Yeşim, klinikteki odasında işlere gömülmüş bir şekilde çalışıyordu. İşe geleli henüz iki saat olmuş olmasına rağmen bedeni hala o devasa yataktaki hislerle doluydu. Gece yaşadığı zevki unutmak isterken sabah uyandığındaki anları ise aklından silemiyordu. Üzerindeki pikenin ellerinden kaydığı anı ve sonrasında kendini bir Afrodit gibi hissetmiş oluşuna hala şaşkınlıkla tepki veriyordu. Nasıl oluyordu da Kuzey’in önünden çırılçıplak bir şekilde adım adım yürüyerek geçip duşa gidebileceğini düşünmüştü hala anlamıyordu? Çünkü, saniyesinde kendini Kuzey’in kucağında ve duşun içinde bulmuştu. Belki de hayatında almış olduğu en zevk verici ve uzun süren bir duş olduğunu düşünmeden kesinlikle edemiyordu. Tabi bir yandan aklı bunu nasıl yaptığına dair onu azarlıyordu ve lanet olası kalbi beynine ne