1.12 ROMANTİZM BENİM İŞİM DEĞİL

1588 Words
Gamze Sesi duymamla elim ayağım birbirine dolandı. Tam kapatacaktım telefonu. Sesi kulağımı çınlattı. - Dur, sakın, kardeşin için ... - Ne ? Seni şerefsiz, kardeşimle ne alakası var? - Beni dinle çabuk. Yanında kimse var mı? - Hayır yok neden ? - Sana söyleyeceklerimi iyi dinle. Benden öyle kolay kurtulamazsın. Benim aradığımı bir kişiye dahi söylersen kardeşin ölür. Sakın o piçin tuttuğu adamlara güvenme, sakın. - Yağız paranı verdi ne istiyorsun benden ? - Hep istediğimi ama sen bana yüz vermeyip başkasına fahişelik yapıyorsun. - Sen ... bak ... sakın. Lütfen kardeşimi karıştırma bu işe? - Sadece bir sonraki telefonumu bekle Gamzem dedi kahkaha atıp kapattı yüzüme. Sakin ol sakin ol. Bu adam babamla kumar işinden beridir takıktı bana. Yağız hallettim dedi bu muydu hallettiği. Odayı karışlayıp duruyordum. Ne yapacaktım? Hemen Çağlayı aradım. Ikinci çalışta açtı. - Çağla. - Efendim abla. Rahatladım biraz. - İyi misin canım. - İyiyim abla ne oldu? - Yok öyle seni merak ettim. - Abla seni sonra arasam hastanedeyim bi ameliyatı izlemem gerek. - Tamam canım lütfen çok dikkatli ol. - Tamam abla. Görüşürüz. - Görüşürüz dedim çoktan telefonu kapatmıştı. Sesini duymak bile biraz iyi gelmişti. Ne yapacağımı bilmiyordu.Odanın kapısı açıldı. Yağız gelmişti. Yüzüme baktı. - İyi misin? - İyiyim. Hoş geldin - Hoş buldum. - Yemek yedin mi? - Yok zaten geç kalkmıştım. - Olmaz öyle Gamze, yeme içmene hiç dikkat etmiyorsun. - Boşver onu dedim. İkimizde oturmuştuk. - Sılayla karşılaşmışsın. Bir şey mi söyledi yüzün bembeyaz olmuş. Biraz gülerek - Yok o bir şey söylemedi. Saçmaladı işte bilmem Yağız seni sevmiyor kullanıyor falan. Takma kafana yani, idare ettim. - Başka bir şey söylemedi mi? - Ne söylemesi gerekiyor ? - Yok dediğin gibi saçmalamış işte. - Eee kayseriye geldin ama bir mantı yemedin. Nasıl ev sahibiyim demi bir pöç bir bağlama yemeden götüreceğim seni İstanbula nerdeyse. Güldüm. Daha doğrusu gülmeye çalıştım. - Saydıklarından sadece mantıyı biliyorum. - Bir de Kayserililere gelin oldun bak bak. Hadi gidelim. - Nereye? - Yemeğe.. Canım istemiyordu ama kafamı dağıtmak için gittim. Sonuçta Yağıza bir şey söyleyemem. Semih itinin ne yapacağı belli olmaz. Off ne hallere düştüm. Bu mu hallettim dediğin iş Yağız? Çok eğlenmiştim. Kafamın bir tarafında Semih pisliği vardı ama Yağıza belli edemezdim. Kardeşimin istikbalini hayatını kimsenin ellerine bırakamam. Farkettiğim başka bir şey de kayseride herkes Yağızı tanıyordu. Gittiğimiz yerler de çok saygı gösteriyorlardı. Geçen gün de fark etmiştim. Kimlere gelin geldim ben anammm. -Pastırma - Efendim.. Bunlar daha doğrusu herkes niye gülüyor ya. - Pastırma mı yesek diyorum. - Haa sen bilirsin ben daha fazla yiyemeceğim. Mal ya bana pastırma diye diye kafam gitti. Nasıl da sırıtıyor? Bu gezme işi bitince otele döndük. Ben çok yorulmuştum. Odaya girince - Duş almalıyım dedim. Yağızın gözleri parladı. - Birlikte alalım. - Saçmalama lütfen deyip güldüm. - Tamam seni bekliyorum dedi suratını asarak. Çocuk gibiydi. Ben de onun şekeri oluyordum. Ben yok deyince elinden şekeri alınmış gibi davranıyordu. Banyoya girdim. Temizlenmem lazımdı. Reglim bitmiş olmalı bu gece normalde 5 gün sürer en fazla ama Yağıza 6 demiştim. Ne olur ne olmaz. Banyomu yaptıktan sonra odaya havluyla girdim. Yağıza söyleyecektim ama adam boxerla yatmış. Çok güzel manzaraydı ya. Dolaptan geceliklere baktım. Adam da ne şeyler almış. Kapalı giyinen biri değildim hiç ama böyle şeyler de bilmezdim. Bir tanesini alıp giydim. Yağız sabah bunu gördüğünde ne tepki verecekti acaba? Semihin bir şeyler istemesine karşı Yağızı yanımda tutmalıydım. Adam da benim bedenimle ilgileniyordu. Sadece bedenimle... Yanına uzandım. Sanki anlamış gibi bana sarıldı. Nefesini içine çekti. Ne kadar olmuştu ki birbirimizi göreli ama aramızdaki şey elle tutulur bir tutkuydu. Hoşuma gidiyordu böyle tepki vermesi. Kafamı göğsüne gömdüm. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama rahatlamış ve uyumuştum. Sabah bilin bakalım nasıl uyandım. Tabi ki de bir eli popomda sıkıp duruyordu. Ağzımdan bir inilti çıkınca o da inledi. - Bu ne kadın sen beni öldürmek mi istiyorsun? Kıkırdadım. - Bırak beni kalkmam lazım dedim naz yapar gibi. Hiç beceremezdim ama demek ki kaptım naz yapmayı. Eşeğe naz yap demişler, gidip çifte atmış. Kendimi bu cümlenin içinde gibi hissettim. - Bende kalkan bir şey var sen zahmet etme. Omzuna vurdum. Demek ki işe yaradı. Adam da kalkmış işte. - Yaa Yağız senin ağzın iyice bozuldu. - Daha da bozacağım güzelim. Bu akşam reglin bitecek ve önce o güzel mabedine ağzımı dayayacağım sonrada aletimi. Bana bir şey oluyordu. Karnımdan aşağı inen sızı kalp gibi atıyordu ve kadınlığım yanıyordu. Hem de nasıl. Yağız içimdeki azgın karıyı dışarı çıkarma. Bak ikimiz de benim taşkınlıklarımla baş edemeyiz. Sen bile o azgın karıyla baş edemezsin. Yağızzzz. - Yağız şey ama o şey yani - Söyle güzelim çekinme. - Çok büyük nasıl yapacağım? Biraz korkuyorum. Yüzümü ellerinin içine aldı. Yağız kocaman o şey. Gel de korkma. Aslının anlattığı doğruysa o beni parçalar. Diğer dediği doğruysa büyük zevk alacağım. İçime girmez ama inanmıyorum. - Korkma seni asla incitmem dedi. O kadar ciddiydi ki ona inanmak istiyordu kalbim. Aklım inanacakken kalbimde nereden çıktı. Gamze mal gibi davranma. Kendine gel? Senin sorunların var. Mafya peşinde senin. Kardeşin var senin. Senin aklını kaybetmen demek ölmenle aynı şey. Senin aklın var kullan Gamze. Tamam mı ? - O zaman akşam hazırlayım mı? dedim gülümseyerek. Öyle bir gülümseme vardı ki yüzünde gören şeker vermiş bir çocuğa sanardı. Şekerimi vereceğim cidden. - Sadece soyunsan yeter ulaşım kolay olsun diyerek göz kırptı. - Pislik yapma ya deyip omzuna vurdum. Alt dudağımı ağzının içine aldı ve vakumluyordu. Öpüşmemiz şiddetlendi. Adamla konuşuyordum, ne ara beni altına alıp öpmeye başladı. Hızlı düşünürdüm ama Yağız benden hızlıydı. Kendini bana bastırınca inledim. Boşver düşünmeyi. Yağız gel buraya. - Sızlıyor değil mi? Beni çağırıyor dedi boğuk bir sesle. Nereden anladın ? - Yağız ben. Tam söyleyecektim artık bütün hücrelerim orada toplanmıştı. - Şşşt tamam deyip kalktı. Şimdi durmazsam hiç gidemeyeceğim. Bu adam niye beni dinlemiyor? Önündeki koca şişlikle banyoya girdi. Beter ol. O banyoda ne yapıyor da indiriyor acaba? Bunu da öğrenmem lazımdı. Şu derslere bir an önce başlamamız lazım ne de olsa. O bilgileri kullanmam lazım. Üzerimi değiştirmeden kaktım. Kahvaltı sipariş ettim. Sabahlığı giymiştim sadece. Kapıyı açıp kahvaltıyı masaya kurmalarını bekledim. Sonra çıkardım sabahlığı. Üzerime sadece mavi iç çamaşırları giymiştim. Aslının söylediklerini yapma ve Yağıza boynumdaki, göğüslerimdeki izlerin hesabını sorma zamanı gelmişti. Yatağın üzerine bir elbise indirdim. Telefonumu komidinin üzerine koydum. Tam kapıyı açtığı zaman yataktan ters bir şekilde dizlerimin üzerinde sanki telefona ulaşmak ister gibi yaptım. Yutkunma ve ohh sesi geldi arkadan birden döndüm. Bana üzerime atlamaya hazır kaplan gibi bakıyordu. Gözlerinin içi simsiyah ve nefes alışverişleri hızlanmış bir şekilde popoma zum yapmıştı gözlerini. Gülme sakın Gamze. Bu adam tam bir popo fetişi ya. Yatağa oturdum. - Üzerimi değiştiriyordum da telefona mesaj geldi dedim masum bir şekilde. Kafasını salladı. Göz ucuyla baktığım zaman havlunun önü çadır olmuştu resmen. Bakışımı yakaladı birden. - Akşamı sabırsızlıkla bekliyor olacağım. Bunun hesabını da sana soracağım dedi. - Neyin dedim masum masum. Yanıma geldi. Beni kolları arasına aldı. Kulağıma doğru - Seni öyle bir sikeceğim ki sana söz günlerce acısı dinmeyecek. Bunu o kadar boğuk ve güzel bir ses tonunda söyledi ki yutkunma ihtiyacı duydum. Yaptığı her şey ben de bu etkiyi bırakıyordu. Dudaklarıma bir öpücük kondurup kıyafetlerini giymek için dolaba doğru yürüdü. Havlusunu çıkarınca ben öylece ona bakıyordum. Kafasını çevirip göz kırptı. Oradaki yastığı fırlatıp çıktım. Elbise falan giymeyecektim. Böyle kahvaltı yapacaktım. Görür o gününü. Ben onu beklerken kapıya doğru gitti. - Ben çıkıyorum görüşürüz dedi ve gitti. Öylece gitti. Her şey elimde patlamıştı. Adam benden resmen kaçtı. Göz ucuyla bakarak gitti. Sanki dışarı çıkmazsa ölecek gibi. Ne oldu şimdi buna? Niye kaçarcasına gitti bu adam? Kahretsin ama akşam kozlar benim elimde olacaktı. Oda için hazırlık yapmalıydım. Üzerime elbiseyi geçirdikten sonra Yalına bir şeylere ihtiyacımın olacağını ve bayan bir çalışan çağırmasını söyledim. Gizli kalmasını istiyorsa ona göre birini çağırın dedim. Yalın da anlamıştı ama yapacak bir şey yoktu. Şef gelince odayı nasıl süslemek istediğimi anlattım. Sonra kuaföre gittim. Geldiğimde oda hazırdı. Ben bu zenginlik işini çok sevdim. Hemen de alıştım. Bünyem hiç yadırgamadı. Aslında zengin olmak için doğmuşum da yanlış köye düşmüşüm sanki. Dolaptan sadece siyah iç çamaşırları, çorap ve çok seksi bir elbise seçtim. Elbise mini ve düz kesimdi. Belime ve popoma tam yapıştığı için adamın gözlerine bir hitap edelim dedim. Millet makyaj yapıp yüzünü güzelleştirmeye çalışır ben popomı odak noktası yapmaya çalışıyorum. Bu adamı kendime aşık edemezsem bütün planlarım suya düşerdi. Çok kararlı bir şekilde hazırlandım. Bu akşam çok şey değişecekti. Belki başta ben değişecektim ama feda ettiklerim yerine daha iyilerini koyacaktım. Bunun için Yağız bana o teklifi yaptığından beridir düşünüyordum. Öyle sözleşmeli evlilik yok çocuklar benimle olmayacaktı. Her şey bitince son bir kez kendime baktım aynada. Kapı açılınca oraya doğru döndüm. Derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Yağız ağzı bir karış açılmış bana bakıyordu. - Bütün bunları sen mi hazırladın? - Yardım ettiler diyelim. Kendimle ilgili iltifat bekliyorum hâlâ ama tık yok adam da. - Benim hazırlamam lazımdı kusura bakma. - Önemli değil senin işin vardı ben hallettim işte. Bana doğru yürüyerek geldi. - Çok güzel olmuşsun. Çok şükür, gerizekalı. Dakikalardır iltifat bekliyorum burada. - Teşekkür ederim. Bana yaklaştı. - Akşamı zor ettim biliyor musun? Gülümsedim. Yaa gerçekten mi ? - Ne dedi merak ederek. - Şey aslında beklemene gerek yoktu sabah temizdim sana söyleyecektim ama dinlemedin. Şaşkın bir şekilde baktı. - Bunu nasıl söylemezsin ? Üzerime doğru geliyordu. - Ben söyleyecektim ama sen dinlemedin. O geldikçe ben geri doğru gidiyordum. Niye bu kadar ciddileşti. Keşke söylemeseydim. Biraz gözüm korktu. - Sen gerçekten bir cezayı hak ettin. Beni sıkıca tuttu. Ne cezası be? - Ama bu gecenin romantik olması gerekmiyor mu? - Romantizm benim işim değil güzelim dedi. Bu ses tonu gerçekten korkutucuydu. Sanırım gece düşündüğüm gibi olmayacaktı ve düşündüğümden uzun geçecekti...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD