İtiraf

2464 Words
Artık içimdekileri anlatmam gerekiyor. Kaçışım yoktu. Ne olursa olsun doğruları söyleyecektim. Hatta bugün olgunlaşacaktım. Yüreklenerek, ''Eray ben ağabeyini küçüklükten beri seviyorum.'' Bana inanmayan gözler ile bakıyordu. ''Gerçekten kurgun berbat.''gözlerime bakıyordu. Bir yandan masaya yöneldim ve telefonumu aldım. Mirali'nin çocukluk fotoğraflarını açtım ve ona doğru uzattım. ''Ben sana doğruları söylüyorum yoksa Mirali'nin küçüklükten gelen fotoğraflarını niye saklayayım. Şaşkınca bakarken gözleri ile yüzüme bakakaldı. Neden bu kadar şaşırdı ki.. Mimikleri giderek değişiyor. Rengi atmıştı adeta.. ''Sende ne işi var bunların?'' Korkmuş muydu? Benim bir pskopat olduğumu düşünüyor olabilirdi. ''Benim ağabeyimle orta okuldan arkadaşlardı. İşte o zaman dedim ben bu adamla evleneceğim.'' Çılgınca ağızımdan her şeyi itiraf etmeye başlamıştım. ''Peki ağabeyimin hayatına nasıl girdin? Seni araştırmamı istiyor?'' O da boş boğaz olduğu için herşeyi söylüyordu. Evet Eray çok dürüst biriydi.. Biraz çenesi düşüktü sadece.. ''Ben ona dört yıllık bir ilişkim olduğundan bahsettim ve burnumla sürekli alay ettiğini söyledim.'' Lafımı keserek, ''Bu sayeyle Uranüs Güzellik merkezini ziyaret etin öyle mi?'' resmen sözümü kesmiş direk birleştirmişti kelimeleri.. Boğazımı temizledikten sonra '' Evet öyle ama başka türlü dikkatini çekemezdim.'' Göz yaşlarıma engel olamadım. Bir elimle silerken bir yandan göz yaşlarım sular gibi akıyordu.Artık ne olacaktı olanlar benden de çıkıyordu. Çisemin sıcak kucaklamasıyla bende ona sarıldım.''Tatlım tamam bak ağlama Eray'ında bize eminim yardımı dokunaktır.'' ''Sanmıyorum '' Diyerek mırıldandım. ''Betila yeter ağlama ben ağabeyime seni tanıdığımı bile söylemedim:'' sesi bir şeyleri itiraf eder gibi çıkmıştı. İnanamayarak bakışlarım Erayı buldu. ''Gerçekten mi?'' nasıl olurdu da , söylemedi..sarı gömleğinin bir düğmesini açarak yakasını düzeltti. ''Evet gerçekten'' Eray onun kardeşiydi neden söylemedi ki. Üstelik boş boğazın tekiydi. ''Sen nasıl söylemedin Eray'' Çisem araya girdi. ''Böyle bir olayı anlamadan bir şey diyemezdim.'' ''O senin ağabeyin ama ?'' diyerek devam etti Çisem. Tamda aklımdan geçirdiklerimi Çisem söyleyince bir rahatladım. ''Evet ama sizde benim arkadaşımsınız. Anlamadan dinlemeden nasıl söyleyeyim. Hem bunda masum bir gönül ilişkisi var.'' Eray bu kadar nasıl olurda olgun düşünüyordu. Hayretler içerişinde kalmıştım. Sanki yıllardır tanıdığım o adam değil gibi. ''İnanmıyorum Eray sana'' diyerek ellerim ile tırnaklarımı bastırdım. ''Bak ben bir şey kanıtlamak zorunda değilim. Seni tanıdığım için sana aslında büyük bir sır verdim. Ağabeyim git Betila'yı araştır dedi. Bunu söylüyorken nasıl inandırayım kendimi sana?'' Haklı bunları söylemesi bile bizim için büyük bir şanstı.. ''Teşekkür ederim samimiyetime inandığın için'' diyerek ekledim. Umarım ona doğru söyleyebildiğimi geçirebil miştim. ''Tamam bende ağabeyime aynı şekilde anlatacağım dört yıllık sevgilisinden ayrılmış diyeceğim. Anlaştık mı?'' ''Anlaştık.'' göz kırptı. ''Biraz rahatla ve bana güven.'' diyerek kalktığı yerden omzumu sıvazladı. ''Hadi ben gideyim artık sizde arkamdan dedikodumu yaparsınız'' diyerek ekledi. Çisem ile kıkırdamaya başladık. '' Yaparız dedikodunu sen rahat ol.'' diyerek ekledi. İkimizde ayağa doğru ilerlemeye başladık. ''Sana güveniyorum Çisem'' diyerek ekledi Eray. Erayı yolcu eder etmez kendimizi mutfağa attık. ''Çisem ben çay koyacağım, başka bir şey içmek ister misin?'' Artık boğazımdan bir şeyler geçmesi gerekiyordu. ''Bende çay içerim tatlım'' diyerek ekledi. Çayı yaptıktan sonra sandalyeyi çekerek Çiseme yaklaştım. ''Sence Eray benim kim olduğumu söyledi mi?'' ''Eray'a asla kefil olamam..'' ''Bende kefil falan olmam. Fakat görüyor musun? Bunlar kardeşmiş. Nasıl olurda ikisi ile hiç karşılaşmadık.'' dudaklarımı ısırarak söyledim. ''İnan bende bir ara şoka girmedim desem yalan olur. Ne alaka Eray ve Mirali kardeş olması..'' ellerini birleştirdi. ''Bizim ağızımızdan laf almak için yalan mı söyledi dersin?'' beyin fırtınası yaparak doğru yolu bulmaya çalışıyorduk. ''Gerçekten kafamdan geçmedi değil? Neden yapsın ki bunu?'' kaşlarını çattı. ''Ay cidden bilmiyorum Çisem. Bir işe girdik ve cidden elimize yüzümüze bulaştırdık.'' Hakkatten bu neyin nesiydi böyle ? Olaylar çok büyümüştü. ''Yeter yeme şu dudaklarını. İyice panik yaptın.'' Ben yapmayayım da kim panik yapsın. Dudaklarımı dişlerimin arasından çekerken kanattım. ''Al işte bak kanattın.'' ''Yok ben rol falan yapamıyorum. Keşke insan gibi gidip söyleseydim. Senden hoşlanıyorum diye.. '' İçim içimi kemiriyordu. ''Yapacak bir şey yok artık girdin o role...'' Haklıydı ama hiç huzurlu değildim. MİRALİ YILDIRIM AĞIZINDAN: ''Ağabey kalk.'' Erayın sesi ile uyandım. ''Ağabey uyansana'' Uyanmıştım zaten.. Gözlerimi araladığımda Eray'ı tepemde gördüm. Işıklarıda açmış. Gözümün içine içine girdi. ''Hasiktir, ne oldu Eray?'' O kadar talaşlı gözüküyordu ki.. Yarını bekleyemezdi en ufak bir şeyde bile.. ''Betila ile ilgili..'' Yattığım yerden doğruldum. Elim ile gözümü ovaladım. ''Bekle bir yüzümü yıkayayım. Kabus gibi çöktün.'' Konuyu anlayabilmek için önce kendime gelmem gerekiyordu. ''Tamam git, gel çabuk'' Ayağa kalkarak odamdaki lavaboya girdim. Su ile yüzümü yıkayarak kendime geldim. Havluyu alarak Eray'ın yanına doğru ilerledim. ''Ne varmış Betila da anlat dinliyorum.'' Odam da duran koltuğa oturdum. ''Ağabey Betila seni çocukluk aşkı sanıyor.'' Aklımdan bunun ile ilgili bir şeyler geçiyordu. ''Nasıl yani?'' Yinede konunun açıklığa kavuşması için Eray'ın anlatmasını bekledim. ''Aslında bu kız bir tiyatro bölümü mezunu ve senide çocuklukta ki aşkı sanıyor. Senin de hayatına rol yaparak girdi. '' bir ilerleyip bir geri geliyordu. Erayın dediklerini anlamaya çalışıyordum. ''Sevgilisi varmış dört yıllık?'' Peki bu neyin nesiydi? Eğer bu o kişi miydi? Aklımda biri vardı... ''Hikaye o da '' Kafamı salladım. ''Beni nasıl karıştırdı peki?'' Evet merakla dinliyordum. ''Bilmiyorum çocukluk fotoğrafı Mirali'nin dedi telefondan baktım ama sen değildin.'' ''Emin misin Eray bak sen salak olmayasın?'' Benim kardeşim iyi biridir fakat biraz ''Ağabey eminim..'' Diyerek vurguladı. ''Sana güvenmek istiyorum da nedense içim güvenme diyor?'' Kafamın içinde gel gitler başlamıştı. Durduk yere hiç böyle bir işim olmamıştı. Hayatı sıradan yaşayan biriydim. Duygularım düşüncelerim bu kadar karışmamıştı. ''Neden ağabey?'' odanın içerisinde dönüp durmayı bırakarak, koltuğa oturdu. ''Kız kaç senedir çocukluk aşkını nasıl karıştırsın.?'' Eray iyice tedirgin olmuştu. ''Karıştırmış ağabey benim seninle kardeş olduğumu yeni öğrendi..'' Bir de gereksizce bilgi vermiş.. ''Bunu da söyledin mi ?'' O zaman herşeyi anlatmıştı. ''Evet '' kahkaha attı. ''Sana bilgi al dedik. Sen bilgide vermişsin.'' Ellerim ile kendime sıkmıştım resmen. ''Her şey karşılıklıdır.'' Eray'ın bu kadar rahat olması insanı çileden çıkarırdı. Ne yapalım kardeş olunca gerçekten atsan atılmıyor, satsan satılmıyor. ''Tamam Eraycım , sağol canım kardeşim.'' ''Bundan sonra ne yapacaksın peki?'' Pişman da olmazdı kardeşim. ''Şuanda bir şey yapma taraftarı değilim. Bize zararı dokunacak bir durumda yok ortada, o yüzden zamana bırakalım.'' ''Tamam ağabey ben gidiyorum.'' Koltukta kalkarak ilerlemeye başladı. ''Tamam kardeşim uyu sende olur mu?'' diyerek vurguladım. Eray'ın aklına takılan bir şey olursa Gider Betila'ya anlatırdı. Betilacığım seni ben tavlayacağım. Sen değil güzel kadın... Hatırladım seni ben.. Betilla'nın ağızından; ''Al bakalım çayınız.'' diyerek masaya koydum. Çisem birden gülümsemeye başladı. ''Eray'ı nasılda hızlı bir şekilde ikna ettin ama.. Nerden geldi aklına çocukluk fotoğrafını göstermek.'' ''Ne bileyim Çisem hep saklardım fotoğrafları ağabeyimle yan yanayken, okul arkadaşları ile olan. Hatta bak bu fotoğrafı gizlice bir arkadaşın evinden ödünç aldım.'' diyerek fotoğrafı gösterdim. ''Sen bu fotoğrafı mı gösterdin Betilla?'' ''Evet..'' Başımı salladım ''İyide burada Mirali yok ki?'' Gözleri endişe ile bakıyordu. ''Nasıl yok.'' Gözlerim iyice büyüdü. ''Aa diğer fotoğrafta var. Eee bu Eray ağabeyinin küçüklük fotoğrafını tanımadı da mı onayladı.'' Eray bazen bizi de şaşırtıyordu. Ne yapacağı belli olmuyordu. ''Ne bileyim. belki üveyler ya küçüklüğünü bilmediği için onayladı.'' Alt dudağını büzdü. ''Yazık ya '' Bende üzülmüştüm. Kardeş dediğin her şeyi bilirdi. Üvey olsalar da aynı anne karnında bulunmuşlardı sonuçta.. ''Aman ne yazığı kızım az daha bir çuval inciri berbat edecekti.'' "Ne bileyim böyle şeyler bana üzücü geliyor." Diyerek ekledim. "Bence senin uykun gelmiş. Naş naş yatağa haydi" Doğru söylüyorsu iyice geç olmuştu. Çisem'in yatak odasına doğru ilerledim. Odasının kapısını açarak içeri girdim. Dolabını açarak gri eşofman altı ve bir üst body aldım. Üzerimdekileri çıkararak, dolaptan çıkarmış olduğum kıyafetleri üzerime geçirdim. Çisem'in yatağına kendimi attım. Her zaman birbirimizde kalırken aynı yatakta uyurduk. Kapının açılması ile Çisemin geldiğini anladım. "Uyudun mu?" Bugün olanları düşünmekten içim içimi kemiriyordu. Ruhum daralıyordu. "Hayır " Odanın ışığını açarak, O da dolaptan giyebileceği şeyleri çıkarıp üzerine geçirdi. Yanıma uzanarak haydi "iyi geceler" diyerek sarıldı. Sarılması içimi rahatlatmıştı. Her şey olacağını varırdı. "İyi geceler" diyerek uykuya dalmaya başladım. Sabahın aydınlığı yüzüme vurmuştu. Yastığın altındaki telefonu çıkardım. Saat 08.30'du . Biraz daha uyusam ne olurdu ki sanki? Gözlerimi kapattığımda. "Saat kaç?" Çisemin sesi ile ona doğru baktım. "08.30" Çisem yataktan doğrularak belimden çekiştirmeye başladı. "Kalk. Bu kadar uyumak yeter." Sabah sabah sesi o kadar cırtlak çıkıvermişti ki.. "Bir on dakika daha lütfen." Mırıldanabildim. "Olmaz." Diyerek beni iyice yataktan çekti. "Tamam dur kalkıyorum. " Ellerim ile yüzümü ovuşturdum. Ve yataktan kendimi zorla çıkardım. Yatak odasından çıkarak banyonun yolunu tuttum. Kapıdan geçerek kapıyı tekrar kilitledim. Neden bilmiyorum ama lavaboya girerken kendi evim bile olsa her zaman kilitlerim. Suyu açarak elimi yüzümü güzelce yıkadım. Çisemin beyaz sağ dolabından dş fırçamı çıkardım. Diş macununu sürerek yaklaşık iki dakika boyunca dişlerimi fırçaladım. Fırçamı tekrar eski yerine yerleştirdim. Sol dolabından Çisem'in maşasını çıkardım. Saçlarım uzun olduğu için taramakta biraz zorlanıyordum. Sağ çekmeceden tarağı çıkarıp. Kolayca taranması için mor spreyi saçlarıma sıktım. Ve taramaya başladım. Saçlarım açıldıktan sonra maşanın fişini prize taktım. İki dakika aynada kendime bakarak oyalandım. Saçlarımı iki yana ayırarak maşa yapmaya başladım. Sonunda bitmişti yüzüm çok sıcak olmuştu. Saçlarımı geriye atarak sol dolaptan nemlendirici alıp yüzüme güzelce sürdüm. Kapının kilidini tekrar açarak yatakodasına doğru ilerledim. Çisem hanım hala uyuyordu. Onu uyandırmadan komidinin üzerinde duran makyaj çantasını aldım. Banyoya geçerek dolabın üzerine koydum. Birde Çisem uyanmadan önce bir çay suyu atayım. Dar holdan geçerek mutfağa geldim. Çaydanlığı çıkararak alt suyunu koydum ve aygazı yaktım. Banyoya doğru ilerledim. Kapıyı tekrar kilitledim. Dolabın üzerindeki turuncu makyaj çantasını çıkararak ilk bir fondoten sürdüm. Daha sonra bir toprak tonlarında farı göz kapağıma sürdüm. Kirpiklerimin üzerine eyeliner geçtim. Ve toprak tonlarında olan allığımı elmacık kemiklerimi belirginleştirecek şekilde ortaya çıkardım. Kırmızı renkteki ruju alarak dudağıma güzelce sürdüm. Kapının kilidini tekrar açarak salona geçtim. Dün mağazadan aldığımız poşetlerin içerisinden. Kırmızı elbiseyi çıkardım. Biraz kırışmıştı. Bir ütü yapılması gerekliydi. Holden geçerek Çisem'in boş çamaşır odasına ilerledim. Açık ütü masasının üzerine elbisemi koydum. Etiketi gözüme çarpmıştı. Elim ile elbiseye zarar vermeyecek şekilde yırtarak çıkartdım. Ütüyü fişe takarak ütülemeye başladım. Kırışıklıktan kurtulmuş elbisemi aldım. Ütüyüde fişten çekerek Çisem'in odasına doğru ilerledim. Eyvah çay suyu kaynamış olmalıydı. Geri dönerek mutfağa ilerledim. Çaydanlığın üzerine çay koydum. Ve kaynayan suyu üzerine döktüm. Alt çaydanlığada su ekledim. Tekrar Çisem'in odasına doğru ilerledim. Üzerimdekileri çıkararak kırmızı elbiseyi giydim. Boy aynasından kendime baktığımda bu sanki ben değildim. Yatağın içerisinde bildirim gelen telefonuma uzandım. Mrali Yıldırım "Konum gönderir misin?" Saat 09.30 olmuştu. Konumu gönderdim. "15 dakikaya kadar orda olurum." Dudaklarımı kemirmeye başladım. "Tamam görüşmek üzere." Diyerek mesajına cevap verdim. "Vauuuvvvv. Harika olmuşsun!" Çisemin haykırışı ile ona baktım. "Olmuş muyum gerçekten?" Elim ile saçlarımda geziniyordum. "Sen delimisin ilk defa bu kadar bakımlı görüyorum seni. Saçlarına maşa çok yakışmış. Kırmızı sana ne kadar da yakışmış. Adeta seni ortaya çıkarmış." "Abartma " diyerek dudağımı ısırdım. "Malzeme belli." Gözlerinin içi parlıyordu. Bir yandan ıslık çalıyordu. " Kalk çay attım iki yumurta kırda yiyelim. Mirali 15 dakikaya burada olacak." "15 dakikaya mı ?" Bir yandan yataktan fırladı. "Evet" koşarak lavaboya doğru gitti. Bende Çisem'in çekmesini açarak oradan kendime külotlu çorap aldım. Ha siktir külotu giyecek miydim? Lavoboya koşarak "Çisem külotu giyecek miyim?" Çisem kahkaha attı. "Giyeceksin tabi ben yıkadım dün onu çamaşır odasında." Çamaşır odasına doğru ilerleyerek askılıda duran külodu aldım. Gel buraya lanet. Yatak odasına geçerken Çisem mutfağa koşuyordu. Yatak odasında külotuda giydikten sonra telefonumu ve kirli çamaşırları banyoya götürdüm. Kirli sepetin içine yerleştirdim. Mutfağa geldiğimde ise Çisem kırmış olduğu yumurtaları masaya koyuyordu. Salatalıkları uzun uzun kesmiş. Domatesi ince ince dilmlemiş . Peynir ve kaşarı da bir yandan kesiyordu. Dolaptan çıkardığım çay bardaaklarını masaya koydum. Çaydanlığı alıp çaylarımızı koydum. İkimizde masaya anca oturabilmiştik. Bir yandan yiyerek bir yandan çay içerek hızlıca hareket ediyorduk. Telefonum çalmaya başladı. Elime alarak "Mirali arıyor." "Tamam aç bakalım." "Alo?" Homurdanmıştım. "Merhaba güzel burun." Sesi çok canlı çıkıyordu.Erkeksi derinden geliyordu. "Merhaba geldin mi?" Merakla sordum "Evet e bloklarının önündeyim." Evet gelmişti... "Tamam beş dakikaya geliyorum. " "Eve davet etmeyecek misin beni?" kıkırdadım. "Burası arkadaşımın evi." Malesef davet edemezdim. "Peki ben seni bekliyorum. Ağaç etmezsen sevinirim." Ben o kadar kök saldım.. Sende biraz kök salman gerekiyor. Kıkırdamama engel olamadım. "Çok bekletmem. " Diyerek kapattım. Ağzıma bir iki lokma daha ekmekli yumurta attım. Çayımdan bir yudum aldım. "Betilla boğulacaksın." Homurdandım. Biraz daha masada bulunan kahvaltılıklardan ağızıma attım. "Napayım aç gidemem. Kimse kusura bakmasın." omuz silktim. "Sen açken beni bile yersin." Saçlarındaki topuz dağılmıştı. "Yerim uzak dur benden." Diyerek çayımı yudumladım. Ohhh karnım doyunca çok masum ve çok mutlu bir insamım. "Ben bunun altına nasıl bir ayakkabı giyeyim. " "Kırmızı rugan var bende giy onları. " Başımı sağa sola salladım. "Çok abartı olmaz mı?" Hiç iddialı giyinen bir insan olmamıştım. " Olsun biraz da abartı olsun. " Çisem kalkarak koşar adımlar ile ayakkabıları getirdi. Kırmızı ruganlarıbir çırpıda ayaklarıma geçirdim.. Salondan poşetin içerisinden siyah ceketimi de giyerek telefonumu ve çantamı alarak kapıya doğru ilerledim. "Görüşürüz Çisem". El salladım. "Bir şey unutmadın değil mi ?" Sanırım unutmamıştım. "Poşetleri akşam getirirsin bize." başımı salladım. "Tamam ben duşa gireceğim kapıyı daha açamam." "Tamam" diyerek yanağından öptüm. Asansöre baktığımda bu katta olduğunu görünce içerisine geçtim. Sıfır ve Çocuk kilidi tuşuna basarak, aşağı gelmiştim. Dış kapıdan çıkarak hızlı adımlar ile e blokların dışarısına doğru yürümeye başladım.. Topuklular ile yürümek cidden zordu. Şimdiden bütün gün ne yapacağımı düşünmeden edemedim. E blokların önüne geldiğimde ise siyah arabasının önünde bekliyordu Mirali.. Karşı caddeden baktığımı görmüştü. Hızlı adımlar ile yürüdükçe topukluların sesi giderek artmıştı. Kafamı kaldırdığımda Mirali dağ gibi karşımda duruyor. Dünkü gibi kombine parçalar yoktu üzerinde . Lacivert bir takım giymiş. Saçları güneşte iyice parlıyor. Ben buradayım diyordu adeta. Göz göze gelince dudaklarımı kapattım. Çok yakışıklısın be adam ??? Fakındamısın??? Yanına doğru ilerledim. "Çok yakışmış." Erkeksi sesi kulaklarımın içini doldurdu . "Teşekkürler" diyerek dudaklarımı ısırmamak için zor tuttum. "Kırmızı diyorum, çok yakışmış." Ben ne anladım ki az önce. "Şımartıyorsun beni anladım teşekkürler.'' Gülümsedim. Elime uzanarak bir öpücük yerleştirdi. Elime neden öpücük kondurdu ki, kalbimin sesi giderek artıyordu. Hadi arabaya geç kalacağız yoksa. Arabanın kapısını açarak içeri doğru yerleştim. O da şoför koltuğuna yerleşti. "Bugün nasıl bir röportaj vereceğiz?" Derin bir nefes vererek çıkmıştı ağızımdan. " Bir sosyal medya platformunda yayınlanacak bir açıklama yapacağız." Tek kaşını kaldırmıştı. " Nasıl bir açıklama?" Ellerimi birbirine bastırmıştım. "Aslında olanların yanlış anlaşılma olduğundan bahsedeceğiz." İki kaşını da kaldırmıştı. Konuşmasına "Bana yardımcı olacaksın değil mi?" Diyerek devam etti. " Tabi olacağım" diyerek iç dudağımı kanattım. Yaklaşık bir on dakika kadar ne Mirali konuştu ne de ben. Sessizlik iyice rahatsız etmişti ortamı. "Ne zaman geliriz?" Sessizliği ilk bozan ben olmuştum. "Gelmek üzereyiz. " Telefonu çalması ile cebinden çıkartarak açtı. "Evet gelmek üzereyiz Meltem. " Kafasını sallıyordu. Meltem de kimdi ki programı sunan biri miydi? "Tamam başka eksik bir şey var mı?" Sol elini kaldırarak . Sessizliğimi bozmadan dinliyordum. "Umut gelmiş olmalı ekip arkadaşlarına söyle, Umut yardımcı olur. " Kaşlarını çatarak "Görüşürüz" diyerek kapattı. Meraklı gözükmemek için bir şey soramadım. Sonuçta işle alakalı bir durumdur. Yanlış gözükmek istemem. Sevgilisi olsa bile bana bu kadar güzel burun demezdi herhalde.! Kıskanmıyorum Meltem'i falan. Sakin ol Betilla kendi kendini dolduruyorsun. Arabayı park etmesi ile geldiğimizi anladım. Emniyet kemerimi açarak kapıyı açtım. Ve dışarı çıktım. Site içerisinde bir yerdeydik. "Buradan diyerek" Mirali'nin peşinde ilerlemeye başladım. Her yerde çiçekler vardı. Yürürken çiçeklerin kokuları geliyordu. Ortada bir su havuzu vardı. Biraz yokuş çıkınca deniz gözüküyordu. Çok güzel bir yerdi burası. Mini bir büfeyi de geçtikten sonra apartman kapısının önünde durduk. "Buradan" diyerek kapıyı ittirdi. Kalbimin ritimi iyice artmıştı. Heycanımın önüne geçerek bir adım atarak devam ettim.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD