Dalya bu gece çalışmak istemiyordu. Ne istediği belliydi. O bu gece Derya olmak istiyordu. Belki de anlattığı bütün kötü hikayeye rağmen her zaman Derya olmak istiyordu. Onu bu berbat hayata mahkum eden gözden çıkaracağı bir ailesinin olmamasıydı.
Telefonunu çıkardı. Hale' ye iyi olduğunu merak etmemesini yazdı. Sonra telefonun saatine bakıyor gibi yaptı. Sıkıntıyla nefes verdi.
'Şey. Özgür. Özgür diyebilir miyim sana?'
'Tabi ki. İstediğin gibi hitap et. Yabancı sayılmam artık. Nasıl rahat edeceksen. İstersen Özgür abi de diyebilirsin. Uğur' la aynı yaştayız sonuçta. '
'Özgür iyi. Sen Uğur abi gibi ağır abi görünmüyorsun. Özgür bildiğin ucuz sabaha kadar açık bir kafe falan var mı? '
' yine iş mi arıyorsun? '
' Hayır. İş aramıyorum da. Şu saatte işte olmam lazım. Ama gidemem. Eve de gidemem. Şey. '
Özgür Dalya' yı susturdu. Devam etmesini o acı hikayesini dinlemek istemiyordu. Çok daha kötü hikayelere şahit oluyordu. Belki de doymuştu acıya, şiddete. Ama en çok bu güzel tatlı kız üzülmesin istiyordu. Ormanlar gizlenmiş yeşil gözlerinde yağmurlar yağmasın istiyordu. Bunu neden istediğini kendi bile anlamasa da.
'Bildiğim bir yer yok. Ama sen bana Uğur abinin emanetisin. Bir şeyler düşünürüz. Önce aç mısın onu söyle.'
Dalya başını öne eğdi. Kısık sesle konuştu.
'Teşekkür ederim. Aç değilim.'
Özgür onun bu mahçup haline gülümsedi. Aklına annesi geldi. Annesi hep 'karşıma gelin olarak kimi getirirsen getir' derdi. 'Kimi getirirsen getir ama utanmayı bilsin. Bir kadına en yakışan meziyettir bazen utanmayı bilmek.' Şimdi neden bunu hatırlamıştı ki. Bu saatte annesine götüremezdi. Karşısına ilk çıkan restoranın önünde durdu. Bu saatte açık fazla yer yoktu zaten.
'Sen aç değilsin ama ben kurt gibi açım. Önce bir şeyler yiyelim. Açken kafam çalışmaz pek. Sonra düşünürüz ne yapacağız.'
Arabadan indi. Dalya' nın kapısını açtı.
'Buyurun Derya Hanım'
Dalya arabadan indi. Etrafına bakındı. Tedirgindi.
'Şey. Ben seni arabada beklesem.'
'Hadi Derya. Olur mu öyle şey? Çekinme.'
'Kıyafetim. İş haliyleyim. Mecburen böyle giyiniyoruz. Rahat hissetmiyorum kendimi. Sanki uygun da değil.'
'İçerde insanları kıyafetleri ile yargılayan kişiler varsa , bu onların sorunu senin değil. Ayrıca emin ol içerde senden daha.'
Nasıl diyeceğini bilemedi Özgür. Kızın mecburen giydiği kıyafetlere açık saçık demek istemiyordu. Cümleyi toparlamak istedi. Onu da başaramadı. Dalya onun bu şaşkın haline gülümsedi.
' Tamam geliyorum. '
İçeri doğru yürümeye başladılar. Dalya her adımda daha çok geriliyordu. Özgür bu gerilimin utançtan olduğunu düşünüyordu. Ve Dalya gözüne daha tatlı görünüyordu. Dalya içeri girdiklerinde Özgür' ü tanıdıklarını fark etti. Kaç polis memuru böyle bir araba kullanır böyle mekanlarda tanınırdı ki? Acaba rüşvet falan mı yiyor diye düşündü. Garsonun gösterdiği masaya otururlarken Dalya etrafı kontrol etti. Tanıdık biri olmadığını fark edince derin bir nefes aldı.
Özgür' ün ısrarı ile menüden yemek seçti. O sırada garson elinde kırmızı şarap ile geldi.
'Müessesemizin ikramı amirim.'
Dalya 'nın kadehine bir miktar koydu. Dalya duraksadı. Özgür gülümsedi. Dalya' nın böyle mekan kurallarını bilmediği belliydi. Zaten bilmesini de bekleyemezdi. Garson Dalya' nın onayını bekliyordu.
'Kullanıyor musun? Kullanmıyorsan içmeye zorlama kendini.'
Dalya' nın şu an içmeye çok ihtiyacı vardı. Ama Derya kimliği ile bunu anlatması zordu.
'Şey çok az. Nadiren yani.'
'O zaman bana eşlik etmenden mutluluk duyarım Derya. Tadına bak. Beğenirsen servisini yapsınlar.'
Dalya şaşırdı ama hoşuna gitti bu durum. Uzun zamandır kimse ona neyi beğendiğini sormamıştı. Bir yudum aldı.
'Çok güzel.'
Özgür gülümsedi. Garsona baktı.
' Hanımefendi beğendiğine göre. Servisi yapın lütfen. '
Garson şarapları koydu. Şişeyi masaya bıraktı. Özgür bardağı aldı. Şarabı kokladı. Bir yudum aldı. Çok kaliteli bir şarap değildi. Ama Dalya beğenmişti. Devam etti.
Dalya şarabı yudum yudum içmeye çalışıyordu. Aslında şu an şişeyi alıp kafasına dikmek istiyordu. Az önceki olay izlediği bir filmi hatırlatmıştı. Şimdi aklına gelmişti. Şarabı sallayıp koklayıp bir yudum alıyordu kadın. Kafasıyla onay veriyordu. Garsonlar servise başlıyordu. Ama Dalya bunu yeni hatırlamıştı. O an bir film bile izlemeyeli ne kadar çok zaman geçtiğini hatırladı. Onu ağına düşürmek için Serhan sinemaya götürmüştü en son. Bir şeyi beğenip beğenmediğini en son Serhan sormuştu. Bir çok güzel şeyi en son Serhan' la yaşadığını fark etti. Sonun başlangıcı olduğundan haberi yoktu o günlerin. Mide bulantısına ağlama isteği eklenince ayağa kalktı. Onun kalktığını görünce Özgür' de ayağa kalktı. Dalya onu durdurdu.
'Lütfen rahatsız olma. Sadece. Lavabo nerede burada?'
Özgür gülümsedi.
'İlerde sağda. Eşlik edeyim istersen.'
'Gerek yok. Teşekkür ederim.'
Dalya lavaboya doğru yürürken kolundan biri yakaladı.
'Vay vay vay. Ahu hanım. Sizi buralarda mı bulacaktık.'
Dalya gözleri öfke dolu adama baktı.
'Bırak kolumu!'
'Bu ne eski köye yeni adet mi? Artık öncesinde yemek mi ısmarlatıyorsun? Aç ayı oynamaz mı? Bana borcun var biliyorsun. '
Dalya Özgür 'ün masasına doğru baktı. Burası çalıştığı yere yakındı. O nedenle içeri gelmek istemişti. Bunun olabileceğini biliyordu. Adam içeri girdiklerinde yoktu. Yeni gelmiş olmalıydı.
'Sana hiçbir borcum yok.'
'O gece yaptığını unutmadım Ahu. Derdin önce yemekse söyleseydin. Otel odasına söylerdik yemek. Ya paramı vereceksin ya da borcunu ödeyeceksin?'
Adam Dalya' yı lavabolara doğru sürüklemeye başladı. Erkekler tuvaletine soktu. Kapıyı kapattı. Dalya' yı kapıya yasladı.
' Çok daha fazlasını almıştın ama hiç almamaktan iyidir. Ver bakalım paramın karşılığını. '
Elini Dalya' nın eteğine uzattı. Dalya adamın bacak arasına bir tekme salladı. Adam acıyla kıvranırken sesini fazla yükseltmeden konuştu.
' Yanımdaki kişi polis. İnanmıyorsan garsonlara sor. Kim olduğumu kimseye ispat edemezsin. Şimdi burda çığlık çığlığa bağırırım taciz var diye. Sonra başına gelecekleri sen düşün.'
'Vay vay. Hanımefendi arkasına polis almış, vermeden para almaya cesaret etmen bundan demek ki.'
'Ben diyeceğimi dedim.'
Dalya erkekler tuvaletinden çıkıp kadınlar olan bölüme geçti. Eteğini düzeltti. Yüzünü yıkadı. Yüzündeki makyajın çoğu gitmişti. Ama bu halini daha çok severdi. Aynada kendiyle gözgöze gelince dudaklarını ısırdı. Gözleri hala doluydu ama artık gözyaşı çok zor akıyordu. Hayat ondan gözyaşlarını bile almıştı. Dışarı çıktı. Özgür' ün yanına gitti. Bir şey olmamış gibi oturdu. Özgür Dalya' nın makyajsız halini görünce güldü. Kadınlar genelde makyaj tazelemeye giderdi. Dalya tam tersini yapmıştı. Dalya' yı incelemekten kendini alamadı. Yemyeşil gözleri vardı. Omuzlarından su dalgası gibi akan uzun saçları. Gözlerindeki hüznü ve akmayan bir damla gözyaşını gördü. Hissetti o damlanın hep oraya ait olduğunu. Dalya kendine bir kadeh daha koydu. Özgür' e doldurdu. Özgür makyajın Dalya' nın güzelliğini gizlediğini düşünüyordu. Dalya kadehi hızla bitirdi. Üçüncüyü koydu. Özgür kendini toparladı.
'Biraz hızlı gitmiyor musun?'
Dalya kadehi bitirdi. Şu an cici kızı oynamak zor geliyordu.
'Kalkalım mı. Lütfen?'
'İyi misin sen Derya?'
'İyiyim. Ben sadece. Sadece çok yorgunum.'
Özgür Dalya' nın sesindeki titremeyi fark etti. Hemen hesabı ödedi. Mekandan çıktıklarında Dalya' nın pek iyi olmadığını fark etti ama içkiden olduğunu düşündü.
'Buralar çok güzeldir. Deniz kenarında yürüyelim mi biraz? Hem hava alırız.'
Dalya gülmeye çalıştı.
'Kendimi denize atarım diye korkmuyor musun?'
'Hayır. Atlarsan bende atlarım. Ve seni çıkarırım. Burası atlamak için tehlikeli bir yer değil. Biraz üşürüz o kadar'
Dalya içinden geleni yaptı. Özgür' ün koluna girdi. Özgür şaşırmıştı.
'Sen. Sen niye böyle birisin. Niye bu kadar iyisin?'
Özgür deniz kıyısında bir bank gösterdi.
'Oturalım mı?'
Dalya Özgür' ün kolundan çıktı. Oturdu. Özgür yanına oturunca yüzünü ona doğru döndü.
'Soruma cevap vermeyecek misin?'
'Ben ne cevap vereyim bilmiyorum. O kadar iyi biri değilim aslında. Sadece kötü zamanlarında karşına çıkıyorum sanırım.'
Dalya elini Özgür' ün yanağına koydu.
'Hayatta yaptığın en büyük kötülük ne? Yere çöp atmak falan mı?'
' Yere çöp atmayı hafife alma. Ama hayır. Yerlere çöp atmam ben.'
Durdu. Gözü denize daldı. Konuşmaya devam etti.
'İlk operasyonumda. Yanlış kişiyi tutuklamıştım.'
'Olabilir böyle şeyler. Sonra anlaşılmadı mı?'
'Anlaşıldı. Ama adam bir kere lekelenmiş oldu. Barınamadı buralarda. Ailesini alıp şehri terk etmek zorunda kaldı. Bir hayatı hatta birden fazla hayatı mahvettim yani. Sandığın kadar masum biri değilim.'
Dalya hüzünle gülümsedi. Keşke diyordu içinden keşke bütün suçlar bu kadar masum olsa. Özgür' ün denize bakan yüzünü kendine doğru çevirdi. Dudaklarını dudaklarına yaklaştırdı.