OLMAYAN NE?

1361 Words
Sarp, genç kadının renginin geri gelmesini bekledi fakat, odanın içinde durduğu süre içinde bunun pek mümkün olmayacağını anlaması için doktor falan olmasına gerek olmadığını da biliyordu. Gerçi, her ne kadar konuyu değiştirmeye çabalasa bile yaşadığının tanısını koymak için bir psikolog olmasına da gerek olmadığını düşünmekten kendini alı koyamıyordu. Öyle taciz falan değil daha ileri boyutlu acı verici bir kabustu ve atlattığı pek görünmüyordu. Ne zaman yaşanmış olacağını düşünüyordu ve bu kadar büyük bir tepkiyi sadece ona dokunması ile sergiliyorsa çok da uzak bir tarih olmadığını çözmüştü. Derin bir nefes aldı ve genç kadından birkaç adım uzaklaşıp yere saçılan dosyaları eğilerek yerden topladı ve toplama işi bittikten hemen sonra ayağa kalkıp genç kadına uzatıp, “Konu burada kapanmadı küçük tavşan. Şimdi dosyalarını ayıkla ve hangi davaları istemiyorsan çıkarıp istediğin dosyalar üzerinde konuşalım” diyerek genç kadının elinden dosyaları almasını bekledi. Çağla titreyen elleri ile dosyaları alıp tek kelime etmeden ve göz teması kurmadan başını tamam dercesine salladı ve genç adam bakışlarını birkaç saniye ürkek bir şekilde genç kadının yüzünden ayırmadı. Gözlerine bakamıyordu, nefesini tutuyordu ve bedeninin titremesi geçmemişti. Dişlerini sıktı ve kesik bir nefes alarak odadan yavaş adımlar ile çıkıp kapıyı ardından kapattı. Kendisine ayarlanan odaya geçerken telefonunu çıkardı ve bir numarayı tuşladı. Bu kişiyi çok fazla aramazdı ve aradığında kesinlikle doğru bilgiler alırdı. Duman Kara, telefonu çaldığı anda açtı ve “Çanakkale sınırlarına giren tüm arkadaşlar kesinlikle listemde engelleyeceğim ve arkadaşlığımdan çıkaracağım. Ben size değil devlete çalışıyorum. Lanet olsun devlet bile bu kadar araştırma yapmamı istemiyor” dediği anda sırıtan Sarp, “O zaman boş oturarak canın sıkılmasın. Çağla Çiçek, bir araştırma istiyorum fakat tüm detayları ile girdiği davalar, kazandıkları ve hiç şikâyette bulunduğu bir olay olmuş mu? Ayrıca, herhangi bir psikolog yardımı, desteği randevusu var mı? Varsa doktorunun adı gerekiyor” dediği anda Duman birkaç saniye sustu ve sakin çıkan bir sesle “Boran bu bilgiler ile bir dosya oluşturdu diye biliyorum. Hatta kendisine bir koruma ayarlanıyor. Onunla konuş vaktimi çalma” diyerek ve genç adamın tek kelime etmesine fırsat vermeden telefonu yüzüne kapatmıştı. Sarp ise kapanan telefona bakışlarını birkaç saniye çatık kaşları ve düşünceli bir şekilde diktikten hemen sonra hemen arkasında olan genç kadının odasını kapısına baktı ve derin bir nefes alarak “Lanet olsun senin olayın ne küçük tavşan?” diye söylendi. Çünkü, Boran ve Sert güvenlik şirketi bu bilgileri istemiş üstelik ona bir koruma ayarlamışsa kesinlikle normal bir durum değildi. Üstelik koruma gerektirecek kadar başını nasıl bir belaya bulaştırmış olabilirdi ki? Diye düşündü ve derin bir nefes vererek odasının kapısından girdi. Burnuna hiç ama hiç güzel kokular gelmiyordu… Çağla, kalbinin korku içinde atmasını düzeltmek adına elini göğsünün üzerine yerleştirip kapalı gözleri ile derin derin nefesler almaya başladı. Bu durumu günün birinde aşabileceğinden emin değildi. Hayatının sonuna kadar karşı cinsin her dokunuşunda bu kadar kötü olmasına dayanabileceğini pek sanmıyordu. Birçok yöntem denemişti. O anı düşünmemeyi, unutmayı, terapi almayı hatta flört etmeyi bile fakat bu korku onu bir kere bile terk etmemişti. Yani bir erkeğin onu öpmeye çalışma anında anlayabilirdi fakat bu durum ona bir adım kadar yakın mesafede her erkekte olması hayatının akışını ciddi anlamda zorluyordu. Üstelik, karşısında duran kişi bu halinin tek sorumlusuyken. Elindeki dava dosyalarını masasının üzerine yerleştirdi ve masanın üzerinde çalamaya başlayan telefonunun sesi ile duraksadı. Arayanın kim olduğuna bakmak için bakışlarını telefonun ekranına sabitlediğinde bilinmeyen bir numara olduğunu gördü ve kaşlarını çattı. Bu şahsi numarasıydı ve bilinmeyen bir numara kesinlikle aramazdı. Derin bir nefes aldı ve çalan telefonu eline alıp birkaç saniye sadece çatık kaşlar eşliğinde baktı. Arama ise cevapsıza düştü. Sadece iki saniye sonrasında ise bir mesaj geldi ve çağla, mesajı açtığında dudaklarını ısırmadan edemedi. Cidden bazı adamlar kapatılmalıydı. Kesinlikle böyle insan görmeyen bir yere götürülmeli, kalın duvarlar içine alınmalı ve o karantina bölgesine alınası gerekiyordu. Kesinlikle salınmamak üzere. “O benim kızım ve onu senden alacağım sürtük. Anası gibi teyzesi de sürtük ve Çanakkale’de saklanabileceğini sanıyorsan yanılıyorsun” diye yazmıştı. Annesi sürtük olabilirdi. Bu konuda onunla aynı fikirdeydi çünkü küçücük kızını ardında lüks bir hayat için bırakıp giden hiçbir kadın anne olamazdı. Üstelik bu pislik adam kızını resmen satmış bir kadından anneden çok olsa olsa sürtük olurdu. Onun için mesaja cevap bile vermeden ilet dedi ve telefonunda kayıtlı olan Boran Sancak ismine gönderdi. Çünkü ona, Mert Ertürk’üne koruma görevini kendilerine verdiğini söyleyip uyması gereken kuralları söylediğinde bu kurallar içinde tehdit mesajları geldiğinde direk ona iletmesinde vardı. Ya da farklı bir şey hissettiğinde. Anında gelen mesajda, “Sana görünmeden takibinde olan bir koruman var. Ters giden bir durumda devreye girecek. Sen sadece hayatına bak. Kontrol bizde” diyerek mesaja karşılık verdiğinde derin bir nefes alıp masasına oturdu ve Sarp’ın söylediği gibi incelemeye başladı. Bu dosyalardan daha ağır davaları hak ediyordu. Onun için hızla çalışmaya başladı… ……………… “Ah hayır küçük tavşan, o davanın kesinlikle altından kalkabileceğini sanmıyorum. Velayet davası ve miras paylaşımı itiraz davası kabul ama, kamulaştırmaya kapatılması için açılan toplu dava tek başına halledebileceğin bir dava değil.” Diye söylenen Sarp’a delici bakışları ile ban Çağla onu şuracıkta öldürebileceğini düşünmeden edemiyordu. Ne demek altından kalkamazdı. Altından kalktı işleri görseydi kıçının üzerine bile oturamaya olduğuna inandığı bu adamın ona işi ile ilgili yapamazsın demesine tahammülü bile yoktu. Onun için ellerini göğsünde birleştirdi ve “Neler yapabileceğim hakkında en ufak bir fikrin bile yok şımarık ukala. Onun için o davayı ben alacağım ve sende neler yapabileceğimi göreceksin” dediğinde sarp, tüm bedeninde canlanmaya başlayan hissin lanetini okumaya sınırdaydı. Tabi ki başarabilirdi fakat, kamulaştırma büyük bir şirketin isteği ile yapılıyordu. Bazı tanıdıklar araya sokulmuş ve evini satmak istemeyenler devlet zoru ile devretmeye mecbur bırakılmıştı. Adamlar tehlikeli olduğu kadar işini bilen tiplerdi ve karşısındaki avukatlar oldukça çirkinleşebilirdi. Hatta onu duruşma salonunda parçalayabilirdi. Elbette her şey usulüne göre olsa sorun olmazdı fakat, bu adamların hiçbir zaman usulüne göre oynama huyları olmadığını biliyordu. Üstelik bu adamlardan biri annesinin amcasıydı. Avukatlarının ne kadar güçlü ve acımasız olduğunu biliyordu. Fakat, görünen o ki onu ikna etmesi olanaksızdı. Birkaç saniye düşünerek ona baktı ve yine “Olmaz!” dediği anda Alev, odalarının kapısında birden belirdi. Genç kadın, yeni hamileydi ve bu dönemde cidden parçalayıcı olabiliyordu. Tek kaşını havaya kaldırmış bir şekilde “Olmayan Ne?” diye sorunca Çağla, dişlerinin arasında “Kamulaştırma iptal davası için benim yetersiz olduğumu düşünüyor” diye söylendi ve Alev’in bakışları Sarp’ı bulduğunda birkaç saniye genç adam ile bakıştı. Onun bakışlarından ne demek istediğini çok iyi anlıyordu. Çünkü o dava yıpratıcı bir davaydı. Benzer bir davada kendi başarılı olmuştu ve bu dava da onun bürosuna bu yüzden gelmişti. Adamlar en az onun başına bela olan mafya bozuntuları gibi tehlikeliydi ve hatta onlardan bile biraz tehlikeliydi. Derin bir nefes aldı ve “Sizde birlikte çalışın. Burada bir ekipsiniz ve davaya beraber hazırlanıp, beraber karşı taraf ile çarpısın ve kazanın. Birbirinizi değil karşı tarafın avukatını alt etmeye çalışırsanız anlaşacak bir nokta bulursunuz” dediğinde Çağla anında “Hayır!” derken Sarp sırıtan bir ifade eşliğinde “Tamam” diyerek karşılık verdi. Sonra çağla genç adamın gözlerine öfke ile baktı ve bakışmaları birkaç saniye öylece takılı kaldı. Onunla yan yana bile duramazken her daim birlikte çalışmak cidden iyi bir fikir değildi. Onu burada gördüğü dakika ardına bakmadan defolup gitmesi gerekiyordu. Sarp ona bakışının arasından göz kırparak sırıttığında Çağla “Piç kurusu” diye söylendi ve Sarp, sadece kahkaha atarak, “Edepsiz bir küçük tavşan” diye söylendi ve Çağla ona öfke ile bakmaya devam ederek, “Ukala bir öküz olmaktan iyidir” diyerek odadan çıkacağı esnada sarp, “Yarın sabah kamulaştırma alanına gideceğim. Oradaki alanın fotoğraflarını çekip, İstanbul’daki bilir kişiye göndermemiz gerekiyor. Alanın, sonrasında otel yapılmaması için yasak koyulması gerekiyor. Belediye orayı yeşil alan olacak diye kamulaştırıyor” dediğinde Çağla, sert bir sesle “Ben gelirim” diyerek odandan çıktı ve Sarp arkasından sadece sırıtarak, “Eminim gelirsin” diye söylendi ve genç kadın odasına girmeden “Topuklu ayakkabılarını giymesen iyi edersin” diye söylendi ve Çağla bu seslenmeye odasının kapısını sert bir şekilde çarparak karşılık verdi. Sarp ise kahkaha atarak sadece başını sağa sola salladı ve birinin bu halleri sergilediğinde korkutucudan çok karşı konulmaz bir seksilikte olduğunu bu kadına söylemesi gerekiyordu. Yoksa kısa bir süre sonra kesinlikle kalp krizi falan geçirebilirdi. EVET YAVAŞ YAVAŞ BAŞLIYORUZ. ATEŞLİ VE ZORLAYICI BÖLÜMLER İÇİN TAKİPTE KALMAYI DENEYİN. BU ÇİFT İLE ÇOK ÇOK YANACAĞIZ, ÇOK ŞAŞIRACAK, ÇOK ŞOK OLACAĞIZ: KEYİFLİ OKUMALAR KEYİFLİ YORUMLAR ARKADAŞLAR..
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD