En çok dudaklar yalan söylerdi öyle değil mi? Gözler yalan söylemeyi pek beceremezdi.
Öylesine bir hayatın içerisindeydim ki öylesine işte, hiç yokmuş ama hep varmış gibi.
Heyecandan göğsümü sıkıştıran kalbime lanetler okumak istedim. Akif Han, lüks arabasının içerisinde öyle yakışıklı duruyordu ki kalbim olduğunda iki kat daha gürültülüydü.
“Atla.”
Gözlerim hayretle açıldı. “Ne o arabaya kız atan serseriler gibi atla demeler? Yakıştıramadım.”
Yüzüme ters ters baktı, “Çünkü arabaya kız atacağım.”
“Sağ ol, almayayım.”
Bir anda nasıl 180 derece dönebilirdi insan? Akif Han bundan bir hafta öncesine kadar yüzüme bile bakmazken şimdi ne oldu da bu kadar değişti gerçekten anlamıyorum.
Arabanın kapısını açtı, dışarı çıktı ve ondan beklemediğim bir şekilde nazikçe elini belime atıp beni çekiştirdi. Tabii ben şaşkınlıktan cevap veremez hale gelmiştim.
Beni arabaya bindirdi, kapımı kapattı ve ben ona şaşkın ördek yavrusu gibi bakarken arabayı çalıştırıp gaza bastı. “N-ne yapıyorsun sen?”
“Arabaya kız atıyorum.”
“Ya kafan iyi mi senin? Gelmek istemediğimi söyledim.”
“Fazla naz aşkı usandırır derler bilir misin?” dedi göz ucuyla bana bakarak.
Güldüm. “Aramızda aşk varda benim mi haberim yok?”
En sonunda sabrı taşmış gibi sinirlenip el frenini çektiği gibi arabayı durdurdu ve yolun ortasında arkamızda arabalar korna çalarken bana döndü. Korkuyla yüzüne bakmaya başladım. Ne olmuştu ki birden? Bunca insanı nasıl bekletebilirdi ki? Buna hakkı yoktu.
“Sabrımı sınıyorsun Meri.” Dedi korumaya çalıştığı sakinlikle. Bu, umurumda değildi. Beni istemediğim şeylere zorlarsa acısını çekecekti.
Evet, ondan çekiniyor olabilirdim ama bu biraz da saygı duyduğumdandı. Onu gözümde büyütmemden kaynaklıydı ama yanlış yaptığımı fark etmem uzun zamanımı almadı neyse ki.
Saygım yitmeye başladıkça çenem açılıyordu işte, napayım.
Bir de şey var bilir misiniz? Kaçan kovalanır.
“O zaman neden ellerini benden uzak tutmayı denemiyorsun Akif Han?”
Alayla sırıttı. “Ellerim üzerinde olsa çekmemi istemezdin.”
Resmen tabiri caizse mal gibi kaldım. Ne diyeceğimi bilemedim.
“Yola devam eder misin insanları mağdur duruma düşürüyorsun ve galiba arkadan birisi arabadan sopayla inmiş.” Dediğimde aynadan arkaya baktı ama pek umurunda değil gibiydi.
“Yapmam gereken bir şey daha var.” Dedi, daha ne diye soramadan yaklaşıp dudağım ve yanağım arasındaki o sınırı birkaç saniye bekleyerek öptü.
Ben mi?
Sanırım bayılacağım.