Geçmiş, size saplanmış bir bıçak gibidir. Bıçağı çıkarsanız ortaya yara çıkar. Bıçak gitmiştir fakat yara seninledir. Yara, kabuk bağlayıp yok olsa bile içimizden söküp atamayız. O bıçak yarası, sonsuza kadar bizimle kalır. Her düşüşümüzde de kabuk bağlayan değilmiş gibi kopup kan akar. İçin kanla dolar. O kan sizi acıya boğar. Acı hem fiziksel hem ruhsal olarak sizi yok eder. Geçmiş, geçmişte kalmaz. Bu söylenen mottolar asla işe yaramazdı. Geçmişin geride kalması için o anları beynimizden silmemizle olabilir. Unutmuş gibi davransak da içimizde bir yerlerde geçmiş kendi oyununu oynamaya devam eder. Oyun gün yüzüne çıktığında da acılar baş göstermeye başlar. Sanıldığı gibi geçmiş, geçmişte kalmaz. Burçak’ın geçmişi de asla geçmişte kalamazdı. Çünkü geçmişi bugününü şekillendirmişti. Asl