Phill'in büyük kütüphanesinde, tozlu ağır raflar arasında eski ağır kitaplara gömülmüş vaziyetteydim. Periler dâhil hiç kimsenin beni rahatsız etmemesini isteyerek buraya kendimi attığımda gün yeni aydınlanıyordu. Saatlerdir Tiamat'ı hangi efsanede gördüğümü hatırlamaya çalışıyordum. Efsaneler, herkesin sandığının aksine, değiştirilip abartılmış gerçeklerdi. Elimdeki ağır kitabın sayfalarını da hızla karıştırıp kenara attığımda kenarda duran rengi solmuş, büyük kitap gözüme çarpınca etrafa toz saçarak ayaklandım. Kot pantolonumu ve gri bluzumu çırpmaya gerek duymadan uzanıp kitabı hevesle kucakladım. Ortada duran büyük eski masaya hevesle bıraktığım kitabın kapağındaki yazıları görebilmek için yavaşça üzerindeki toza üfleyip elimle sildiğimde gördüğüm isim bana epeyce tanıdık gelmişti. H