17. Bölüm | Özge'nin mumu yatsıya kadar Harput kalesinin üstünde olmak varken havalimanında abimle birlikte uçağın kalkış saatini bekliyorduk. Telefonum ısrarla çalıyordu ancak kalbimin titreşiminden telefonun sesini duyamıyordum. Biraz sonra El-Aziz'den gidecek, arkamda pek çok kişi bırakacaktım. Alzheimer hastası dedem, öfkeli ve ağır yürüyen babaannem... Kim bilir hakkımda ne düşünüyorlardır. Tuba ile Can gittiğimizi fark etmiş midir? Gerçi babam fark edip aradığına göre muhtemelen ev halkını teyakkuza geçirmiştir. Derin bir of çekip abimin omzuna başımı yasladım. "Neden arıyor ki bizi, zaten istediği bu değil miydi? Özgesi ile mutlu mesut yaşasın işte..." "Üzme kendini artık. Bak biz ikimiz hep birlikteyken tüm zorlukların üstesinden gelebiliriz. Karşımızdaki babam bile olsa ben