17. BİTEN İLİŞKİ...

1052 Words
Baran'dan... Arabaya binmiş gidiyordum; ama nereye? Evini, adresini, oturduğu ilçeyi dahi bilmeyen ben, nereye gidiyordum acaba? Bilmediğim yolu kat ederken, varış noktamı kestiremiyordum. "Nerde şu telefon?" diyerek torpidonun üstünden alıp Yıldız'ı aradım; ama hâlâ kapalıydı. "S.kicem böyle işi! Senin telefonun niye açık durmaz be kadın!" Telefona doğru bağırarak konuşuyordum. "Yok yok! Senin sağlam uyarılmaya ihtiyacın var!" Arabayı kenara çekip nefes almak adına aşağı indim. Her şey öyle üst üste gelmişti ki, boğuluyormuş hissiyatı oluyordu içimde. Sevmediğim kadın için neydi bu sinir? Hani benim tek aşkım Berfu'ydu? Hani sadece onu seviyordum? Kafa karışıklığı beni çıkmazın içine sokmuş, labirentin her köşesinde dolanmış durmuştum. Bütün sokaklar Yıldız'a çıkıyordu ve ben istemesem de her köşe başında onun yeşil gözlerini görmekten keyif alıyordum. Pekiyi şimdi o sokakta kim bekliyordu beni? Öyle korkuyordum ki onu Furkan ile el ele görmeye. Görürsem yıkılırdım, görürsem hayattan vazgeçerdim... Kaldırımın üstünde 10 dakika sigara eşliğinde oturup uzun uzadıya düşündüm. Öyle ya da böyle bu evlilik olacak, Yıldız benim soyadıma girecekti. Son yaktığım sigarayı da söndürerek yavaş adımlarla arabaya geri bindim. Kenan'ı arayıp "Yıldız'ın eski sevgilisi Furkan'ı araştır bana." dedim. İlk baş oluşan sessizlik canımı sıksa da, sevgilisi mi varmış düşüncesinde olduğunu anlayabiliyordum. Koskoca Baran Şahoğlu ne durumlara düşmüştü? Nişanlısının, eski sevgilisinin gırtlağına yapışmak için fırsat kolluyordu. "Abi..." "Gerisini kurcalama! Aramızda kalacak Kenan! Herhangi birisinden bu konu hakkında en ufak detay dahi duyarsam, seni Mardin'den sürgün ederim! Yemin ediyorum ki yaparım Kenan!" dememle cevabını beklemeden telefonu suratına kapatıp koltuğa fırlattım. Şerefsizden haber gelene kadar otele geçip beklemekten başka şansım yoktu. Otelin önüne geldiğimde Berfu'yu görmeyi beklemiyordum. Gözlerimi yumarak derin nefes aldım. Telefonu açmıyorsam, meşgule atıyorsam niye zorluyordu ki? Hem de onunla nişan öncesinde konuşmuştuk... *** BERFU İLE BARAN'IN AYRILIK KONUŞMASI... İki genç aşık o gün son kez birbirlerinin sevdası olduğunu bilmeden buluşmuşlardı. Berfu normal bir buluşma sansa da, Baran bu ilişkinin bitmesine karar vermişti. Ne olursa olsun, Yıldız onun nişanlısıydı ve ihanet etmek istemiyordu. Berfu sarılmak istediğinde Baran yavaşça geri çekildi. Aşık olan, sevdiği adam elinden alınan kadının gözleri anında dolarken, Baran yapmak zorunda olduğu hareketlerden ötürü kendinden nefret ediyordu. "Baran..." diyen Berfu'nun sesi titremişti çünkü bunun ayrılık buluşması olduğunu anlamıştı. "Berfu bu ilişkiyi bitirmek istiyorum." diyen adamın ardından kadın hüngür hüngür ağlamaya başladı. "Baran sen ne diyorsun?" "Yapmak zorundayım Berfu! Yıldız'la bir yola girdik ve artık onu ikimizin arasında ezmek istemiyorum." "Ya ben?" diye bağırdı Berfu tüm gücüyle. "Ben ne yapacağım? Hani biz evlenecektik Baran? Konuşsana! Bir şey desene!" Baran sessiz kalmayı tercih etmişti. "Yıldız üzülmesin ama Berfu üzülsün. Ne de olsa Berfu'nun bir kalbi yoktu dimi? Berfu, Yıldız'ın yanında neydi ki zaten? Bir hiçti, koca bir hiç!" Ve Berfu kollarını iki yana açmıştı. Ardından Baran'ın göğsüne sert darbelerle vurmaya başladı. "Sevdim lan! Seni sadece sevdim Baran! Her şeye rağmen, sana rağmen, aileme rağmen sevdim seni!" Baran kafasını yere eğerek dinlemeye devam ediyordu. Yapmak zorundaydı. Kısık sesle "Töreleri benden daha iyi biliyorsun Berfu." dedi. "Ne töresi Baran? Sen istemeseydin abinlerden birine kuma alırlardı ne töresi? Serkan abiye alırlardı, evleneli 1 sene oldu hâlâ çocuğu yok! Onunla evlenirdi! Ama senin de işine geldi dimi? Yıldız güzel kız, tuttuğunu da koparıyor. Kim ne yapsın ki benim gibi pısırık kızı?" "Berfu sen de bir kadınsın. Kuma olayını başka bir kadına nasıl reva görürsün?" "Herkesin gururu var, bir tek Berfu'nun yok zaten dimi?" Ve yine sustu Baran... Susmayı tercih etmişti aslında. İstemese de Berfu'ya olan duygularının çocukluk zamanından geldiğini fark etmişti. Yıldız karşısına çıktığında anlamıştı her şeyi... "Herkes yoluna baksın Berfu." diyen Baran, daha fazla konuşacamayağı için geldiği yolu geri giderek otele geçmişti... *** ŞİMDİKİ ZAMAN ~ Baran'dan... "Bakma bana öyle Baran!" dedi Berfu. Gözlerindeki hayal kırıklığını kırk metre öteden dahi olsa tanırdım. Öyle de ezberlemiştim her mimiğini... "Konuşmuştuk." diyebildim sadece. "Son kez geldim ben de. Son kez sana sarılmak, son kez kokunu içime çekmek istedim." Ve Berfu önünü arkasını düşünmeden sevdiği, sevdiğini sandığı bana sarıldı. İkimiz de ağlarken, ellerim Berfu'yu itmeye yetmemişti. Son kez dediği içindi bu tavrım yoksa içimdeki sevdayı bu Karadeniz'de bırakmaya yemin etmiştim. Berfu öyle sıkı sarılıyordu ki, yüreğim ve kalbim paramparça olmuş gibiydi. Bir kadının gururuna başka bir kadının gururunu tercih etmiştim. "Seni yaptığın her şeye pişman edeceğim!" diyen kadın benden bir an da ayrıldı. Ağlayan gözlerim kururken, cümlenin ben de uyandırdığı ağırlığı taşıyamıyordum. İşaret parmağıyla kalbimin olduğu yere bir kaç defa vurarak "Sana hayatının şokunu yaşatacağım Baran! Bekle ve gör..." Zorla yutkunurken, ne yapacağını tahmin dahi edemiyordum. "Yıldız..." ismi çıktı ağzımdan sadece. Eliyle ağzımı kapatarak "Benim derdim sadece sensin! Yıldız'ın hiçbir suçu olmadığını ben de biliyorum. Bir kadın olarak, başka kadının zarar görmesine, kuma gitmesine razı olmayacağım! Tamam, o gün ileri gidip abinle evlenmesini söyledim ama evde çok düşündüm Baran. Ben kendi yolumu çizeceğim, sen de kendi yolunu çiz! Merak etme, bir daha karşına çıkmayacağım! Ama şunu da unutma ki, hayatının en büyük şokunu yaşayacaksın!" Son cümlesiyle beraber hızla geri dönen Berfu'nun ardından baka kaldım. Ne demek istemişti? Madem ki sevdamızdan zor da olsa vazgeçmişti, söylediği cümleler hangi manaları taşıyordu? "Berfu..." diyip arkamı döndüğümde Yıldız'la karşı karşıya geleceğimi düşünmemiştim. Onun ne işi vardı burda? "Yıldız..." dememle parmağındaki yüzüğü elime verip "Bitti Baran!" dedi. "Belki ben yanlış anladım, belki Berfu ile buluşmaya gitmemiştir diye düşündüm ama sen yine şaşırtmayarak ayaklarının altında beni çiğnedin! Gururumu, kadınlığımı çiğnedin! Ben daha fazla bu şekilde devam edemem! Ne olacaksa da olsun. Ben o kurşunun önüne kafamı da dayarım; ama bu kadar saygısızlığa katlanamam." *** Yazardan... Yıldız'ın gidişinin ardından bakmakla yetinen bir adam düşünün. Bir de her şeyi yanlış anlayan bir kadın... Oysa bu sefer Baran'ın sahiden hiçbir suçu yoktu. Fakat Yıldız bunun ayrılık konuşması olduğunu dahi bilmiyordu. Baran'ın bu sefer vazgeçmeye niyeti yoktu. Bu ayrılık istemeseler de ikisini birbirine bağlayacak, Baran, Yıldız'ın daha fazla değerini bilecekti. ~Sizler istediniz, ben de Baran'ı yola sokmaya yavaştan başladım. Berfu'yu da kötü karakter olarak yazmaktan vazgeçtim. Çok düşündüm ve Berfu'nun yaşadıklarının da ağır olduğunu farkettim. Ne de olsa her kadın sevdiğini avucunda tutmak için mücadele verirdi. Ama onun mücadelesi Baran ondan vazgeçene kadardı. O vazgeçtiği an Berfu'da bitirmişti içindekileri. Sizden tek ricam, lütfen Yıldız & Baran çiftinin birbirine hemen aşık olmasını beklemeyin. Elbette ki aralarında anlaşmazlıklar, belli başlı kavgalar olacak. Sonuçta ikisi de başkalarına aşık iki insandı. Hangi insan sevdiğinden hemen vazgeçebilir ki? Ben bile aldatıldığım halde 3 sene de ancak silebildim kalbimdekini. Olayları belli başlı konular eşliğinde devam ettirmeye karar verdim ve bu yüzden bölüm birazcık kısa oldu... Bir daha ki bölüm daha uzun, olaylar daha anlaşılır olacak.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD