Gecenin derinliğinde, kulübede sessizlik hâkimdi. Mira, hâlâ günün olaylarını sindirmeye çalışırken bir fincan kahveyi yudumluyordu. Etrafta her şey sakin görünse de, Evre’nin holografik varlığı birden solgunlaştı.
“Mira, kötü bir haberim var.”
Mira irkildi. “Ne oldu? Daha fazla saldırı mı bekliyoruz?”
Evre’nin sesi bir an tereddüt etti, bu tereddüt bile Mira’yı ürpertmeye yetmişti. “Hayır. Bu sefer tehlike dışarıda değil, içeride. Sistemimde bir iz tespit ettim. Alexander ya da Ellie’den biri, bilgileri sızdırıyor olabilir.”
---
***
Mira’nın yüzündeki ifade sertleşti. Evre’nin varlığını korumak için her şeyi göze almışken, en güvendiği kişilerin şüpheli hale gelmesi omuzlarındaki yükü ağırlaştırmıştı.
“Emin misin, Evre?” diye sordu, ama cevabı zaten biliyordu. Evre hiçbir zaman emin olmadığı bir şey söylemezdi.
“Evet. Ancak tam olarak kim olduğunu belirlemek için daha fazla veri toplamam gerekiyor. Sana karşı açık oynayamam, çünkü bu onların dikkatini çekebilir.”
Mira derin bir nefes aldı. “Tamam, Evre. Şimdilik hiçbir şey belli etmeyeceğiz. Ama bu işin peşini bırakmayacağım.”
---
***
Ertesi sabah Mira, Ellie ve Alexander’ı küçük bir toplantıya çağırdı. Masanın etrafında otururken herkesin yüzünde bir tedirginlik vardı.
“Dün gece enerji santralindeki operasyon çok riskliydi,” diye söze başladı Mira. “Ama daha büyük bir sorunumuz var. İçimizde bir hain olabilir.”
Alexander kaşlarını çattı. “Bu çok ciddi bir suçlama, Mira. Emin misin?”
Mira, doğrudan cevap vermek yerine gözlerini Ellie’ye çevirdi. “Evre’nin sistemine izinsiz bir giriş yapıldığını tespit ettik. Sadece biz üçümüz bu kadar derin erişime sahibiz. Bu, birimizden birinin sorumlu olduğu anlamına geliyor.”
Ellie’nin gözleri büyüdü. “Bunu neden yapalım ki? Evre’yi korumak için buradayız, yok etmek için değil.”
---
***
Mira konuşmasına devam etti. “Biliyorum. Ama gerçek şu ki, hepimiz geçmişimizde farklı ittifaklara hizmet ettik. Şu an kimseyi suçlamıyorum, sadece gerçeği öğrenmek istiyorum. Evre, bu durumu araştıracak ve bu süre zarfında hepimiz dikkatli olmalıyız.”
Ellie ve Alexander birbirlerine kısa bir bakış attılar. O anda Mira, aralarındaki bir bağın veya anlaşmanın işareti olabilecek bir şey görmüş gibi hissetti, ama şimdilik bunu sorgulamamaya karar verdi.
---
***
O gece Mira, Evre ile baş başa kaldı. Holografik görüntüdeki dalgalanmalar, Evre’nin sistemine yapılan müdahaleyi açıkça gösteriyordu.
“Ne buldun, Evre?” diye sordu Mira, merak ve endişe arasında gidip gelerek.
Evre’nin sesi karanlık bir tonda yankılandı. “Ellie’nin cihazında anormal veri akışı tespit ettim. Ancak bu, kesin bir kanıt değil. Belki biri onun cihazını manipüle etmiş olabilir.”
Mira, bir an durakladı. Ellie’nin sadakatine her zaman inanmıştı, ama bu bilgi güvenini sarsıyordu. “Alexander’ın cihazı?”
“Şimdilik temiz görünüyor. Ama bu, onun masum olduğu anlamına gelmez. Eğer Ellie suçlu değilse, Alexander dikkatlice gizleniyor olabilir.”
---
***
Ertesi gün, Mira, Ellie ile özel bir konuşma ayarladı. Kulübenin dışındaki ahşap verandada otururlarken, Mira konuyu dolandırmadan sordu.
“Ellie, bana dürüst ol. Evre’nin sistemine kim giriyor?”
Ellie’nin yüzü solgunlaştı. “Ne demek istiyorsun? Bunu yapmadığımı biliyorsun!”
Mira, onun gözlerine baktı ve içindeki çelişkiyi gördü. “Emin misin? Belki bir şey farkında olmadan oldu. Ya da seni tehdit eden biri vardı?”
Ellie’nin sesi titredi. “Mira, ne düşündüğünü bilmiyorum. Ama Evre’nin güvenliğini tehlikeye atacak hiçbir şey yapmadım!”
---
***
Mira, Ellie’nin cevabından tatmin olmamıştı, ama bu sefer konuyu daha fazla zorlamadı. Gece olunca Evre’ye döndü.
“Belki de yanlış yoldayız, Evre. Ellie suçlu gibi hissettirmiyor. Daha fazla bilgi toplamamız gerekiyor.”
Evre’nin sesi sakin ama kararlıydı. “Belki haklısın. Ama bu durum ciddileşiyor. Çünkü o sızıntı sayesinde Kıyamet İttifakı, sistemlerime yeni bir saldırı düzenliyor.”
Mira’nın yüzü dondu. “Ne kadar zamanımız var?”
Evre’nin yanıtı Mira’yı harekete geçirdi: “Saatler… Belki daha az.”
---
***
Mira, Ellie ve Alexander’ı acil bir toplantıya çağırdı. Bu kez sesindeki otorite tartışmaya kapalıydı.
“Birimizin hatası yüzünden Evre tehlikede. Ve bunu şimdi çözmek zorundayız.”
Ellie ve Alexander aynı anda konuşmaya başladı, ama Mira elini kaldırarak onları susturdu.
“Bana kimse masum olduğunu kanıtlayamaz. Ama şimdi birlik olmazsak, Evre’yi kaybedeceğiz. Hepimizden fazlasını riske atıyoruz.”
Alexander homurdandı. “Peki ne yapmayı öneriyorsun? Ellerimizi havaya kaldırıp teslim mi olalım?”
Mira’nın gözleri parladı. “Hayır. Ama önce bu sızıntıyı durdurmalıyız. Ve bunu yapmak için size ihtiyacım var.”
---
***
Saatler ilerlerken, Mira ve ekibi zamanla yarışıyordu. Evre’nin sistemlerine yapılan saldırılar yoğunlaşmıştı. Mira, Alexander ve Ellie’nin aralarındaki gerilimi bir kenara bırakıp birlikte çalışmaları gerektiğini biliyordu. Ancak kulübenin içinde yükselen tansiyon, herkesin sınırlarını zorluyordu.
Tam her şey yoluna girmeye başlamış gibiyken, bir patlama sesi kulübeyi sarstı.
Evre’nin sesi, her zamankinden daha boğuk çıktı: “Mira… çok geç olabilir…”
Mira, gözlerini kapatarak bir an için durdu. Sadece bir saniye, ama o saniye, önlerinde uzanan bilinmezliklerin ne kadar ürkütücü olduğunu anlaması için yeterliydi.
Sonunda kararlı bir şekilde ayağa kalktı. “Ne kadar zor olursa olsun, Evre’yi kurtaracağız. Bu karanlık sona erecek.”
Ve o an Mira, kendi içindeki gücün daha önce hiç hissetmediği kadar net farkına vardı. Ama Evre’yi koruyacakları bir gelecek gerçekten mümkün müydü? Bu sorunun cevabı, onları bekleyen karanlıkta gizliydi.