Ellerim kan kokuyordu. Hem de onun kanıydı. Ona bakarken içimin titrediği adam kanlar içindeydi. Ve benim ellerimdeki kan onundu. Çığlığımla yankılanan caddede hayat durmuştu sanki. Tıpkı benim kalbimin ruhen atışının durması gibi. Kanlı ellerimi yüzüne koydum. "Gözlerini aç lütfen. Araf, korkuyorum." Titrek sesim öyle acizdi ki. Burçak "Ne duruyorsun Ayaz? Ambulansı ara!" diye bağırdı. Mavi gözlerinin bana bakarken ışıl ışıl parlamasını göremiyordum. "Sevgilim. Lütfen, aç gözlerini." Ona yalvarsam da gözlerini açmadı. Tükenmiştim. Tüm uzuvlarıma acın tohumları ekilmişti. Dün gece gördüğüm rüyayı anımsadım. Kalbinden bıçaklanıyordu. Ayaz üstündeki tişörtü çıkartıp yarasına baskı yapmaya başladı. "Kardeşim bırakma bizi." Burçak da bu sırada telefonla konuşuyordu. Ayaz'a baktım dolu gözl