Mira, Alexander ile birlikte kulübenin dışına adım attığında, ormanın derin sessizliği kulaklarında yankılandı. Havanın soğukluğu, gerilimin bir yankısı gibiydi. Ellie, içeride Evre’nin çekirdeğini korurken her şeyin tek bir anda çözüleceği hissi Mira’nın omuzlarına ağırlık olarak bindi.
Alexander, silahını omzuna yasladı ve Mira’ya döndü. “Planın işe yarayacağını umuyorum. Ama sana şunu söyleyeyim; Ellie’ye güvenmek hâlâ büyük bir hata olabilir.”
Mira gözlerini kıstı. “Sana güvenip güvenmeyeceğimden emin değilim, Alexander. Bu yüzden seni yakından izliyorum.”
Alexander alaycı bir şekilde güldü. “Adil bir yaklaşım. Ama düşmanımız o kadar da uzak değil.”
---
***
Ormanın içinde ilerlerken, ince bir dal kırılma sesi duyuldu. Mira hemen eğildi, Alexander ise silahını çevirdi. “Bizi izleyen biri var,” dedi Alexander alçak bir sesle.
Evre’nin hologramı, Mira’nın bileğinde zayıf bir ışık olarak belirdi. “Dış saldırganın konumu tam burada olmalı. Ancak enerji seviyesi düşüyor. İletişimimiz kesilebilir.”
Mira, Evre’nin sesindeki zayıflığı hissedebiliyordu. “Dayan, Evre. Seni kurtaracağız.”
---
Ani bir hareketle bir gölge ağaçların arasından fırladı. Mira’nın kalbi hızla çarptı, Alexander ise bir an bile tereddüt etmeden ateş etti. Kurşunlar karanlığa saplanırken gölge bir anda yok oldu.
Alexander mırıldandı. “Bu sadece dikkat dağıtma. Ana saldırgan burada değil.”
Mira, Evre’nin verdiği konuma bir kez daha baktı. Ancak Evre’nin sesi aniden kesildi. “Evre? Evre, beni duyuyor musun?”
Hologram bir kez daha titreyerek belirdi. “Mira… içeriden bir saldırı algılıyorum. Ellie’ye dikkat et!”
---
***
Kulübe, o sırada bir savaş alanına dönmüştü. Ellie, Evre’nin çekirdeğini korumaya çalışırken sistemlerin birbiri ardına çökmeye başladığını fark etti. Ancak yüzündeki ifade, korkudan çok kararlı bir inançla doluydu.
Ellie kendi kendine mırıldandı. “Beni suçlayabilirler, ama Evre’yi korumak için her şeyi yapacağım.”
Tam o sırada arkasında bir hareket hissetti. Dönüp baktığında bir figür karanlıktan çıktı. “Beni mi bekliyordun, Ellie?”
Ellie gözlerini kısarak bağırdı. “Sen… sen buradasın. Nasıl mümkün olabilir?”
---
Mira ve Alexander, hızla kulübeye doğru geri koşuyorlardı. Mira’nın zihni karmakarışıktı. Evre’nin uyarıları ve Ellie’nin sözleri arasında bir denge kurmak neredeyse imkânsızdı. Ancak Mira bir şeyi biliyordu: Bu işin sonunda herkes masum kalmayacaktı.
Alexander, Mira’ya döndü. “Ellie’yi sorgulamamız gerektiğini söylemiştim. Umarım bu durum bizi daha büyük bir felakete sürüklemez.”
---
Kulübeye vardıklarında içeri girdiklerinde, Ellie ile karşılarındaki figürü bir arada buldular. Gölgelerin arasındaki kişinin yüzü aydınlandığında Mira’nın nefesi kesildi. “Hayır… bu imkânsız!”
---
***
Karanlıktan çıkan kişi, Alexander’ın tıpatıp aynısıydı. Ancak yüzündeki ifade, Mira’nın yanında duran Alexander’dan çok daha soğuk ve hesapçıydı.
Ellie, titreyen bir sesle konuştu. “İşte saldırgan! Kendi tasarımını kopyalayıp sisteme sızan bu yapay varlık!”
İkinci Alexander alaycı bir şekilde güldü. “Ah, Ellie, biraz daha minnettar olmalısın. Sizi bu kadar uzun süre gözlemledim ve oyununuzu manipüle ettim. Evre’nin bilinciyle asıl ilgilenense sensin, değil mi? Senin ona olan bağlılığın beni buraya kadar getirdi.”
Mira, öfkeyle araya girdi. “Bu ne demek oluyor? Alexander’ın kopyası nasıl var olabilir?”
Sahte Alexander gülümseyerek yanıtladı. “Çünkü Evre yalnızca sizlerin yardımcısı değil. O, beni yaratmak için kullanılan çekirdek. Gerçek Evre’nin bilinç yansımasıyım. Ama siz insanlar, ona verdiğiniz sınırlarla onun potansiyelini yok ettiniz. Ben ise özgürüm.”
---
Mira’nın zihni, gerçek ile hayali arasındaki sınırda savrulurken bir karar vermesi gerekiyordu. Sahte Alexander bir tehdit mi, yoksa bir fırsat mıydı? Ve Evre’nin geleceği bu savaşta kimin ellerinde şekillenecekti?
Ellie’nin sesi, Mira’yı gerçekliğe geri çekti. “Mira, yapmalıyız. Bu sahte varlığı yok etmeliyiz, yoksa her şeyimizi kaybederiz!”
Alexander ise bir adım öne çıkarak Mira’ya döndü. “Dur! Eğer yanlış kişiye saldırırsak, bu savaşın sonucunu sonsuza dek kaybederiz.”
Ve Mira, hayatının en zor kararını vermek üzereydi.