailesinin bu saate kadar bulunmuş olması gerekiyordu cidden vakit geçtikçe sabrım taşıyor. " " Sakin ol sen, en fazla hastanede birkaç gün fazla misafir ederiz ne yapalım ? " " Hafızası falan dedin işkillendirdin beni yoksa sakindim ben. Kadın iyileşir gider diye düşünüyordum. " gelen asansöre binip Mesut'un şifreyi girmesini bekledim. Sadece doktorlara ait asansör olması fikri mantıklıydı. Aynısından şirkete sadece kendime ait bir tane yaptırmayı aklıma yazdım.  " Yine gidebilir sadece süreç uzar. Zaten ailesi falan bulunduktan sonra bizlik bir şey kalmıyor. " " Bir bulunsun da gerisi düşünürüz. " asansörden inip bizim çocukların yanından geçtim. Katta iki kapının önünde iki kişi duruyordu. Geriye kalanlar da hastanenin belli yerlerine dağılmış olmalılardı.  " Bir durum yok değil mi ? " kafasını iki yana sallayan Gökhan "Yok efendim merak etmeyin. " derken kapının önündeki koltuklara oturdum. " Kayıp ilanı falan da mı yok ? " Mesut'un meraklı sorusuna Gökhan tekrar cevap verirken göz devirdim. " Adını biliyoruz ama hakkında bilgimiz yok henüz efendim."  " Ulan gökten düşmedi ya arayın soruşturun bulun adı var soyadı var daha ne olsun ? " " Araştırmalarımız devam ediyor efendim. " kafamı iki yana sallarken çalan telefonumu çıkardım cebimden. "Efendim Ömer ? " "Abi sen bu kızı nereden buldun ? " " Ben değil o beni buldu, hayırdır bir sıkıntı mı var ? " " Gürkan Korkmaz var ya iş adamı o adamın tek torunuymuş. Ayrıca adamın kızı kayıp, ölü ya da diri bulunamamış henüz. Miras meselesinden de haberlere düşmüşler daha geçen gün. Adamın torununun durumundan haberi olmayabilir bile. Büyük ihtimalle yoktur da." "Babası yok mu ? " " Valla abi ailesi hakkında hiçbir bilgi yok, sadece dedesinin adı çıkıyor anlamadım ben de çok . Karışık bir aile zaten kızın tek bir fotoğrafı bile yok medyada falan zenginler ama sadece ismen ortada kız . Volkan Sancak babası ama kendisine ulaşamadım bir türlü . Araştırmaya devam ediyorum. " ben demiştim başımıza iş alıyoruz diye . " Başka bir şey öğrenirsen haber ver Ömer bir de şu dedeye ulaşalım gelip alsın torununu . " " Tamam abi iletişim bilgilerine ulaşmaya çalışıyoruz zaten . En kısa sürede haber veririm. "  telefonu kapatıp yeni gelen Ural'a baktım. "Annemin çarşıda işi varmış onu bırakıp geldim." elindeki su şişesini uzatıp yanıma otururken odadan çıkan Mesut "Ben aşağı iniyorum hemşire sürekli gelip gidiyor zaten bir şey olursa gelirim yine." dedi. " Tamamdır teşekkürler Mesut."  " Ne demek işimiz bu sonuçta." gülümseyip yanımızdan ayrılınca arkama yaslanıp sudan bir yudum içtim . " Annemin ne işi varmış ? " dudağını bilmiyorum dercesine bükünce kafamı iki yana sallayıp " Neyse takılsın biraz kafası dağılır. " dedim. " Kızla ilgili yeni bilgi var mı ? "  " Dedesinin kim olduğunu öğrendik ama adama ulaşmaya çalışıyorlar. " koridorun sonundan bize doğru gelen hemşireyi görünce sustum.  Yanımızdan gülümseyerek geçip direkt odaya girince " Bir şey mi oldu acaba ? " diyen Ura'a döndüm. " Neden bir şey olsun ya kontrol edecektir. " diyerek omuz silktim ama bir sıkıntı olup olmayacağını da merak etmiştim. Madem bir şeyi yoktu uyanması gerekmez miydi ?  Telefonumu elime alıp Şükrü'yü aradım. "Buyurun Aral bey ? " "Şükrü kazaya karışan araç ne oldu ? "  " Şu an başındayım efendim çekiciye aldırıyorum. Bizim depolardan birine kaldıracağız.  Yapmamızı istediğiniz bir şey varsa oraya yönlendireyim. "  " Yok bir tane usta ayarlayıp arabayı incelet. Gerçi arabadan geriye ne kaldı bilmiyorum ama hallet işte. " " Tamam efendim hallederim. " bunu da halletmiştik. Bir tık daha rahatladığımı söyleyebilirdim. Hemşire odadan çıkıp önümüzde durunca kafamı suratına çevirip diyeceği şeyi bekledim. " Uyandı, doktor gelmeden görmek isterseniz eğer. Anında kafamı sallayıp ayağa kalktım. Bir görelim emanet sonuçta. Dedesine teslim edene kadar bize emanetti. Kapısında bekleyen çocuklardan biri kapıyı açınca Ural'a beklemesini söyleyip girdim içeri. E hani uyanmıştı bu kız ? Yüzüne doğru eğilip baktığımda kırpışan kirpiklerini gördüm. Tamam uyanmıştı cidden. Sandalyeyi biraz gürültüyle yatağın yanına çektim. Çıkan ses yüzümü buruşturmamı sağlarken yatakta kafasında bandajla yatan kızın inlemesiyle bakışlarımı ona çevirdim. Damar yolu takılı elini kafasına götürecekken konuştu .      " Ah susturun şu sesi ! "  " Dokunma başına sargı var . " gözlerini hafifçe açıp bana bakınca dümdüz baktım suratına. " Günaydın. " Bakışlarındaki boşluğun merak olduğunu düşünerek " Bir kaza oldu, kendine geldiysen anlatmak ister misin neler olduğunu ? "dedim. Kaşlarını çatarken " Neredeyim ki ben ? Anlamıyorum ne kazası ? " dedi. Umarım dalga geçiyordur benimle. En son ihtimal gerçekleşmiş olamazdı değil mi ?  Hayır bu kesinlikle Mesut'un kurguladığı bir oyundu, dalga geçiyordu benimle.  " Tam olarak ne hatırlıyorsun ? " kız endişeyle etrafına bakarken kaşlarımı kaldırıp suratını inceledim. Cidden unutmuş muydu her şeyi ? " Hiç, hiçbir şey . " buyurun cenaze namazına.  " İsmin ne peki ? "  " İsmim.." kısa bir süre duraksayınca gözlerim kocaman açıldı. Hayretle tepkilerini izliyordum. Hayır ne yapacaktım bu durumda ? Gerçi dedesine ulaşmaya çalışıyorduk adam alıp götürecekti kızı sorun yoktu. Ama hiçbir şey hatırlamıyordu, ulan Mesut o kadar para döküyorum şu hastaneye bir kızı iyi edemediniz.  " Vera . " diyerek tamamladım onun başlattığı cümleyi. Yazık düşünmekten kıpkırmızı olmuştu.  " Vera , şey hatırlamıyorum . " kafamı aşağı yukarı sallarken " Bu durumda kazayı nasıl yaptığını da hatırlamıyorsundur ? " dedim. Gözleri dolarken "Hiçbir şey hatırlamıyorum, kimim ben neden buradayım neler oluyor ? " diye sordu. Gerçekten neler oluyordu ya ? " Öncelikle sakin oluyorsun, kazadan sonra böyle bir ihtimal bekleniyordu doktor sana açıklar durumu. Hafızan da yerine gelecek ağlama. " eli tekrar bandajlı kafasına gidecekken yarı yolda tuttum. Zaten yüzü gözü kandan zor arınmıştı deli miydi bu kız ? " Kafanda sargı var. Lütfen ellerini oradan uzak tut büyük bir kaza atlattın ama şimdi iyi ve güvendesin. Bir sorun yok cidden. " ellerini bırakıp karşısına tekrar oturdum. " Ne kazası ? "  " Arabanla takla atmışsın ama neyse ki daha büyük hasar almadan kurtuldun. " yatakta oturur pozisyona gelirken mırıldandı. " İyi olduğuma emin miyiz ? "  " Valla Mesut öyle dedi. " kaşları tekrar çatılırken " Doktorun . " diye belirttim.  " Sen şimdi hiçbir şey hatırlamıyorsun yani, ufacık bir şey bile mi yok ? " kafasını iki yana sallarken sinirle yüzümü sıvazladım. Ulan kızın kafası resetlenmişti iyi mi ! Allah'ım sen sabır ver ya rabbim.  " Peki siz kimsiniz ? " merakla bana bakınca sakin kalmaya çalışarak konuştum. Ama inanın hiç sakin değilim bir an önce dedesi gelse de emaneti teslim etsek diye bekliyordum. " Ben Aral. Seni kazadan kurtaran kişi..." odanın kapısı bir anda hızlıca açılınca kafamı o tarafa çevirdim. Sözümün yarıda kesilmesinden de nefret ediyordum.  " Abi acil gelmen gereken bir konu var. " Ural bu kadar telaşlı geldiyse kesin bir şey olmuştu. Ayağa kalkar kalkmaz elime yapışan sıcak bir şeyle anında kafamı oraya indirdim. " Ne oluyor ? Gitme, tek bırakma beni. " Elimi tutmuştu can havliyle ama bir dur kızım zaten ortalık karışık. " Buradayım bir yere gitmiyorum. Ural kardeşim benim ben dışardaki işi halledene kadar senin yanında kalacak tamam mı ? "  " Nereye gidiyorsun ? " kafasını kaldırıp bana bakınca " Kapıya çıkıyorum ne olduğunu öğreneceğim. Sen de yat dinlen doktor gelir birazdan. " dedim tahammülsüz bir şekilde. Sabrım sınanıyordu. Mesut içeri girerken " Hiçbir şey hatırlamıyor ne yap et hatırlasın her şeyi. " diyerek Ural'ı da alıp dışarı çıktım. Ensesinden tuttuğum kardeşime " Ne oldu Ural ?" diyerek sorarken kapıdaki çocuklar da yanımıza gelmişti.  Ne olmuştu iki dakikada ? " Unutmuş mu cidden her şeyi ? " " Konuşturmayı denedim ama hatırlamıyor. " omuz silkip " Anlat hadi. " dedim. " Dedesi gelmiş seninle görüşmek istiyor. Koridorun sonundaki odaya geçti. " derin bir nefes alıp " Allah'ım sabır ver." dedim. Lan gelip torununu görsene önce.  "Yok ben ecelimle ölmem böyle sinirden öleceğim kesin. Olum baştan söylesenize dedesi gelmiş diye. " " Allah göstermesin abi. " diyen Salih'e dümdüz bakıp " Yürü hadi bakalım ne istiyormuş ? " dedim. Zaten Sinan ne ara gelmişti onu da anlamamıştım. Araştırmaları direkt yerinden yürütüp dedeyi kolundan tuttuğu gibi getirmiş miydi ? Umarım öyle yapmıştır diyecekken tanımadığım birkaç korumayla Salih'e döndüm. " Adamı adamlarıyla birlikte mi getirdiniz ? " " Kendisi bizi buldu efendim. " nefesimi üfleyip kafamı aşağı yukarı salladım. Babamın ölümünden sonra korumaların hepsi üstüme kalmıştı. Ben daha gençliğimi yaşamadan ailenin devamı koltuğuna oturtulmuştum ki bu da beni geren tek noktaydı. İki gün sonra annemin ne ile geleceğini bilmiyordum. Kadın ayaklı gazete gibiydi ama bana gelince dert kutusundan başka bir şey değildi. Başıma renk renk çorap örüyordu. Çeşit çeşit sıkıntının içinde en az sıkıntı korumalardı sanırım. Tek dertleri bizi korumaktı, bunun için para alıyorlardı. Kapıya yaklaştığımızda gördüğüm korumalarla gözümü devirdim. Sıkıntı çıksın istemiyordum hastanedeydik ama adam orduyla gelmişti buraya resmen. Kapıyı biri açarken Salih'i dışarıda bırakıp içeri girdim. Gürkan Bey'di sanırım karşımdaki koltukta oturan. Neyse odada tek olduğumuzu fark etmiştim. Sorun yoktu. Elimi uzatıp kendimi tanıttım. " Aral Karahanlı . "  Gülümseyip " Gürkan Korkmaz memnun oldum Aral . " derken karşısındaki koltuğa oturmuştum. Oldukça fit durmasına rağmen kır saçları ve elindeki bastonuyla yaşlı olduğunu bağırıyordu zaten.  " Benimle görüşmek istemişsiniz Gürkan bey. Torununuzu evimin yakınlarında buldum başka bir bağlantım yok. O da da bir şey hatırlamıyor gerçi." Kafasını sallayınca oturduğum yerde dikleştim biraz. Burnuma hiç iyi kokular gelmiyordu. " Biliyorum her şeyden haberim var. " " Onun yanına gitmelisiniz o zaman burada vakit kaybetmeyin, uyandı hem. " " Aral senden bir ricada bulunacağım. Ben seni baban Mehmet Karahanlı'dan gayet iyi tanıyorum. Ondan miras kalan şirketi nasıl büyüttüğünü aileni nasıl koruduğunu her şeyi. Babanı çok severdim o da sever sayardı beni sağ olsun. Ben senin ne kadar güçlü biri olduğunu biliyorum ama herkes bunun farkında değil, elinin kolunun her yerde olduğunu istediğinde önünde kimsenin duramayacağını da. " beni durduk yere övmediği kesindi. Bunu sıklıkla yapan annem ve kardeşim sayesinde öğrenmiştim ki bir şey istemeden önce bunu yapmak işe yarıyordu. Ama bana pek işlemezdi böyle şeyler .  " Vera için senden bir şey isteyeceğim duydum ki hafızasını kaybetmiş. " ben söylemeden önce biliyordu demek ki.. Bu adam torunu için benden ne isteyebilirdi ki ? Ayrıca bu adam beni, babamı nereden tanıyordu ? • Vera Sancak • Önümde birleştirdiğim ellerimi incelerken karşımda gürültüyle bir şeyler yiyen çocuğa baktım. Başım ağrıyordu ve cidden bilerek yaptığını düşünmeye başlayacaktım yakında. " Ne yiyorsun böyle gürültüyle ? " ağzındakini yutup konuştu. " Elma, ama sana yer misin diye sormayacağım bir süre yasak. " kafamı iki yana salladım hafifçe. " Teşekkür ederim istemeyecektim zaten. Bana ne olduğunu biliyor musun, neden buradayım, kimim ben? " "  Valla ben de çok detaylı bilmiyorum bizim evin yakınlarında kaza yapmışsın şanslıymışsın ki abim oradan geçerken fark etmiş seni. Zaten bir şey biliyorsa da o biliyordur heh o da geldi zaten. " kapıda bekleyen adama döndüm. Üstündeki kan lekesi bana mı aitti ?  " Gidiyoruz. " diye bir ses yükselince bakışlarımı lekeden çekip suratına diktim.   " Ee abi kız ne olacak ? " kız kimdi , benden mi bahsediyorlardı ? " O da bizimle gelecek Ural , ama şimdi değil yarından sonra bir süre misafirimiz olacak. " " Öylece çıkaracak mıyız hastaneden , daha kaydını bile yapmadık. " onlar kendi aralarında sohbet ederken Aral bir bana bir kardeşine bakıp konuşmaya devam etti.  " Mesut halledecek her şeyi. Bu gece burada kalacaksın ne olur ne olmaz diye, yarın sabah erkenden eve geçiyoruz.  Ural Salih'e de söyle güvenliği arttırsın." Ural odadan hızla çıkarken " Sen gidiyor musun ? " diye sordum.  " Üstümü başımı değişip tekrar geleceğim. İstediğin bir şey var mı ? "  " Hayır teşekkür ederim. " neyi sevip sevmediğimi bile bilmiyordum ki bir şey isteyeyim.  " Birkaç saat daha bir şey yemeyeceksin ama akşama doğru yersin sanırım. Ben geldiğimde konuşurum hemşireyle şimdi biraz uyu burada kimse seni rahatsız etmez merak etme. " " Teşekkür ederim, kimsiniz bilmiyorum gerçi ben kimim onu bile bilmiyorum ama teşekkürler. Beni siz kurtarmışsınız, isteseniz öylece çekip giderdiniz. Teşekkür ederim. " " Teşekkürünü daha sonra hafızan yerine geldiğinde edersin. Şimdilik iyi olmaya bak sadece. Başka da bir şey düşünme kendini toplayınca düşünmek için yeterince fırsatın olacak zaten. " gülümsedim. " Hadi iyi uykular. " gözlerimi kapatırken son kez düşünmek için izin verdim kendime. Kimdim ben ya da kimsiniz siz ?
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD