Ne oldu ki şimdi, o eve girmeye, çocuklarımla olmayı neye borçluyum ki? ama bu dönüş sadece onlara, evlatlarıma... ona değil... oturdum kaldım öyle salonumun koltuğunda. Bir yanım çok mutlu olsada bir diğer yanım kanıyor... anladım ya... çocuklar için geri gel dedi. Urasım... kesin onunla bir şey yaşadı, dayanamadı... böyle de olsa pes etti.. oda yine şimdilik... telefonum çalmaya başladı ve o mu diye baktım... hayır değil... ismini görmek bile sinirimi bozuyor artık. Yediği azar yetmedi sanırım.
"Ne var Başak hanım, gecenin bu vaktinde arıyorsunuz?" diye adeta bağırdım. Dişlerimi öyle sıkıyorum ki her an kırıabilirler.
"Biraz sakin olsan Aras! Noluyorsun böyle kuzum?" dediğinde çıldırdım.
"Ya sizin kulaklarınızda bir sorun mu var, bu ne samimiyet hatta cıvıklık... sizi en başından beri uyardım... biz sizinle dost, arkadaş, akraba yada sizin saçma sapan söyleminizle kanka değiliz... sadece ve sadece iş ortağıyız. Haddinizi ve yerinizi bilin ve lütfen yaşınıza uygun davranın.." bas bas bağırttı beni bee! biri bana böyle konuşsa yerin dibine geçerim, yüzüne bakamam ama bu kadın, bu kadın başka bir şey. Yine attı o garip kahkahasını... sanki kadının sinirleri alınmış, acayip bir şey ya! Nerden bulaştım ben bu kadına.
"Peki Aras beycim.. anlaşıldı... neyse, ben seni," dediği an hemen araya girdim ve "sizi," diye düzelttim.
Bütün sinirlerim bir yay gibi gerilmişti. Git gide daha çok geriliyordum ve bu olduğu gibi sesimede yansıyordu. "Tamaam, sizi bu saatte şunun için rahatsız etmiştim... otelin kayak pistinin ve ayrıca spor salonlarının ciddi bir bakıma ihtiyacı var... bunun maliyetinin, ayrıca buna ayrılacak bütçenin belirlenmesi lazım. Ben bir iki firma ile görüşme ayarladım bile ve sizde o toplantıda burda olursanız çok iyi olur diye düşünüyorum," dedi ve nihayet sustu. Aynı anda telefonuma bir arama daha düştü. Ömür'dü arayan ve kadına hiçbir şey demeden Ömür'e cevap verdim.
"Efendim aş.. Ömür?" dediğimde derin bir nefes aldığını duydum.
"Çocuklar uyumuyor... söylemiştim onlara babanız gelecek diye.. seni bekliyorlar ve saat ilerliyor," dediği an telaşla fırladım yerimden.
"Tamam, on dakikaya ordayım, bir şey lazım mı?" diye sorduğumda, "sen... yani... çocuklar için," dedi.
Sen lazımsın dedi ya bana, deli gibi mutlu oldum ya. Çocuklar için bile söylemiş olsada bunu duymak, kalbimin atışlarını değiştirdi. Zaten onun sesini her duyduğumda bu kalp kendisini kaybediyor ama şimdi bunu duydum ya, atışlarını saymak istesem bile, sayamam.
"Peki... olurda aklına gelirse ara hemen beni, alır getiririm," dediğimde sanki güldü yada bana öyle geldi. "Tamam, söylerim," dedi ya ve sanki sesi biraz olsun yumuşamıştı. Umut edebilir miyim ben ya, zamanla yeniden biz olabilir miyiz, olur mu ya? "Görüşürüz," dedim... "peki," dedi ve kapadı hemen.
Offff! Kadın hala beklemede.
"Başak hanım, bu konuyu yarın konuşuruz. Eşim ve çocuklarım bekliyor... size iyi geceler," dediğimde, "nasıl yani, siz boşanmamış mıydınız, eşim bekliyor derken.. anlayamadım ben," dedi ve çok şaşkındı.
"İyi geceler Başak hanım!" dedim, kapadım telefonu ve hemen yatak odama koştum. Ne alacağım ya? Çocuklar bekliyor ve benim hemen gitmem lazım. Sadece pijama ve bir takım iç çamaşır aldığım gibi yere savurup attığım bir poşeti aldım ve hemen içine koydum. Deli gibi koşturarak evden çıkıp, araca nasıl bindiğimi bilemedim. Çok heyecanlıyım... evime geri dönüyorum ya, onlara geri gidiyorum ya... offf Allahım biraz sakinlik ver ne olur? * * *
"Yaaa gemeeedi, gemeedi isdeee!"
Ay Allahım... kapının dibine yere oturmuş, kollarınıda göğsünde birleştirmiş, suratıda astı, oyy o kaşlarda çatılmış... güleceğim, gülemiyorum da.
"Oğlum, evladım aradım geliyormuş... birazdan burda olur.. kalk o kapının dibinden aşkım yaa!"
Omuz silkiyor bana ya! Tövbe yarabbim! Haaah! Şimdi tam olduk! Öykü hanımdan uzun hava taksimi.. ne güzel sızmıştı koltukta ya.. biraz daha derin dalsın diye beklerken, Uras'ın söylenmesiyle oda uyandı..
Oyhhhhh!
"Mızmızım benim... huysuzum beniiim.. gel bakalım kucuya!"
Anam bu kime çekmiş yav... surata bak! Astı yine asmaları.. amaan, amaan.. sussunda.. yoksa boku yedim sabaha kadar..
Ayy birden kıvranmaya başladı kucağımda..
"Tiiiiisssss"
"Nee çiş mi? ee kızım yap bezine yaaa.. gece gece!" Ayyyhhh! Bu da bir çeşit ya... başladık ya tuvalet eğitimine illa, kendi tuvaletine yapacak! İnat ya inat!
"Annisss tiissss!" Hay senin çişine be!
Kucağımda onunla koştuk tuvalete... kıpır kıpır ya!
"Kız bi dur! Açayım bezini yaa!" Anoovvv! Emoş cici annesi gibi acele bacı yav!
Ahanda kapı çalıyor, Uras bağırıyor! Hay Allahım ya!
"Annneeeee... baba geeediiii!"
Uyyyhhh! Sıçtım ben ya!
"Annem sen bekle, kapıyı açayım babaya... geliyorum hemen!" dememle banyodan tüymem bir oldu. Allahım Uras anahtarı çevirmeye çalışıyor, nasıl bağırıyor hala.
"Oğluuum! Tamam duydum... dur annem ben açarım şimdi kapıyı!" dedim ama beni duymuyor ki... zıp zıp zıplıyor ya lastik top gibi.
"Oğlum zıplama ya... aşağıda insanlar uyuyor yaa!" Oyyhhhh!
Açtım kapıyı ama kız sesleniyor.. "anniiiiş!" Hay senin ananın! "geldiim kızıım"
Aras'a hoşgeldin dememle bu defa kapıdan tüydüm..
Oyyhhhh! Kendimi uzun maraton koşucu gibi hissediyorum ya. Adamda şaşkın kaldı öyle!
Amaaan! Kıçımın kenarı... kalırsa kalsın! Yok birde kırmızı halı yayacaktım... pis domuz!
Oyyhhhh! Yoruldum bee!
Öykü babasının sesini duydu ya paytak paytak nasıl koşuyordu ki ehh... düştü tabii. Eyvah şimdi bağıracak diye beklerken, umurunda olmadı ve Aras koştu onu yerden kaldırdı.
Ay nasıl sarılıyor ikisi birden ya! Uyyhhh! Hemen mutfağa geçtim. Ağlamak istemiyorum ama o halleri yok mu, dayanmıyor içim ya... zırlıyorum yine ya.
Uyhhhhh! Kucağında çocuklarla mutfağa geldi, hemen arkamı döndüm.
La bi salın beni ya.. napıcam ben şimdi ya! Kulaklarımda çocukların mutlu kıkırdamaları, gözlerimde yaşlar... kaldım öyle ya.
"eee...şey... karnın açmı, yemek hazırlayayım hemen," dedim o uyuz titreyen sesimle. Dönüp bakamıyorum da.. aç olup olmaması umrumda değil, tek istediğim beni yalnız bırakmaları.
"teşekkür ederim.. bilmiyorum Ömür," dedi bana ve kahretsin ki onunda sesi titriyor. Bir an dönüp baktım. Ağlıyor oda.. ama gözlerini silme şansı yok. İki veled de yapışmış canına. Kız başını dayamış omuzuna... sanki uyuyacak... Urasım, öyle bir bakıyor ki ona... gülümsüyor, alt dudağını ağzının içine de gizlemiş... oyy o yumuk parmaklarıyla şimdi de babasının yanaklarını siliyor... tuttu öptü ya... döndüm yine tezgaha bakıyorum... bacaklarım titriyor... düşüp kalacağım şimdi.
"eee.... şeyy... tamam... siz içeri gidin.. ben, ben bir şeyler hazırlayayım," dedim diyebildim nihayet.
"Tamam, tamam da kız uyudu sanki Ömür," dediğinde hemen yanaklarımı sildim.
Uyyhhh!
Döndüm ve göz göze geldik bir an. Yanına gittim. "Alayım ben onu," dediğimde "tamam," dedi ve ben kızı almaya çalışınca gözünü açmasıyla çığlığı bastı zilli.
Uyyyhhh! Korktum be! Sanki canına kast ettim edepsizin. Hemen geri çekildim.
"desibeli kaç bunun ya.. gitti benim kulak," diyince, tutamadım kendimi.. güldüm.. ehh Aras efendi... bitti o rahat günler! Hoşgeldin kargaşaya...
Aklımdan geçeni okumuş gibi, "hoşbuldum," demesin mi? Şaşırdım bir an. Bana öyle bir bakışı var ki utandırdı beni ya. Kaçırdım gözlerimi ve döndüm, derin bir nefes alırken buzdolabına gittim. Çıktılar nihayet mutfaktan. Kapağını açtığım dolabın önünde öylece kalakaldım. Çok garip hissediyorum.. hem çok tanıdık, bir o kadar da yabancı bu duygu... * * *
Allahım şu an yatak odasında bir yatakta dört kişi yatıyoruz. Uras tutturdu bende sizinle yatacağım diye.. kız eksik kalır mı? Baba omuzundaki o kısa uykudan sonra cin kesildi başımıza.. dakka başı "anniiiss tiiiss" içim bayıldı be tuvalete koşturmaktan. Heyecan yaptı diyemidir nedir anlamadım, paso tuvalete taşındık yav, vallahi yoruldum ya. Allahtan yarın pazar ve evdeyim.. inşallah dinlenebilirim.
"Ömür... kız uyudu galiba.. götüreyim mi yatağına," dediğinde domuzun oğlu, doğruldum ve baktım kıza. Yapışmış babaya... bir yanında Uras, bir yanında Öykü.. hareket edemez halde.. yav gülecem, gülemiyorum da.. ama böyle çok tatlılar üçüde.. "bilmiyorum, uyanır mı ki?" diyince ben, baktı bana ve gülümsedi. "Boşver, dursun... bozmayalım şimdi rahatını," dedi ve döndü kızını alnından öptü, kokusunu içine çekti.
Uyyhhhh!
Zırlamaya pek meraklı gözlerim yaşardı yine. "İyi geceler Ömür,"'dediğinde fısıltıyla, yeni koymuştum başımı yastığıma ve gözlerim tavanda geziniyordu. "sanada," diyebildim. Adını söyleyemiyorum. Gözümden yaşım süzüldü yine. * * *