Gamzeden...
Ağlamaktan bir hal olmuştum. Saate baktığımda Yağız gideli daha 10 dakika olmuştu. O kızın yanına gidiyordu. Kızın kim olduğunu bilmeden nefret ediyordum.
Beni bu hale düşürdüğü için o Yağız'dan da nefret ediyordum ama böyle hiçbir şey yapmadan durmak bana göre değildi. Annem hep savaşmadan kaybettiysen bu senin suçun derdi.
Doğru ya ben daha savaşmadım.
Ben bu hayata kolay başlamadım ki. Şimdiye kadar ne benim için kolay oldu ki bu da kolay olsun. Kendime gelmiştim ama ne yapacaktım?
Elimi çabuk tutmalıydım. Ne yapacaktım ? Hemen üzerime sabah gördüğüm o seksi elbiseyi geçirdim. Kızımızı mini elbise ve v geniş yakasıyla tam bir afetti. Dışarı çıkınca Yalını gördüm. Bana bakınca gözleri büyüdü ama çaktırmadan yere baktı. Çok güzel.
- Bir sıkıntı mı var yenge?
- Hay yengene. Neyse ben bara iniyorum.
- Yenge abim kızar.
- Abinden izin istemedim ki.
- Yenge bak. Elimi sus dercesine kaldırdım.
- Nerede söyle ben haber veririm dedim bilerek.
- Yenge söyleyemem lütfen.
- Tamam o zaman ara bana fark etmez.
- Yenge
- Yenge deyip durma ya gideceğim ya da ara bir haber verelim başka bir şeyi kabul etmiyorum.
Kafasını sallayıp telefonu çıkardı. Abisini aramaya başladı. Tabiki açmıyor şerefsiz.
Telefonu elinden aldım. Ne tesadüf ki açtı Yağız bey üçüncü çalmada.
- Yalın ulan ben sesi nefes nefeseydi.
Sinirim tepeme çıkmıştı.
- Yağız ben bara iniyorum. Yalın sana da söylememizi istedi.
- Gamze ... Ne saçmalıyorsun sen Gamze ?
- Merak etme koruma olarak Ateşi de aldım gidiyorum deyip yüzüne kapattım.
Bundan sonrasını o düşünsün bakalım. Arkama bakmadan asansöre ilerledim. Yalının telefonu çalıyordu. Yağız Bey tutuşmuş bile. Ben savaşmadan kaybetmem canım.
Ateş ortalarda yoktu. Asansöre Yalın dahil oldu.
- Yenge abim içeri gitmemizi söyledi.
- Kendi içeri gidebilir Yalın.
Bana dikkatli bir şekilde baktı. Asansörde tek olunca bir korktum.
Kaşlarımı çatarak
- Hayırdır
- Ben senin tarafındayım yenge.
- Anlamadım.
- Bende isterim abimin gerçek bir yuvası olsun. Eşinden başkasını gözü görmesin.
Birden yutkundum. Çok mu belli ediyorum acaba?
- Ne demek istediğini anlamadım.
- Anladın yenge bence ama lütfen abimi üzme. Bu hayat ona yeterince kötü davrandı.
- Ne demek istiyorsun?
- Öyle yenge hadi gidelim.
Kafam karışmıştı. Yalını, gıcık abisinin emrinden çıkmayan biri olarak biliyordum. Şimdi olanlara bak. Adam bana akıl veriyor ve beni kolluyor. Ne kadar güvenebilirim ki sonuçta Yağızın adamıydı.
İkilemde kalsam da sesimi çıkarmadım. Bara doğru ilerledik. Çok kalabalık değildi. Istanbulda otellerde çalıştığım için aşinaydım bunlara fakat hiç müşteri olarak gelmemiştim.
Bir masaya oturduk.
Ben ne yapacağımı bilemezken Yalın tepemde dikiliyordu. Garson gelince ben ağır bir içki istedim. Ne de olsa lazım olacaktı.
Yalın bir şey istemedi.
- Yenge dikkatli ol dedi.
- Tamam diyerek gülümsedim.
İçkim gelince tek yudumda bitirdim. Bir tane daha istedim ama boğazım yanıyordu.
Kapıdaydı gözüm. Yağız görününce hemen dans pistine doğru ilerledim.
Elbisem çok açıktı ama tınlamadım. Artık utanma duygum kalmamıştı.
Çalan yabancı müzikle kalçamı bir o yana bir bu yana salladım. Arkamı dönmüştüm Yağıza.
Birden kolumdan tutup kendine çevirdi. Göz göze gelmiştik. Kokusu burnuma doluşunca nefesimi çektim. O kadar sinirli bakıyordu ki o ağzını açmadan
- Yağızzz diye bağırıp kollarımı boynuna attım ve dudaklarına yapıştım. Şok oldu, dudaklarını kıpırdatmıyordu. Geri çekildiğimde yüzündeki ifadeden az daha gülecektim.
Dudaklarımı büzdüm.
- Gel benimle deyip kolumdan sürükledi. Kolumu çektim.
- Dans etmek istiyorum. Sinirle tekrar kolumu tuttu.
- Hayırrr.
- Dans edeceğim ya
- Sen çok olmaya başladın deyip birden omzuna attı beni.
Ahh diye bağırdım. Gördüğüm şey sadece kıçıydı.
- Yağız ne yapıyorsun bırak beni başım dönüyor.
- Hak ettin. Gel dediğimde gelecektin.
Hareket ettiği için sallanıyordum. Kemerini tuttum.
- Ben senin kölen değilim bırak beni deyip bacaklarımı oynattım. Birden kalçama bir darbe aldım. Ahh diye bağırınca
- Akıllı ol bir şaplak daha gelebilir dedi. Gülmeye başladım.
- Ov lütfen acıyor. Birden o da inledi.
- Odaya girene kadar bekle o zaman göreceksin ovmayı.
Ellerimle yüzümü kapattım.
Asansörde bile indirmedi.
En güzeli de sadece o kokuyordu. Bir kızın kokusu gelmiyordu. Lütfen hiçbir şey olmasın lütfen. Odanın kapısını açtığında kafamı kaldırdım. Yalın arkamızdaydı.
Bana gülümseyip kafasını eğdi.
Birden ayaklarımın üzerinde durunca başım döndü. Yağızın omzunu tuttum.
- Sen nasıl böyle bir şey yaparsın.
- Yağız deyip elimi pantolonunun önüne attım okşarken kafamı boynuna gömüp öpücüğe boğdum.
- Yapma dedi ve ellerimi tuttu.
- Neden deyip dudaklarımı sarkıttım.
- Sen sarhoş musun? İçki kokuyorsun.
- Bilmem ki ama başım dönüyor dedim masumca. Bu oyunu oynamak daha güzeldi. Ayık olduğumu anlarsa kötü olabilirdi çünkü çok sert bakıyordu.
- Neden beni öpmüyorsun?
Birden yüzü yumuşadı.
- Bunu nasıl başarıyorsun?
- Neyi?
- Boşver dedi dudaklarıma masum bir öpücük kondurdu.
- Seni bu sefer kesin olarak uyutmam lazım.
- Ama benim uykum gelmiyor.
- Gamze yapma reglsin diye sana dokunamıyorum. Delirmek üzereyim. O kadar samimi söylemişti ki gerçekten böyle mi diye merak ettim.
- Geçen gün de güzeldi. Bende kısık sesle söyledim. Gülümsedi.
Dudaklarıma yapıştı. Bende karşılık verdim. Alt dudağımı çekiştirdiğinde ben de kafasını kendime doğru çekiyordum. Kendini bana yaslayınca bana değen sertliğiyle ben de ona sürtündüm. Bütün bedenlerimiz yapışmıştı.
Deli gibi öpüşüyorduk. Elbisemi tutup önden yırttı.
- Ama dememle tekrar dudaklarıma yapıştı. Ağzının içinden
- Benden başkasının yanında giyemezsin artık. Ben ona sinirli olmam gerekirken o bana daha sinirliydi. Tam bir Uyuz Bey ya.
Beni yatağa attı sadece iç çamaşırlarımla kalmıştım. Tüm nabzım vajinamda atıyordu. Beni tepeden tırnağa şöyle bir süzüp o da soyunmaya başladı. O kadar yavaştı ki kafayı yemek üzereydim.
Sadece boxerı kalınca bana
- Sütyenini çıkar dedi boğuk bir sesle. Gözleri simsiyah ve arzu doluydu. Bunu elle bile tutabilirdim. Onun bu haliyle bende heycanlanıyordum. Karnımdan aşağı süzülen tatlı sızı ve vücudumun tepkilerini anlayamıyordum. Önü o kadar şişmişti ki birazdan o bez parçası yırtılabilirdi.
Göğüs uçlarım iyice çıkmıştı. Sütyenimi çıkarınca sanki hafif sızlıyorlardı.
- Çok güzeller tam ellerime göre bakalım onlar için ne yapabiliriz dedi ve yatağa tırmandı. Tam üzerime geliyordu. Bende uzandım. Üstüme çıkıp beni öpmeye başladı. Bacaklarımı ayırıp tam yerleşti.
Bende kollarımı boynuna doladım. Yavaşça öpüyordu. Bende altında eriyordum. Bana kendini bastırıyodu. Bende belimi yay gibi geriyordum. Ben inledikçe o da inleyip hırçınlaşıyordu.
Elleri ise her yerdeydi. Memelerim de kalçam da kendine bastırırken.
Gamze diye adımı söyleyip inliyordu. Aynı ses tonuyla Yağız diye inledim. Resmen saldırdı, bunun başka bir tabiri olamaz sağ mememi ağzının içine almış vakumluyor öpüyor ısırıyodu. Diğer eli sol memem de çimdikliyor sonra rahatlatıyordu. O kadar sert davranıyordu ki ama hoşuma gidiyordu.
Memelerim elin de ve ağzın da yoğrulurken vajinam sırılsıklam olmuştu.
Böyle bir hırçınlığın bana bunları yapacağını hiç tahmin etmezdim. Memelerim elinde oyuncak olmuştu. Ikisini de ihmal etmeden ilgileniyordu.
Benim saçlarından tutup bastırmam da cabası.
Soluklanmasına bile izin vermiyordum. Lütfen devam et ahh ohh diye inliyordum. Ben inledikçe o daha da sert davranıyordu.
- Dayanamıyorum artık dedim. Ne olursa olsun onu içimde istiyordum. Sabrım kalmamıştı.
Yukarı çıkıp dudaklarıma bir öpücük verdi. Elini vajinamın tepesine attı.
- O güzel suyunu içeceğim ve içine gömüleceğim zamanda gelecek merak etme.
- Yağız ahh
- Tamam şimdi rahatlatacağım seni dedi. Zaten sırılsıklamdım. Elini tepeme atıp oynamaya başladı. İyice kıvranıyordum. Kendimi eline bastırıyordum.
Yağız aynı zamanda kulak mememi ağzına alıp
- Bir daha böyle şeyler giyecek misin dışarıda haa dedi. Ben ne haldeyim o ne diyordu. Cevap vermeyince bastırıp elini çekti.
Ağlamak üzereydim.
- Yağız lütfen
- Bana cevap ver güzelim.
- Yağız
- Cevap ver diye çıkıştı.
- Hayır Yağız giymeyeceğim.
Devam etmeye başladı. Eli sadece vajina tepemde baskı uygulayarak bana bunları yapıyordu.
Zaten çok hassaslaşmıştım. Birden bütün vücudum yükseklere çıktı.
- Yağız yağız
- Hadi güzelim ellerime boşal dedi ve sözleri beni çözdü.
Birden titreyerek boşaldım. Çok güçlü bir orgazmdı. Kulağıma eğildi.
- Bu tatlı an varya güzelim ben senin içine girip katmanlarını yardığımda yüz kat daha da yoğunlaşacak.
Sesi kendinden çok emindi.
Bense kendimi konuşacak kadar bile iyi hissetmiyordum. Anladım ki ben aptal bir bakireydim. Bu konuda Yağız Karamanla aşık atamazdım. Onun tecrübesini de geçemezdim. Bana karşı kolayca kullanabiliyordu.
Bilmediği bir şey vardı bense kolay öğrenirdim. Onun silahını ona karşı kullanacaktım. Elimi yavaşça boxerına attım.
- Sen ne olacaksın?
- Banyoda dedi parmağımı dudaklarına koydum.
- Bana öğret lütfen. Sadece çocuk doğurmak değil seni de nasıl memnun edeceğimi bilmek istiyorum.
- Gamze, sen yani ne demek istiyorsun?
- Sen beni böyle memnun ederken ben de sadece bilmek istiyorum ne olacak öğretsen ben de öğrencin olsam.
- Emin misin?
- Eminim benim için çok şey yaptın. Bende bunu yapmak istiyorum. Hem çocuk tutana kadar eğlenmek benimde hakkım değil mi?
- Sen çok farklı birisin. Yataktaki kimyamız çok güzel. Sen beni zaten memnun ediyorsun ama madem hiçbir bilgin yok o zaman seni aydınlatalım.
- Aydınlat bakalım.
- Hazır mısın ilk derse
- Hazırım dedim hevesle gözlerimin içine bakıyordu. Bende aynı şekilde baktım. Madem sen tecrübe konusunda benden ileridesin ve bana karşı kullanıyorsun. Bende işi erbabından öğrenirim. Senden iyi kim öğretebilir ki?
Unutma Yağız boynuz kulağı geçecek ve bunları tamamen senin için kullanacağım dedim içimden. Yağızdan bir ses geldi.
- İlk dersimize başlayalım karıcığım.
- Sen bilirsin kocacığım...