Ali ve Deniz, sabah erkenden okula gitmek için evlerinden çıktılar. Havanın soğukluğu, her ikisini de biraz daha uyanık tutuyordu. Sabahın ilk ışıkları, okulu sarımsı bir ışıkla aydınlatıyor, koridorlarda sesler hâlâ uzak mesafelerde yankılanıyordu.
Ali, ceketinin yakasını kaldırarak rüzgarı hissetti ve başını hafifçe eğdi.
Ali: "Bu kadar erken gelmenin hiç de bir mantığı yok aslında, ama o fotoğrafı çözüme kavuşturmalıyız."
Deniz, hafifçe gülümsedi ve Ali’ye doğru bakarak konuştu.
Deniz: "Biliyorum, ama belki bu sabah biraz daha kafa yorarız. Hem okulda daha rahat bir şekilde arşivlere bakabiliriz. Kim bilir, belki bir şey buluruz."
Ali, sessizce başını salladı. Okulun önüne geldiklerinde, onlar gibi erken gelen birkaç öğretmen ve öğrenciler vardı. Dış kapıdan içeri adım attıklarında, Ali ve Deniz birbirlerine bakarak birbirlerinden güç alıyormuş gibi hissettiler.
Deniz: "İçeri girmeden önce birkaç dakika daha düşünmek istiyorum. Sence de garip değil mi? O çocuk, resmen bir iz bırakmış gibi. Ama senin onun resmini gördüğünü kimse bilmiyor."
Ali, derin bir nefes aldı ve içeri girmeden önce, okulun önündeki taşları izledi.
Ali: "Evet, biraz garip. Ama belki de bizim çok gözümüzün önündeydi ve biz fark etmedik. Hadi, içeri girelim."
Okulun kapısından içeri adım attılar. Denizin kafasında ise o kaybolan çocukla ilgili sorular dönüp duruyordu. O fotoğraf, karanlık bir sır gibi arkasında duruyordu ve onun sırrını çözmek, her geçen dakika biraz daha acil hale geliyordu.
İçeri girdiklerinde, öğretmenler odası ve idareye yöneldiler. Okulun arşivlerine ulaşmak için önlerinde engeller yoktu.
Deniz: "O fotoğraftaki çocuğu bulmalıyız, Ali. Bunu çözmeden rahat edemem."
Ali: "Ben de... Haydi başlayalım."
Okulun koridorunda sessizce ilerleyerek, onları bekleyen gizemi çözmek için ilk adımlarını attılar.
21. Sahne: Arşivdeki Sır ve Şaşkınlık
Ali ve Deniz, okulun arşiv odasına vardılar. Odadaki eski dosyalar, zamanın ağırlığını taşıyor gibiydi. Her şey tozlu ve unutulmuş gibi görünüyordu. Arşiv odasında sessizlik hakimdi. Deniz, dosyaları karıştırmaya başlarken, Ali de diğer köşede eski öğrenci kayıtlarına göz atıyordu.
Deniz: "Hadi bakalım, belki burada bir şeyler buluruz. Bu çocuğun kim olduğunu öğrenmemiz lazım."
Ali, birkaç dosyayı inceledikten sonra birden durdu ve elinde tuttuğu dosyayı Deniz'e doğru uzattı.
Ali: "İşte bu, buldum!"
Deniz dosyayı elinden alırken, şaşkın bir şekilde fotoğrafa baktı. Gözleri büyüdü. O çocuk, uzun zaman önce kaybolmuş bir arkadaşıydı. Bu fotoğraf, onun okul yıllarından bir anıydı.
Deniz: "Bu... bu... Olamaz! Bu, benim eski arkadaşım Emir... Nasıl olabilir? Ama o kaybolmuştu!"
Ali, biraz daha dikkatle dosyayı inceledi ve gülümsedi.
Ali: "Evet,bu çocuk o. Onun resmini gördüm."
Deniz derin bir nefes aldı, şaşkınlık ve endişe karışmıştı. Gözleri fotoğrafa takılı kaldı.
Deniz: "Ama... bu çocuk kaybolmuştu! Neden burada, okulda bir fotoğrafı var? Bu ne demek oluyor?"
Ali, biraz düşündükten sonra sakin bir şekilde yanıt verdi.
Ali: "Sanırım, o zaman kaybolmuş gibi görünen şey, aslında farklı bir şeydi. Belki de biz yanlış anlamıştık. O çocuk, her ne kadar kaybolmuş gibi görünse de, aslında başka bir yerdeydi. Ya da... belki de sadece bizim unuttuğumuz birini tekrar karşımıza çıkarmak istediler."
Deniz, kafasını karıştıran sorularla doluydu ama bir şeyler çözülüyormuş gibi hissetmeye başladı.
Deniz: "Ama ne amaçla? Neden bu kadar gizemli? Ve neden şimdi?"
Ali, derin bir sessizliğe büründü. Sonunda, gözlerini Deniz’e çevirdi.
Ali: "Bunları öğrenmek için daha fazla dosya karıştırmamız lazım. Ama bu çocuk... Senin için çok önemli, değil mi?"
Deniz, gözlerinde bir hüzünle başını salladı. O eski arkadaşının kayboluşu, geçmişinde hala çözülmemiş bir yara gibiydi. Şimdi, karşısına çıkmasıyla birlikte bu gizemli durum daha da karmaşık hale gelmişti.
Deniz: "Evet, çok önemliydi. Ama bu... Bu işin içinde bir şeyler var, Ali. Bunu çözmeden duramayacağım."
İkisi de birbirine bakarak, okulun eski dosyalarına dalmaya devam ettiler. Ama bu sefer, soru işaretlerinin gölgesinde, artık daha derin bir merak ve kararsızlık vardı. O çocuk, geçmişin karanlık bir parçasıydı, ve şu an her şey yeniden şekillenmeye başlamıştı.