Ve. Annemin falları bittiğinde kadının yerine ben yoruldum yav. O kadar yalanı nerdende bulup sallıyor vallahi şaşılacak şey.
Offf be offf!
Para geri geldi ve bankadan arıyolar şimdi yav!
"Ömür hanım, bir sorun mu var?" dedi öncesinde kendisini tanıtan banka görevlisi.
Olmaz olur mu şu domuzun oğlu en büyük sorun diyesim var ama diyemedim tabii.
"Ya şakalaşıyoruz arkadaşla... çok özür dilerim, hemen bitiriyoruz." demek zorunda kaldım.
Eh bir para tam yirmi defa gelip giderse hesaplar arasında olacağı buydu. O sinirle döşedim buna.
Ben: ya bana bak gönderip durma şu parayı, bankadan aradılar, başımdan nasıl savacağımı şaşırdım.. gönderme tamam mı göndermeee!
Uyhhhhh!
Çevrimiçi oldu gıcık yine ve hala bana yazma derdinde ya!
Domuzun Oğlu: Sen gönderdiğin sürece bende o parayı sana havale etmeye devam edeceğim... işim gücüm var benim, senin gibi boş gezenin boş ustası değilim... hoşça kal çok bilmiş!
aaaaaa! Manyağa bak ya! Zeytinyağı gibi de üste çıkmaya çalışıyor.
Ayyy ne dedi o bana ya!
Ben: bana bak sen önce ustayı kalfayı bi öğrende ondan sonra bana atasözleri döşe.. utanmıyosun! Al o paranı da... töbe töbe ya! Utanmaz!
Kestim yazmayı artık. Cevap yazıp duruyor, açmıyorum bile.. bakmadığımı varsaydın gıcık!
Çok sinir oldum ya!
"Anneee, Aras ay aman Uras nerde?" diye öyle bir hışımla sordum ki anneme kadında neye uğradığını şaşırdı, oturduğu yerde sıçrattım kadını ya!
Ah ulan Aras! Seni gebertesim var!
"Kızım baban arkadaki parka götürdü onu," diyince hemen fortmantoya gittim. Evdekilerde çıt yok. Gördüler tabii dellendim, ses edeni gebertirim biliyolar. Ama ah o Emoş yok mu, öyle bir cin gibi bakıyor ki üstüne çıkıp zıp zıp zıplayasım var.
"Bak ben oğlanı almaya gidiyorum, sizde yavaş yavaş hazır olun... eve gidrelim artık," dediğimde hepsi tamam dediler ama o Emoş hala bana gıcık gıcık bakıyor.
"Bak sakın arkamdan dedikodu yapmayın, valahi oyarım! hatta ve hatta vallahi hakkımı helal etmem konuşursanız arkamdan.. alın size kul hakkı!" fiye ultimatomu da çektim, attım kendimi dışarı tüm öfkemle.
Çıktım kapıdan, söylene söylene sokağa çıktım.
Uyhhhşşş!
Hava hafiften serinlemiş mi ne? Çocuklar üşürmü ki? aman nolmuş, biner taksiye gideriz işte.
La iyiki bir hafta sonu dışarı attık kendimizi.. çalış, çalış nereye kadar yav. Burnumdan getirdiler ama önce Emoş, sonrada domuzun oğlu.
Uyuhhh! Arada kayınpederde lafı yiyo ama...
Amaan! Napim... birde onu düşünecektim, evdekiler ne yapıyor acaba? Uyuzlar! * * *
"Çabuk çıkarın len telefonları, açın w*****pı," dedim ve kızlar bir telaşla çıkardılar telefonları piyasaya... hemen yeni bir grup kurdum.
Helal Gıybet
Ben: kız bu Aras ne yapmaya çalışıyor, bir fikriniz varmı?
Emoş: valla bence bu deliyle iletişim kurmaya çalışıyo, ohhh içimin yağları eridi.. Allahım Allahım duama icabet eden rabbim, çok şükür!
Ülkü Sultan: valla ben onu bilmem, kızı çıldırttığı kesin!
Kızıl Kafa: ayy kafam gitti o telefonundan gelen bildirimlerden ya burdan ayrı, mobilden gelen ayrı.. ama Ömo da çok öfkeli, eh haklı tabi de yalnız yüzüne dikkat ettiniz mi gözlerine falan... kızın gözleri parlamaya başladı sanki...
Kibarım: ay evet yaa... onu bende fark ettim.. kızlar yoksa bunlar barışacaklar mı ne?
Ben: ay bilmem ama valla bunun sonu gelmez olan bize oldu... sıçıldık la... bi keyifle konuşamıyoz ya... ama ne demişler demokrasi de çareler tükenmez.. ceronuz olarak bak yine buldum çözüm.. ohhh sana Ömo!
Sarışınım: ablam bi bilse bunu yaptığımızı vallahi öldürür bizi.. ama Aras'a çok öfkeli... ohhh ağzından burnundan getirsin o sırığın.. çok iyi yapıyo..
Emoş: kız birce... niye susuyosun sen, bişey söylesene! Dut yemiş bülbül gibi sustun tırşik
Birce Kısçe: ben bir şey diyemem. Ablamın yüzüne bakamam sonra.
Emoş: abovvvv! Kız aramızda ajan var.. uyhhh sesi geliyo Uras'ın! Geliyo kız bu deli.. çıkın çıkın whatsaptan...
Aman yarabbim! çıktıkta nasıl çıktık, o telefonları neremize sokalım bilemedik ya! Valla hepimizi korkutmuş bu kız. Allah verede anlamasa bir bok. Hepimiz sanki bir şey yapmamış gibi havadan sudan konuşmaya devam ediyorduk ki, kapıyı açtı içeri.
Amanın! Söyleniyor hala.. ay o telefonun da canını çıkardı ya.
Ayakkabılarını çıkarmaya çalışıyor mu yerinde tepiniyor mu anlayamadım. Koştum hemen, Uras'ı aldım kucağından.
Delimi ne ne? Kucağında taşımış çocuğu, nefes nefese kalmış ve o bir anlığına bana bakan gözleri Glok silah gibi ateş ediyor etrafa valla.
Belli çok sinirli, yanaşılmazda şimdi buna. Geçti oturdu koltuğa.. bildiğim burnundan soluyor. Telefonuda pat diye sehbaya bıraktı, içinde bir şeyler kırılmadıysa çok iyi.
"eeee! Ne yaptınız? Konuştunuz mu len arkamdan?" diye sorduğunda salak Emoş atladı hemen. "Yok vallahi konuşmadık... kimsenin sesi çıkmadı bile," dedi aptal!
La karşımızda Agatha var! Ne çabuk unuttu bunu ya? Allah verede şüphelenmese ya!
Eyvahlar olsun!
O tek kaş kalktı, hepimizin gözlerini tarıyo tek tek o ateş saçan kahveleri.
Aman sakın kaçırmayın gözlerinizi diyebilsem keşke ve eyvah... Birce kaçırdı bile! Boku yedik!
"Birce... konuşmadılar mı yani arkamdan,?" diye sormasın mı? Korkudan tükrüğüm, nefes boruma kaçtı yav, aldı beni belalı bir öksürük!
Allahım Allahım ölecem ya!
Nuray koştu su getirdi bana.. hiçbir şey demeden bana bakıyor hemde aynı Aras gibi. O uyuz inanmadı mı böyle bakardı, 'ah siz var ya,'der gibi!
"Konuşmadılar ve hiçbir şey yapmadılar öyle mi Birce?" dediğinde ölesim geldi ya!
Ben ne ara bu kızdan bu kadar korkar olmuşum ya? Vallahi ter bastı.
"Yok abla!" dedi Birce ama sesi titredi yav!
"Ver bakim sen şu telefonunu!" demesin mi?
Ayyy! Selamızı okuyablir hoca efendi.. hatun kişi niyetine cenaze namazımızıda kıldırabilir imam efendi.
Öldük biz!
"Abla valla bir şey yok," diye yalan yere yeminde etti kız ama cıksss! Hayatta yemez Ömo...
Bittik biz!
Biliyorum, şu an whatsapa girdi ve bakıyor. Öldün sen Cero... öldün!
"Vay bee! grubun ismine bak... Helal Gıybet! Hımmm! Yöneticide senmişsin yavrum Cero?" derken bana baktı ya ve en sevimli halimle sırıtıyorum şu an...
tüm yazışmaları okudu... salondaki sessizlik öyle böyle değil.
"Valla tebrik ederim... konuşacak, hemde helalinden gıybet edecek bir yol bulmuşsunuz. Şeytanın aklına gelmez la bu," derken güldü.
Offff! Tuttuğum nefesimi bıraktım yav.. patlayacaktı ciğerlerim nerdeyse...
"Ya napcaktık, la keyifle bi dedikodu bile yaptırmıyon bize..." diye atladı yine Emoş.
"Bakın ilk ve son kez söylüyorum... özellikle üfürükçü Emoş sana. O domuzla sittin sene bir daha bir araya gelmem ben.. bu böyle biline... sakın uğraşmayın bu konuda... eğer çakarsam, anlarsam bi halt ettiğinizi kaç yıllık canlarım demem, hepinizi harcarım! Sakın bak sakın uğraşmayın... kötü oluruz!" dedi ve çok ciddi bu kız. Hoş hiçbirimizin böyle bir şeye yeltendiği yokta İşte bir tek Emoş, rengini belli etti bugün.
Ayyhhh!
Dayanamadı, patladı yine.
"Hay senin gururuna sıçayım be. Kendini düşünmediğin ortada da bu çocuklarıda mı düşün müyorsun sen ya? Yazık değil mi bu sabiilere. Tamam, sen çok haklısın, ama yani adam pişman olmuş bence ve bak seninle iletişim kurmaya çalışıyor.. sende bir inat... olmaz ki ama datlım, gıymatlım... valla çocuklara yazık ya... ben onlar için istiyorum bir araya gelin, konuşun, anlaşın. Yalnız olsan vallahi tek bir dua etmem Ömom... ama çocuklar işte ya!"
Oyyy kıyamam.. kahveleri doldu yine. Ah canım benim kimbilir ne düşünüyor ya... * * *
~~27 ŞUBAT 2024 ~~
Bugün hastaneden çıktım. Bir ay yatmışım öyle dedi Cero.. iyiyim ama iyiyim.. daha da iyi olacağım. Doktorum çok yakından ilgilendi benimle. Bazen bahçede birlikte sigara içtik. Soba borusu gibi mübarek..
Anovvv!
Çektikçe çekiyodu derin nefesleri. Benden beterdi. "On beş gün sonra görüşelim, bakalım gidişat nasıl?" dediğinde, gülümsedim sadece. "Tamamdır doktorcum," dedim.
Uyhhh elin adamını cumladım yav.
Ammaan! Neyse ne!
Hah! İşte kılıç kalkan ekibi geliyor... ammaaan, kız Birce'yi de kapmışlar yav. Çiçeği burnunda yeni gelin, ne işi varcla deli hastanesinde...
"Agathaaa!" Hah, asıl deli geliyo kucak açmış olarak. Emoşum yaaa!
Ne özledim onları ben ya!
Bir ayda sadece bir kez Cero ile görüştüm.
Uyyhhh ağlayacağım şimdik.
Doktorumda gülümseyerek bakıyor bize. Hepimiz aynı anda sarıştık yine.
"Hazır mısın?" dedi Cero!
"Hee hemen gidelim... çok özledim bebişlerimi," derken, yaramazım aktı yine gözümden.
Ağlamak, gözyaşı terk etmişti beni. İki gündür yeniden akmaya başladılar... oda çocuklarımı düşününce..
Oyhhhhh... nasılda burnumda tütüyorlar. Evimizin önüne gelip durduğunda Cero'nun arabası içim çok kötü oldu ya. Zaman algım nerdeyse hiç yoktu, şimdi biraz toparladım. Sanki bir yıldır görmüyor gibi hissediyorum çocuklarımı. Nasıl özledim onları ben. Baba evde yok artık, birde anne gidince kimbilir ne hissetiler ya? Unutmuş olabilier mi beni ya?
Sahi ben bir süreliğine her şeyi unuttum ya? Unutmadım aslında... sadece, sadece vazgeçmek üzereydim her şeyden.. tuhaf bir boşvermişlik sarmıştı benliğimi, aklımı, ruhumu... meğer asıl depreme hazırlıkmış o boşvermişlik... bastırmakmış, yok saymakmış olanları... ama öyle değilmiş işte... çığ gibi büyümüş, büyütmüşüm yok sayayım derken, hislerimi, yalnız hissedişlerimi, ayazlarda kalmalarımı. Yemin ettim... kimseyi bir daha böyle sevmeyeceğim, kimseye sonuna kadar bağlanmayacağım... kimseye nefesimmiş gibi davranmayacağım ve beni çocuklarıma hasret bırakan o Aras'ı asla affetmeyeceğim. Kıydı çocuklarıma da kıydı o domuz..
"Hadi kızım ya çıkalım yukarı... ha bak az daha unutuyordum, bagajda oyuncaklar var.. çocuklara aldım. Sen Amerika'dan geldin ya onlara almışsın.. Uras'a öyle söyledik canım. İnandı o da." diyince Cero, yüreğim yine yeniden kanamaya başladı.
Oyyhhh!
Bu merdivenler bana hiç bu kadar çok basamağı varmış gibi gelmemişti. Kuzularım uyumuyorlardır inşallah. Yüreğim ağzımda çaldım kapıyı.
"Geldiiiim" annemin sesini duyunca nefesimi tuttum. Kadını da ne çok üzdüm ben. Çok korkmuştur kesin o gün. Kimse o günle ilgili benimle konuşmuyor ama ben biliyorum.. en son yere çarptığımda bedenim, annemin çığlığıydı kulaklarımda kalan ve gözlerimdeydi ağlayan korku dolu gözleri.
Açtı işte kapıyı.
Elleriyle ağzını kapadı hemen. Kızlar söylememişler, belki bir aksilik olurda çıkamam bugün diye.
Şaşkın ve bir o kadarda mutlu.
Deli gibi sarıldık birbirimize. "Yavrum, kuzum.." diyor başka bir şey diyemiyor ve ahh Allahım Urasım koştu geldi. Boyu mu uzamış ne? Sanki zayıflamış evladım ya!
"Gel anneye!" derken çoktan annemden ayrılıp, yere dizlerimin üstüne çöktüm. Ağlamayı unutan ben deli gibi ağlıyorum.
Niye öyle küsmüş gibi bakıyor ki bana? İsteyerek bırakmadım ki onu ben? Vallahi istemedim böyle olsun..
"Gel Urasım, aşkım gel, anneye gel aşkım!" dedim kollarımı açarken ve o, tıpkı babası gibi küskün bakarken bir anda koştu, o çok özlediğim küçük bedenini kollarıma bıraktı.
Allahım, nasıl özlemişim ben bu kokuyu, bu sıcaklığı, yumuşaklığı... çok ama çok özlemişim..
ahh Aras! Sana ne diyeyim ki ben! Beni evlatlarıma hasret bıraktırdın ya, sana ne desem az ama işte... ah ama işte! * * *