İlker arabayı park edip inerken anahtarlarını çıkardı. İçinde büyük bir mutluluk ve rahatlama vardı. Eve girip kendini koltuğa attığında sabah yaşadığı anlar aklına gelip kendi kendine sırıttı. Belki de kızdan korkması gerekirdi. Ama korkmuyordu. Aksine sürekli onunla olmak istiyordu. Telefonunun bir kere daha titremesi ile dün geceden beri görmezden geldiği aramalara baktı. Tuğba defalarca aramıştı. Onun yanında Yeliz de sürekli aramıştı. Büyük ihtimalle Yeliz'i arattıran da Tuğba'ydı. İlker önce Yeliz'i aradı. Tam da tahmin ettiği gibi Tuğba dün akşam olanları Yeliz'e anlatmış ve kız onu merak etmişti. Kızı iyi olduğuna ikna ettikten sonra iç çekerek Tuğba'yı aradı. Onunla artık herhangi bir geleceği olamazdı. Bu sabah bundan kesinlikle emin olmuştu. Ama kızcağız bir açıklamayı da hak ediyordu. Onunla pek de iyi geçmeyen konuşmayı yaptıktan sonra bu sefer de Ayla'yı aradı. Ama açan olmadı. Uzun uzun aramasına rağmen Kıza ulaşamayınca içine çöken huzursuzluk ile ayaklandı. Çıkardığı ceketi geri alıp evden çıktı.
Aylanın evine vardığında defalarca kapıyı çalmasına rağmen açılmaması ile iyice korkmaya başlayan İlker evin önündeki ayakkabıları gördü. Kız evdeydi. Kapıcıyı bulup yedek anahtarı aldı. Adam zaten İlkeri tanıyordu. Aylanın durumunu da biliyordu. Anahtarı verirken sorun etmedi. İlker kapıyı açıp içeri girdiğinde gelen koku ile burnunu tıkadı. Sanki evin içinde bir şeyler çürümüştü.
" Ayla "
Ses gelmeyince temkinli bir şekilde salona yürüdü. Eşyalar ordan oraya saçılmış gibiydi . Aklına ilk gelen şey bir hırsız oldu ve burnuna gelen koku daha da kötü şeyler düşünmesine neden oldu. Korku ile tekrar bağırdı .
"Aylaa "
Önünden geçtiği mutfağında boş olduğunu gören ilker hemen kızın odasına yöneldi . Kapıyı açtığında ayakta dikilen Ayla'yı görünce büyük bir rahatlama yaşadı. Sırtı ona dönüktü. Üzerindeki kıyafetlerden pis bir koku yayılıyordu. Öylece pencereden dışarı bakıyordu.
" Ayla . Neden cevap vermiyorsun ?"
Kızdan yine bir cevap alamayan İlker yavaşça ona yaklaştı.
" Kapıyı duymadın mı ? Ya da bağırışlarımı ? "
Hiç kıpırdamadan durmaya devam eden Aylaya endişe ile yaklaştı. Yanından geçip yüzüne bakmaya çalıştı.
" Ayla "
Kız birden kafasını ona çevirince refleks ile gerileyen İlker onun gülümseyen yüzüne baktı. Suratında normalde asla yapmayacağı kadar makyaj vardı. Üstelik de düzgün yapılmamıştı. Sanki makyaj boyalarının üzerine düşmüş gibiydi. Korkunç görünüyordu. Ama çok mutluymuş gibi gülümsüyordu .
" Ayla sen kendine ne yaptın ?"
Ayla omzunu silkerek İlkerden uzaklaştı. Kendi etrafında dönerek mırıldanmaya başladı.
" Ayla napıyorsun sen ?"
İlker kızın delirmiş hareketlerinden korkarak gidip kolundan tuttu ve onu durdurdu . Kızın ona bakmasını sağlayarak bağırdı.
" Ayla yüzüme bak. Neler oluyor ?"
Ayla başta bir şey söylemeyecekmiş gibi başını iki yana salladı . Ama Gülen yüzüne inat gözünden düşen bir damla yaş ile İlker hızla onu kendine çekip sarıldı .
" Tamam . Ne olduysa oldu. Şimdi hastaneye gidiyoruz . Seni iyileştireceğiz "
İlker kızı bırakmadan kapıya sürükledi. Başta direnen Ayla'yı zorlayarak evden çıkardı. Arabaya bindiği gibi kapıları kilitleyip hastaneye doğru yol aldı. Neler olduğunu anlamıyordu. Ama en iyi arkadaşı için korkuyordu. Ayla hem onun arkadaşı hem de Murat'ın ona emanetiydi.
Yanında oturan kız uzanıp radyoyu açtı. Arabanın içinde yükselen müzik ile oturduğu yerde zıplamaya ve kollarını savurmaya başladı. Öyle ki kolları İlkere çarpıyor adamın direksiyondaki hakimiyetini etkiliyordu.
İlker bağırarak " Sakin ol . Kıpırdama . Kaza yaptıracaksın . " dese de kız onu duymuyor gibiydi. Sonra birden değişen müzik ile ilker ona baktı. Kız hala deli gibi kollarını sallıyordu. Müziği kim değiştirmişti ? Sonra birden tekrar değişen müzik ile İlker şüphe ile kıza baktı. Ayla ona dönmüş sırıtıyordu. İlker gaza yüklenirken aniden tutulan kolu ile başını çevirdi. Ayla ona dönmüş başını İlkerin burnuna kadar sokmuştu.
" İçimde "
Kız başka bir şey demeden kendini geri çekip garip hareketlerine devam ederken İlker aklına gelen kelimeler ile küfrederek yolunu değiştirdi. Gidecekleri yer Işığın eviydi .
&&&&&
Işık sabah olanların etkisinde hala bir sinirleniyor bir gülüyordu. Kocasını kıskanıp sürekli onları şikayet eden komşusu evine gelmiş önce hakaretler saydırmış sonra da birden kızı nişanlı ilan edip tebrik ederek gitmişti. Onun arkasından ağzı açık bakıp kalan üçlü gülsün mü ağlasın mı bilememişti. Özellikle Işık çok utanmıştı. İlker çayını içerek mutfağa geri dönerken Zeynep kahkahalar atarak onu takip ermişti. İlker de olanlar karşısında gülse de onun asıl tepkisini pek anlayamamıştı. Sonrasında da adam dün gece Orda kalmasına izin verdikleri ve kahvaltı için teşekkür etmiş evden ayrılmıştı. Giderken tabiki Işığın numarasını almayı da unutmamıştı. Kız numarayı verirken Zeynep arkalarında kıs kıs gülüyordu.
" En azından bir süre bizi şikayet etmez artık "
Zeynep olaya iyi yönünden bakarken Işık da ona hak verdi. O sırada çalan kapı ile kız ayaklandı. Bu gün de bu kapı susmadı . Işık kapıyı açtığı anda üzerine binen soğukluk ile geri adım attı. Onun tam arkasından gelen Zeynep ise kızı kolundan tutup " Ne oldu ? diye sorunca kapıda duran İlker ve kolundan zorla tuttuğu kızı gördü. Ve buram buram kokan ceset kokusunu duydu.
" O ne be ?"
Işık başını tutarak gerilerken eli ile gel işareti yaptı .
" Çekil girsinler . Kız hasta "
İlker minnetle Ayla'yı içeri sokarken Ayla rahatsız olmuş gibi çırpındı. Onun zor durumda olduğunu gören Zeynep Ayla'yı boş kolundan tutarak içeri çekti .
" Birileri göremeden kapıyı kapatın "
Işık beynine giren ağrı ile salona soktukları kıza baktı. Sorunu bariz bir şekilde belliydi. Bu da güçlü bir etkileşimdi . Kızın insan olduğu düşünülünce bunu tek başına yapması mümkün değildi .
" Ayla lütfen . Dur artık . "
" Ama Ayla eve girdiğinden beri daha da hırçınlaştı. Bu ev onu rahatsız ediyordu. Etrafa bakıp hırlıyordu. Işık kızın ele geçirildiğinin farkındaydı ancak ne tür bir varlık tarafından alı konulduğunu bilmiyorudu. En nefret ettiği şey ele geçirilmişlere dokunmaktı. Onu da hasta ediyordu. Zeynep ve İlkerin kızı zapdetmeye çalışmalarını kaşlarını çatarak izledi. Derin bir nefesle kolyesini tutarak bir şeyler fısıldadı ve sonunda yüksek sesle " Dur " dedi .
Onun sesi ile Ayla durgunlaştığında İlker dönüp Işığa baktı. Boynundaki garip kolyeyi tutan kızın gözlerinin cam mavisi gibi parladığını gördü. Sanki Aylaya emir veriyordu.
" Ters giden bir şey olursa kızı kilitleyin "
Zeynep Işığı onaylarken kız Aylaya doğru yaklaştı. Tereddüt etmeden Aylanın kolunu tuttu. Ancak hesap etmediği bir şey oldu ve Aylaya dokunduğu anda elektrik çarpmış gibi geri savruldu ve sırt üstü yere kapaklandı. Gözlerinin önünde olan biteni izleyen ve Şoka giren İlker, Işık diye bağırıp düşen kızın yanına giderken Zeynep başını kaşıyarak Aylaya döndü.
" Sanırım ters gitti "
&&&
Işık gözlerini açtığında koltukta uzandığını fark etti. Başında İlker vardı . Onun uyandığını görünce endişe ile " İyi misin " diye sordu.
Işık başını sallayarak doğruldu. İyiydi. Varlığın enerjisine hazırlıksız yakalanmıştı sadece .
" Kız nerde ?"
" Odaya kilitledik . Onun nesi var ?"
" Ele geçirilmiş . "
İlker düne kadar duyduklarının palavra olacağını ve asla bunlara inanmayacağını biliyor ama şimdi bütün gördüğü ve yaşadığı şeylerden sonra olanların doğruluğundan emin olarak üzüntü ile kabullenme yaşadı.
" Bu nasıl olur ?"
" Nasıl olduğunu anlamak için ona dokunmam lazım ."
" Ama dokununca sana zarar verdi "
İlkerin endişeli yüz halini gören ışık bu endişenin kendisi için mi yoksa içeri kilitledikleri kız için mi olduğunu anlayamadı .
" Hazırlıksız yakalandım çünkü "
Işık ayağa kalkıp ellerini birbirine sürttü. Tam çıkacağı sırada dönüp adama baktı.
" O kız . Senin için önemli mi ?"
İlker yavaşça onu onayladı.
" Kardeşim gibi "
Işık da onu onaylayıp kızı tuttukları odaya girdi. Kapıyı açtığı anda gördüğü manzara ile şaşkınca bakakaldı. Ayla'yı sandalyeye oturtmuşlar ellerini ve ayaklarını arkadan bağlamışlardı. Ama onu şaşırtan ise Zeynep'in elindeki bir şişeden sürekli olarak Aylanın yüzüne su püskürtüyor olmasıydı. Ayla ise sadece gülüyordu.
" Zeynepçim napıyorsun ? "
" Kutsal su döküyorum. Sen uyurken dua falan okudum suya ."
Işık bir süre sessizce kıza baktıktan sonra iç çekerek konuştu.
" Öyle olmaz damacana dökeceksin canım "
" Yaaa "
İlker Işığın dalga geçtiğinin farkında gülümsediğinde sonunda olayı anlayan Zeynep somurtarak geri çekildi . Kollarını göğsünde birleştirerek başını çevirdi.
" Aman . Sanki daha önce cin çıkarttık. İlk defa geldi böylesi . Ne bileyim ben "
Işık başını iki yana sallayıp çekmecelere doğru yöneldi. İçinden bir şeyler alırken konuştu .
" Cin çıkarma değil. Daha hangi varlık olduğunu bilmiyoruz . "
Işık eline aldığı boyaları kenara koyup yerdeki kilimi kaldırdı. Sonra da Aylanın ortasında kalmasını sağlayacak şekilde yere daire çizmeye başladı. Her şey için hazırlıklıydı ama daha önce bir ele geçirme olmadığı için pentagram çizmeyi düşünmemişti. Üstelik kapı görevi de ona ait değildi. Varlıkların kapıdan geçişleri onun yetenekleri arasında pek yoktu.
" Ne yapıyorsun ?"
" Onu içinde tutacak bir tuzak "
İlker kızı izlerken Zeynep te ilgi ile onun çizimini izledi . Sonunda işini bitiren Işık kalemleri kenara atarak doğruldu.
"Siz ikiniz . Pentagramın dışında kalın. Sakın içeri girmeyin ."
Zeynep İlkeri kolundan tutup odanın köşesine çekti . Işık Aylanın karşısına geçip kolyesini tuttu. Gözleri maviye döndüğünde Ayla ona hırladı. Işık kolyeyi bırakıp yavaşça kıza yaklaştı. Diğer medyumlar gibi güçlerini kontrol etmek için kolyesine ihtiyacı yoktu. O sadece dokunmalıydı. Ama yine de bazı durumlarda kolyesinden yardım alıyordu. Konsantre olup Aylaya dokundu. Dokunduğu gibi de karanlığa gömüldü.
&&&
Etrafına bakındığında fazla bir şey göremedi. Karanlıktı ama yine de yakın yerleri görebiliyordu. Bir ormandaydı. Etraftan gelen sesleri dinledi. Ne insan sesi ne de hayvan sesiydi. Anladığı tek şey dünya da değildi. Ayla'yı ele geçiren varlığın evindeydi. En azından zihinsel olarak . Bir kaç adım atarak ilerledi .
" Göster kendini "
Ağaçların arasından hızla bir şey geçti . Işık hemen arkasını döndü ama bir şey göremedi .
" Sana emrediyorum varlık . Göster kendini "
Işık tam arkasında kulağına gelen tıslama gibi bir sesle tüylerinin diken diken olduğunu hissetti. Tekrar arkasını döndüğünde sonunda o varlık ile yüz yüze geldi. Aslında doğru söz bu olmayabilirdi . Çünkü karşısındaki varlığın bir yüzü yoktu. Tamamen bomboş bir düzlüktü. Saçı yoktu . Sanki omuzlarının üzerine bir top oturtulmuş gibiydi. Vücudu ise bir insanınkine benziyordu. Açıkçası neresinden ses çıkarttığını merak etti.
" Sen de nesin böyle ?"
Tekrar o hırlama gibi sesi duydu .
" Senin türünü tanımıyorum . Çok garip "
Tekrar hırladığında Işık rahatsız olarak burnunu tıkadı. İğrenç bir koku geliyordu. Elini varlığın suratına koyarak kafasını itti.
" Bana bi isim ver . Seni araştırmam lazım "
Varlık tıslayarak geri çekilmek istediğinde Işığın gözleri tehlikeli bir şekilde parladı .
" İsim dedim "
Varlık arkasını dönerken Işık kulaklarında bir fısıldama duydu .
"Chuçaka "
Işık memnun bir şekilde geri dönmek üzere adım attı .
&&&&
Işık kıpırdamadan Ayla'yı tutmuş dururken İlker ve Zeynep merakla olanları izliyordu. Bir süre sonra Ayla elindeki ve ayağındaki ipleri koparıp ayağa kalktığında İlker korkarak ışığı koruma iç güdüsü ile çembere girecekken Zeynep onu tutup durdurdu.
" Işık çembere girmeyin dedi "
Ayla ayağa kalkmış kolunu ışıktan kurtarmaya çalışırken çığlık atar gibi ağzını açıyordu ama ne İlker ne de Zeynep herhangi bir ses duymuyordu. Sonunda Işık transtan çıkmış gibi kendine geldiğinde elini kızdan çekti .
" Otur "
Ayla hırlayarak sandalyeye oturduğunda Işık kokuya daha fazla dayanamıyormuş gibi kenara koyduğu kalemleri geri aldı sonra da sandalyenin çevresinde bir şeyler çizerek doğruldu. Gözleri eski rengine döndüğünde onlara dehşetle bakan İlker ve Zeynep'i gördü. Çemberden çıktığında çok yorgun gibi görünüyordu.
" Hadi çıkalım "
" Ayla "
" Merak etme sandalyeye bağladım . Onu geçse çamberden çıkamaz . "
İlker tereddüt ile Işığın arkasından çıktığında kız Zeyneb'e döndü.
" Yiyecek bir şeyler ayarlasan ? "
Zeynep onaylayarak mutfağa geçtiğinde İlker merakla Işığı takip etti. Kız kendi odasına girince tereddüt ile kapıda kaldı. Ancak Işığın " Gelsene " sözü ile hemen arkasından odaya girdi. Aslında çekinmemesi gerekiyordu. Sonuçta odasına ilk girişi değildi .
" Orda ne oldu ? Ayla iyileşecek mi ?"
Işık odasının bir köşesindeki kitaplığına yaklaşırken konuştu.
" Medyumlar kendi aralarında çeşitliliğe ayrılır . Herkesin yeteneği farklıdır . Birçok şeyi bilsek te her şeyi uygulayamayız. Bazı konularda bazılarımız daha yeteneklidir. Maalesef ki ben her varlığı tanımıyorum . Orda sadece boyut değiştirip Ayla'yı ele geçirenin kim olduğunu öğrendim . Şimdi de onu nasıl oradan çıkaracağımızı öğreneceğiz . Bi kitap kap "
İlker kızın anlattıklarını ağzı açık dinledikten sonra rastgele bir kitap aldı. Işık odadaki penceresinin altına koyduğu minderlerden birine oturup sırtını duvara dayadığında İlker de onun karşısına sırtını yatağa dayayarak yere oturdu.
" Ne arıyoruz ?"
" Chuçaka "
" Hı ?"
Işık başka bir şey demeden kitabın sayfalarını çevirirken İlker de kafasını eğip kitabı açtı. Sayfaları her çevirdiğinde şaşkın şaşkın yazılanlara bakan İlker bir saatin sonunda başı ağrıyarak kitabı kapattı. Işık kısaca ona bakıp tekrar eğildi.
" Nasıl oldu sence ?"
" Ne nasıl oldu ?"
" O şey işte Ayla'yı nasıl ele geçirdi ?"
Kız kitabı kapatıp uzun bir nefes verdi . Bunu yapabilecek bir kaç kişi vardı. Ya yine kendisi gibi bir medyum olması gerekiyordu. Ya yankı dedikleri kişiler . Ya da bu tür işlerle uğraşan ve duaların gücünün farkında olup onları kötüye kullanan insanlar .
" Yanıma gel "
İlker oturduğu yerden kalkıp kızın yanında yere oturdu.
" Ona ne kadar yakınsın . Son günlerde neler yaptığını biliyor musun ?"
" Evet "
Kız elini uzattığında İlker tereddüt etmeden kızın elini tuttu. Işık kıpırdamadan mavi gözleri ile ona bakarken İlker büyülenmiş gibi ışığı yakından inceledi. Zaten güzel bulduğu kıza bu kadar yakın olmak İlker için hem iyi hemde iyi değildi. Derin bir nefes verdi.
" Arkadaşın için çok üzüldüm "
" Hı ?"
" Arkadaşın . Murat ."
" Şey evet . Sağol "
" Ayla ile gittiğiniz hocalardan biri bunu ona yapan . Ama eğer beraber gitseydiniz sana da musallat olurlardı . Yalnız gittiği zaman olmuş olmalı ."
" Olamaz . Bana söz verdi. Beraber gittik her seferinde . "
" Üzgünüm ama sözünü tutmamış . Çünkü senin zihninde gördüğüm yerlerin çoğu Aylanın zihni ile aynı olsa da bir yer farklı görünüyor. Zaten kızın vücudunu temizledikten sonra açtıkları yarığı kapatmamız da gerekecek . Yani nereye gittiyse bizde oraya gideceğiz "
İlker konuşan kızı onaylarken farkında olmadan Işığa yaklaştı. İki günlük birbirlerini tanıma maceraları haricinde başka vakit geçirmeseler de İlker uzun zamandır onu tanıyormuş gibi hissediyordu. Özellikle Işık da ona öyle güzel bakarken geri çekilip de onu öpmemek gibi bir ihtimali de yoktu. Elinin biri kızın mavi saçlarını tuttuğunda dudakları da eş zamanlı kızın dudaklarına değdi.
Işık dudaklarının üzerindeki baskının verdiği zevki tam anlamıyla hissetmek için gözlerini kapattığında daha adam kıpırdayıp onu tam anlamıyla öpeden açılan kapı ile birden ondan ayrıldı .
Zeynep odaya girip " Sofra hazıırr " dediğinde Işık kıpkırmızı bir yüzle İlker ise tüm heyecanı yarıda kalmış bir suratla ona baktı. Kız sesini bulup ta " Ta-tamam " derken Zeynep bir şey anlamamış gibi omzunu silkip geri çıktı. Ortaya çöken sessizlik ile bir an ne diyeceğini şaşıran ikili birbirleri hariç her yöne baktılar . En sonunda İlker konuşmak için ağzını açacağı sırada kızın " Buldum " demesi ile susarak kızın gösterdiği yere baktı .
&&&&
Işık dağılan saçlarını toplayıp kitaptaki sözleri içinden tekrar ederken İlker bir köşede olacakları izlemek için beklemeye başladı .
" Şans dile "
" Bol şans "
Işık derin bir nefes ile sandalye de oturan Aylaya döndü. O sırada kapıdan hızla giren Zeynep ile bir an duraksadı .
" Ay başlamadı dimi ?"
Zeynep elindeki Mısır kasesi ile İlkerin yanına koştu . Çok heyecanlı olduğu belliydi. Mısır patlatmıştı. Elindeki kasaya İlkere de uzattı ama adam başını iki yana sallayınca kendisine her çekti.
Işık gözlerini devirerek pencereden dışarı baktı. Hava iyice kararmıştı. Sonra da dönüp pentagramın içine girdi . Yapacağı iş çok basitti. Kolyesini tutup bir şeyler fısıldadıktan sonra yüzünde hissettiği rüzgar ile gözlerini kapadı. Sandalyede oturan, ne olacakları anlamış olan varlık hırsla kalkmaya , kaçmaya çalışsa da hiç bir şekilde yerinden kıpırdayamadı. Işık gözlerini açarak kızın yanına geldi. Çürümüş et kokan Aylaya iğrenerek baktı. Ama biliyordu ki bu kadar kötü kokan kız değil içindeki varlıktı. Işık cebindeki küçük şişeyi çıkardı. Kapağını açıp içindeki kırmızı toza parmaklarını boyadı. Etrafındaki rüzgar hızlanmıştı. Ama garip bir şekilde bu rüzgar sadece çemberin içindeydi. Kırmızıya boyanan parmaklarını Aylanın yüzünde gezdirmeye başlayan Işık kitaptan ezberlediği kelimeleri fısıldıyordu. Ayla ise kurtulmak için çırpınıyor sürekli olarak bir hayvan gibi hırlıyordu. İşini bitiren Işık parmaklarını indirip ona doğru sözleri okumaya devam etti. Kızın yüzünde garip şekiller oluşmuştu . En sonunda rüzgar o kadar hızlandı ki ikisinin tarafında bir hortum oluştu. Merkezinde de Işık ve Ayla vardı. Dışarıdan onları izleyenlerin görüşü kapanmıştı. Işık sonuna geldiği dua ile kızın tam iki kaşının ortasına baş parmağını bastırdı.
" Git "
Aylanın başı geri yattı ve ağzı kocaman açıldı. Önce bir şey olmadı ama bir an sonrasında ağzının içinde simsiyah duman hızla yukarı doğru çıktı ve kaboldu. Dumanım kaybolması ile rüzgar durdu Aylanın başı öne düştü .
&&&&
Sonunda içindeki varlıktan kurtulan Ayla'yı Zeynep'in odasına yatırdılar . Onun nereye gittiğini bir an önce öğrenmeleri gerekiyordu ama zavallı kız bir saat geçmesine rağmen uyanmamıştı. Geçen zaman varlığın geri dönmesi ve kendine yeni bir Konak bulması için tehlike arz ediyordu. İlker kızın başında oturuyordu . Bir saattir hiç ayrılmamıştı. Kapı aralandığında Işık odaya girdi . Seans bittiğinde kızın iyileştiğini söyleyip kendisini odasına kapatmıştı.
" Nasıl ?"
" Uyanmadı . "
" Biraz zamana ihtiyacı var. Ama maalesef onu okumak zorundayım "
İlker korkarak ona baktığında Işık eli ile onu sakinleştirmeye çalıştı .
" Merak etme . Sadece yırtığın nerde olduğunu bulmamız lazım . Bir an önce kapatmak için ."
" Tamam "
Işık uyuyan kızın elini tutup neredeyse saniyeler içinde geri bıraktı .
" Tamamdır "
Başka bir şey demeden odadan çıktığında İlker bir süre daha Aylanın başında oturdu. Neredeyse sabah olmak üzereydi . Yavaşça kalkıp odadan çıktı . Işık evden çıkmak üzereydi.
" Bende geleyim "
" Gerek yok "
" Saçmalama . Gecenin bu saatinde ."
İlker kıza yetişip kendi arabasına yönlendirdi. Beraber Işığın söylediği adrese geldiler . Daha mahalleye girdiğinde karanlığından ürperen Işığın içini sıkıntı kapladı. Arabayı durdurup indiklerinde İlker bir adamın başka bir arabanın kaputuna yaslanmış onlara baktığını gördü .
" Bu kim ?"
Işık onları bekleyen Metin'e el sallayıp yanlarına çağırdı.
" Metin. Medyum arkadaşım "
" Sen yapamaz mıydın her ne yapacaksanız ?"
Işık tek kaşı havada İlkere döndü. Adamın gözleri onlara yaklaşan Metindeydi.
" Yapamam. Ben yırtık kapatamam. Güçlerimin de bir sınırı var. Metin ise doğuştan bu yeteneğe sahip. "
" Hoş geldiniz "
" Hoş bulduk. Arkadaşım İlker . Konuyu sana anlattım zaten . "
" Evet . Kız iyi mi ?"
" Uyanmadı "
" Burda işim bitsin. Uyandırırım ."
Metin tek başına eve ilerlerken İlker kızın elini tutarak kendine çevirdi .
" Ne yapacak o herif Aylaya "
" Zihnini temizleyecek "
" Neden sen yapmıyorsun ?"
" Çünkü yapamam. Ben düşük seviyeli bir medyumum. Kendi yeteneğimde muhteşemim . Ama konu diğer boyutlara geldiğinde fazla becerikli değilim "
Işığın kızgın sesinden sonra İlker susarak önlerindeki eve baktı. Kızın elini hala bırakmamıştı. Kız da geri çekmemişti.
" Buraya mı gelmiş ? Normal bir ev gibi "
Işık başını iki yana salladı . Adamın elini sıkarak enerjisini ona gönderdi .
" Burası ev değil . Sadece kamuflaj. Konsantre ol. Benim gözlerimden görmeye çalış. Sana enerjimi veriyorum. Gerçek halini görebilirsin "
Adam kaşlarını çatarak tekrar eve baktı. Başlarda bir şey görmedi. Ama sonra görüntü değişmeye başladı. Ev yok oldu ve yıkık bir bina ortaya çıktı. Öyle ki insanın yanından geçmeye korkacağı bir his yaratıyordu.
" Burası neresi ?"
" Dünya üzerinde diğer boyutlar ile aramızdaki duvarın ince olduğu alanlar var. Onlardan bir yer burası da . Aylanın enerjisi kullanarak geçit açılmış. Sonra o geçitten geçen varlık Aylanın bedenini Konak olarak kullanmış . "
Işık ve İlker el ele beklemeye devam ettiler . Çok geçmeden üstü başı toz olmuş bir şekilde Metin çıktı.
" Biraz zorladı "
" Eline sağlık "
" Yapan kişiyi de yakında bulurum . Haber verdiğin için sağol . Kızı da iyileştirelim de Ömür uyanmadan geri dönmem lazım. "
Işık sırıtarak arabaya binerken İlker anlamamış şekilde direksiyona geçti.
&&&
Bir ay sonra
Işık karşısındaki kadınlara içini çekerek baktı. Birinin elini tutup bir kaç saniye içinde geri bıraktı.
" Sizin benden ne istediğinizi anlamadım. Gördüğüm kadarı ile kardeşiniz karısı ile çok mutlu. "
" Mutlular da o kızı biz sevmiyoruz"
Işık mavi saçlarını düzelterek " Ee ?" diye sorduğunda kadınlardan biri açıklama yapmaya girişti.
" Biz bu kızı kardeşime alırken hanım hanımcık . Sözümüzü dinleyecek biri sanıyorduk "
" Ve ?"
" Hiç öyle değilmiş. Meğer bizi kandırmış. Kardeşimi kendine aşık etti. Bizden uzaklaştırdı. "
" Kardeşiniz kadar eşi de kardeşinize aşık. Uzun ve mutlu geçecek bir evlilik gördüm ben "
" Ay yok . Biz o gelini istemiyoruz . Ayrılsınlar. Onları ayıracak şöyle kardeşimin gözüne çirkin gösterecek bir muska yazsan ?"
Işık sabır dileyerek kadınlara baktı. Onları korkutmaya yönelik bir şey yapacaktı. Gözlerinin renginin değişmesi ile kadınlar gerilediler . Sesini biraz da değiştirerek konuştu .
" Eğer bu aşıkları ayırırsanız çok acı çekerek öleceksiniz. Öbür tarafta da çok acılar çekecek sonsuza dek lanetleneceksiniz. "
Işık boğazını temizleyip kadınlara baktığında ikisi de korkudan kocaman olmuş gözlerle ona bakıyordu. Sonra da kalkarak hızla odadan çıktılar . Işık ise gülerek oturduğu yerden kalktı. Ağrıyan başını ovarak tokasını çıkardı. Serbest kalan saçları ile biraz da olsa hafifleme geldi. Daha kapıyı açamadan dışardan açılan kapı ile geriledi.
" Işık "
" İlker ?"
İlker içeri girerek kapıyı kapattığında Işık tek kaşı havada ona baktı . Geçen bir ay içinde onunla epeyi yakınlaşmıştı. Ayla o gecenin ertesi gününe uyanmış ve hiç bir şey hatırlamamıştı. İlker onu ışık ile tanıştırmış ve her şeyden çok istediği şeyi yapmışlardı. Murat'ın ruhu ile konuşmuş ve vedalaşma fırsatınız sağlamışlardı. Ayla o günden beri daha iyiydi. Zeynep ile Yeliz arkadaş olmuş çok da iyi anlaşmışlardı. Artık beraber internetten sevgili arıyorlardı.
İlker ile Işık ise ilk öpüşme deneyimlerinin üzerinden geçen bir hafta sonra gerçek bir öpüşme yaşayabilmişlerdi. Sonrasında da devamı gelmiş İlker ona dokunmadan duramaz olmuştu. Işık aşık olup kendini çok fazla kaptırmaktan korksa da karşısındaki adamında en az kendisi kadar ona aşık olduğunu bilmesi içini rahatlatıyordu.
" Özledim seni "
İlker direkt kızın belinden sarılıp kendine çekerken Işık gülerek kollarını adamın boynuna doladı. Bir eli ile adamın kirli sakallarına dokundu. Avcunda bıraktığı hissi seviyordu. Ayaklarının üzerinde yükselip adamın dudaklarına uzandı. İlker ise kızın isteğini zevkle kabul edip ona eğildi. Dudakları birbirine değdiğinde bu sefer kısa öpücükler değil uzun süren bir öpüşme yaşadılar . Sonunda kendini geri çeken kız " Ben de seni özledim " diye cevap verdi.
" Bu akşam bende yiyelim. Sana yemek yapacağım "
Işık tek kaşını kaldırarak adama baktı. Daha önce bir kaç kez ona yemek yapmıştı ama kesinlikle Işık kendi yemekleri ile karşılaştıramazdı.
" Bakma öyle. Senin benden daha iyi olduğunu biliyorum "
Işık sırıtarak ondan ayrıldı ve yerde duran çantasına uzandı. Adamın elini tutup odadan çıkarlarken sordu .
" Sence saçlarımın rengini değiştirmeli miyim ?"
" Ne renk yapacaksın ki ?"
" Bilmem Mor ?"
" Böyle iyi boşver "
İlkerin ani cevabına Gülen kız mutluluk ile ayakkabısını giydi. Bazı şeyleri önceden görmek ışık için büyük yetenekti. Ancak kendisi ile ilgili konularda geleceği görmek işin bütün heyecanını alıyordu. Mesela az önce bu adamla ilerideki düğünlerini görmüştü. Şimdi ise evleneceğini bildiği adamdan her gün yüzük bekleyecekti. Hiç heyecanı kalmamıştı.
" Evlilik ile ilgili ne düşünüyorsun ?"
İlker başta anlamasa da sonra da omzunu silkti. Evin kapısından çıkarken cevap verdi .
" Bir gün olacak "
" Olacak "
Işık başka bir şey demeden arabaya binerken kafasından gelinlik modellerini geçirmeye başladı. Ne zaman olursa olsun gelinlik seçmek kolay değildi. Anca karar verirdi .
&&&&&
Son
&&&&