BU YÜREK ACIM KİME AİT?

1514 Words
Kafayı yemiş gibi bir o yana bir bu yana gidip gidip duruyordum. Hesabını sormam gerekiyordu ama adam zaten ilk günden demişti, bu eve istediğimi sokar çıkarırım diye. Ben; salak beyinli Dolunay'da kabul etmiştim. "Aferin sana Dolunay!" Arkasından gitsem kapıdan dışarı adım bile attırmazlar. "Acaba denesem mi? Saçmalama Dolunay! Gecenin bu saatinde sana izin mi verecekler?" Kapıya tıklatılmasıyla yönümü çevirdim. "Dolunay uyudun mu bacım?" Gamze'nin sesiydi. Koşarak kapıyı açtım. "Gamze'm" "Dur deli! İçeri geçelim." Günlerdir hasret kaldığım, dün olanlardan sonra acaba başına bir şey mi geldi diye düşündüğüm bacım karşımda duruyordu. "Nasıl izin verdiler gelmene?" "Asaf bizzat yanıma geldi. Dolunay yalnız kalmasın dedi. İnanabiliyor musun? Asaf Kozcuoğlu ayağıma geldi!" Gülüşmelerimizin altında büyük acılar yatsa da biz yine de gülebiliyorduk. "Bu yanıma verdiği adam Salih varya..." "Ee?" "Adam bu kadar pisliğin içinden tertemiz çıkmış ya kızım. Geçenlerde eğer dediğimi yaparsan dudaktan öpücük veririm dedim bir dövmediği kaldı." Gamze benim tam aksimdir. Güçlü oluşu, deli dolu oluşu, patapatsız oluşu... Hiç kimseye laf bağışlamaz. Bağışlasaydı zaten mafya adamını bile çenesiyle bezdirmezdi. "Sen varya hâlâ çok fenasın Gamze." "Dolunay sizin ilk geceniz ve korkarak soruyorum, Asaf Bey'imiz nerde?" Yutkunarak uzaklara daldım. Ah bir bilsem... Bir bilsem Asaf hangi denizlere açıldı... "Benden uzak olsun da nereye giderse gitsin." Umursamıyormuşum gibi yapmaya çalışsam da Gamze yemedi. Gamze zaten yer mi? İnsanı ayakta uyuturda sen kendi ninnin ile uyuya kaldın der. "Yemedim ama hadi neyse. Ee bana odanı göstermeyecek misin?" "O evini göster değil miydi kız?" "Ay Dolunay! Evin içindeki gudubet kaynananı görmeye pek hevesli değilim. O ne öyle kız cidden? Beni görür görmez suratını astı." "Şşş! Duyar falan Gamze sonra bana takılır bak." "Aman keşke takılsa, takılsa da düşse falan. Hayatımız rutine dönmeye başladı sıkılıyorum." Enerjisi bitmeyen bir Gamze karşımda oturmuş, benim enerjimi de sömürüyordu. "Bizim öğretmenlik işini de halletmemiz lazım bacım." "Heh! Sonunda doğru düzgün bir kelime çıktı ağzından. O konu benim de aklımı bulandırıyor ya! Ama ben döneceğimize inanıyorum." "Umuyorum öyle olur bacım." Sabaha kadar konuşmuş dertleşmistik. Ardından ikimizde yatağa geçerek uyuduk. ... Hayat beni hep hor görüldüğüm bir evden almış, diğer hor görüleceğim eve yollamıştı. Evet belki de çoğu konuda burada daha rahattım. En azından sıcak suyla duş alıyordum, kimsenin de artığını yemiyordum ama kolum kadar laflar yiyordum. Yani o aşağılanma olayı bir şekilde kapanıyor bir yerlerden. Şimdi kaynanam olacak o kadın yine gelir, kocanı daha ilk geceden kaçırttın, sen nasıl kadınsın falan demeye başlar. Hiçbir kadın kocasının başkasının yanında uyanmasını ister mi? Adam şerefsizse bizim suçumuz ne? Niye biz kadınların yaptığı her şey eleştiriliyor? ... BORAN Babam yine her zaman yaptığı işi yapmış ve beni bir güzel azarlamıştı. Neymiş efendim, 3 kişiyle mekan mı basılırmış? Benim kafa yerinde miydi? Karım kaçırılmış, hem de evlendiğim ilk gün. Babam da çıkmış ben de mantık arıyor. Asaf Kozcuoğlu'nda mantık ne gezer? "Bu gece işin var oğlum ama diğer gecelerde şu velihat meselesini hallette ananın intikamını alalım artık." İlk gün intikam ateşiyle cayır cayır yanarken şimdi hiç içimden gelmiyordu. "Anne vaz mı geçsek acaba?" "Sakın Asaf! Eğer vazgeçersen sana analık hakkımı haram ederim." Kendi anam bile bana bu kadar acımasız iken elin kızı niye acısın ki, niye benimle aynı yatağa girmeyi kabul etsin? "Asaf geçenlerde bizim mallara el koyan adamı yakaladık. Şimdi yanına gitte biletini kes oğlum." "Baba bugün bari bırakın beni. Daha yeni evlendim." "Başında her zaman ben olmayacağım Asaf! Ne diyorsam o!" Çaresiz şekilde yukarı çıkıp Dolunay'ın suratına bile bakamadan adresi öğrenmek için telefondan konuma baktım. Sıla'da mesaj atmış çok iyi... Sonunda gözlerim zümrütleriyle buluştu. "Yarın imam nikahını kıyacağız. Benim bu gece işim var bekleme." Şu anda yanında uyuyup sabahın ilk ışıklarını o güzel yüzünde izlemek o kadar çok isterdim ki... "İlk geceden gidecek misin yani?" Karşımda küçük bir kız çocuğu vardı sanki... Yutkunamadım. "Gitmem gerekiyor Dolunay." Üstüme üstüme gelmesi işleri daha da zor duruma sokuyordu. "Ben belki de bu gece kocamla uyumak istiyorum." Şimdi senin o kocam diye ağzını öperdim ama bu sefer de iş tek öpücükle kalmazdı. Gözlerimi dudaklarından zorda olsa aldım. "İmam nikahından sonra Dolunay." Hafifçe kendimden uzaklaştırıp son bir bakış atarak çıktım. ... Belki insanların gözünde Asaf Kozcuoğlu çok şımarık, her dediği olan bir adam gibi duruyordu ama öyle değildim. Annemin gaddarlığı, babamın karanlık işleri yeterince belimi büküyordu. Ben de ailemin bana sağladığı tek olanağı kendi çıkarıma harcıyor ve parayı dibine kadar kadınlar için kullanıyordum. Gerçi Dolunay hayatıma girdikten sonra o işlerde de hevesim kalmamıştı ya. El mecbur babamın dediği adamın yanına gidip beni bu gece karımın sıcacık yatağından alıkoyduğu için tüm öfkemi ona boşalttım. Sabah 6 gibi kapının önüne gelmiş ve Dolunay'ın yanına çıkmak için sabırsızlanıyordum. "Karıcığım ben geld-... Has*ktir! Yine kendi bacağıma sıktım. Ulan Asaf! Ne diye Gamze'yi buraya yolluyorsun ki?" Kenardaki sandalyeyi yatağın yanına çekerek Dolunay'ı izlemeye başladım. Pürüzsüz cildi ve muhteşem fiziği insanın aklını alıp uzak diyarlara götürüyor adeta... "Salih o patronuna söyle hepinizi mahvedicem." Bu kadın uykusunda bile susmuyor. Zavallı Salih, orda bile rahat yok ona. Şimdi iki kadına da bakıyordum. Tamam ikisi de çok güzel ama Dolunay'ın farklı bir aurası var. İnsan yolda görse tekrardan döner tekrardan bakar, sonradan tekrardan döner... "Dolunay Ferit seni görmek istiyor." Ferit mi? Ferit'te kim? Kimmiş bu herifte benim karımı görmek istiyormuş? "Gamze kalk!" Omzundan silkeleyerek kaldırmaya çalıştım. "Uyansana kızım!" "Ay ne var ne! Aa sen mi geldin Kozcuoğlu? Git başka yerde uyu hiç kalkamam." "Ferit kim Gamze?" İki gözünü birden açıp yüzüme baktı. "Ferit mi?" diyerek yutkundu. Tek kaşımı kaldırarak göz dağı vermeye çalıştım. "Kimse değil. O da nerden çıktı?" "Rüyanda sayıklıyordun da o yüzden." Tavana dikilen gözleri bir şeyleri yalan söylediğinin habercisiydi. "Adı üstünde rüya diyorsun Asaf." "İyi o zaman kalk yataktan karımla uyuyacağım." "İlk geceden tek bıraktığın karın mı?" "Senin yine dil ayarların bozulmuş kalk git Salih aşağıda bekliyor." "Of of!" Gidene kadar susmadı, odadan çıkana kadar çene çaldı. Bakalım Salih ne zaman pes edecek? Gamze gider gitmez Dolunay'ın yanına atladım. Yüzüne düşen saçlarını geri iterek yanağına bir buse kondurdum. Ferit kimdi merak ediyordum ama Dolunay'dan da uzakta duramıyordum. "Karıcığım kocan geldi!" "Off Gamze daha yeni uyuduk bırak beni." diyerek kıçını döndü bana. "Dolunay ne Gamze'si ben geldim." "He he tamam geldiysen eğer işleri hallet sana zahmet Aleyna." "Aleyna mı? Bunun devreler gitmiş." En sonunda iyice bir silkeledim. "Dolunay uyan artık ya!" Yataktan sıçrar derecesine kalktı. "Anam tövbe Estağfirullah!" Çığlık atarak kalkacağı planımda yoktu. "Gamze nereye gitti?" Yatağın üstüne kendimi bırakıp tavanı seyre daldım. "Salih'le gitti o." "İyi!" diyerek arkasını dönüp uyumaya devam etti. Yavaşça arkasından sarıldım. "Çek elini Boran!" diyerek elime şaplağı indirdi. Şaşkınlığım yüzümden başka yerlerime yayılacaktı artık. "Ne oluyor Dolunay? Karım değil misin?" "Bilmem, sana sormak lazım!" İma dolu bir cümle. Kesin ilk geceden tek kaldı diye böyle yapıyor. "Gece için özür dilerim ama gitmem gerekiyordu." "Niye gitmen gerekiyordu?" "Her şeyi sana söyleyemem Dolunay." Hızlıca yanına gidip saçlarını ellemeye başladım. "Hem bana izin verirsen eğer kendimi telafi ettirebilirim." Saçlarının yumuşak dokusunu hiçbir kadından almamıştım bu güne kadar. "Çek elini dedim sana dimi?" İkinci dayağı da yedik. "Uyuyacağım Boran, rahatsız etme beni." "Tamam işimizi halledelim beraber uyuruz güzelim." Alt tarafımda olan hareketlenme daha fazla dayanamayacağımın kanıtıydı. Usulca yaklaşıp boynuna öpücük kondurduğum gibi ayağa dikildi. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Eliyle ağzını tutarak banyoya koştu. Bu kadının benden midesinin bulanması artık cidden sinirlerimi bozuyordu. Üstüme eğilip kendimi kokladım. "Öff leş gibi kokuyorsun Boran! Kız tabii kaçar senden." Ama yok yok! Bu kadında başka bir şeyler var. Banyodan çıkar çıkmaz sormam lazım. "Dolunay senin neyin var hayırdır?" "Bir şeyim yok." Göz deviriyor, sonra bir şeyim yok diyor. "O zaman niye benden kaçıyorsun?" "Bilmem, sence neden kaçıyorum!" İri gözlerini daha ne kadar büyütebilir diye izliyordum. Ben bir b*klar yemişim ama ne? "Karı koca yatağa küs girmez karıcığım." "Sorun da orda ya işte! Sen karının yatağına girmiyorsun." Hiçbir şekilde ne ima ettiğini anlamıyordum. Kimin yatağına giriyormuşum ki? "Kalkta yıkan! Üstüne değişik bir koku sinmiş, midemi bulandırdın." Kadın haklı abi! Dün geceden beri adamı dövmekten kan ter içinde kalmıştım. Apar topar banyoya geçip koku üstümden çıkana kadar suyun altında durdum. Dişlerimi fırçaladım, parfümümü de sıktım. "Şimdi bakayım... Ohh mis gibi kokuyorum." Kapıyı açtım. "Ben hazırım karıcı-..." Dolunay çoktan uykuya dalmış. Şimdi onu nasıl uyandırayım ki? Rahatsızlık vermeden yanına uzandım ve izlemeye başladım. Neden böyle hissediyordum, neden bu kadar bağlanmıştım? Nefes alışverişi hızlanınca istemsizce kaşlarımı çattım. Kâbus görüyor olmalıydı... Yanına yaklaşıp mırıldandığı şeyi dinlemek istedim. "Anne, baba ne olur geri dönün artık. Her gün dayak yiyorum sıkıldım anne." Dayak mı? Sinirle geri çekildim ve Ziya'nın o pis suratını gözümün önüne aldım. Şimdi onu benim elimden kim alacaktı ha? Tam kalkmış gidiyordum ki, Dolunay'ın; "Anne!" diye çığlık atarak yatakta doğrulması bir oldu. Yüzüne döndüm baktım. Ter içinde kalmıştı ve çok zor nefes alıyordu. Masanın üstündeki sürahiden su doldurup uzattım hemen. "Geçti geçti al şunu." Titreyen elleriyle bardağı bile zor kavradı. Gözlerini kapatıp titremesini kontrol altına aldı ve elleriyle yüzüne düşen saçlarını geri itti. Akşama kadar oturur tüm hareketlerini izleyebilirdim ama Ziya'nın dağılması gereken bir yüzü vardı. Odadan çıkarken bekledim... Nereye gidiyorsun demesini bekledim ama sormadı. Dün gece yanında kalmamı isteyen kadını bu denli soğuklaştıran şey neydi bilmiyorum. Ben farkına varmasam da aramızda soğuk bir savaş başlamıştı ve bu soğuk savaşta aşkından can verecek olan ilk kişi bendim sanırım. Sahiden ben kime aşıktım? Yıllardır aşkından deli divane olduğum kadına mı, yoksa iki günde aklımı başımdan alan kadına mı?
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD