ŞÜPHE

2004 Words
clara bir hisim ile otel gorevlisi kadinin soylediklerinden sonra kendini disariya atti. mosyo william kendileri mutfaga gitmis de ardindan disariya cikmis da. . . demek ki onu gözetliyordu diye dusundukce claranin siniri adeta arsa dogru yukseliyordu. clara ikiye ayrilan yoldan sola sapti en islek duran yol orasiydi diye. arabalar vizir vizir geciyordu. tipki onu ilk gordugu anda oldugu gibiydi etraf. gunun gene ayni saati idi. gunes ayni sicakligi ile dogmustu. sokakta gezinen insanlar gene birbirlerini umursamazca ve telas ile birbirleri arasindan siyrilarak ileriye gidiyorlardi ve onlarin arasindan gene bir gazeteci cocugun sesi duyuluyordu. bu atmosfer claranin butun stresini atmasina neden olmustu. cunku her sey o gunki gibi inanilmaz sicak ilerleigordu ve birazdan tipki o gun oldugu gibi william ile goz goze gelicekti. bunu biliyordu emindi. tek fark kendisi onu bu sefer balkondan degil bizzat karsisinda bulacakti. her insanin yasadigi hayatta bazi anlar vardir. o anlar ki insan bazen yasadigi anin yaraticisiymis gibi hisseder sanki o an aklina ne gelirse o yasanacakmis gibi hisseder. her sey cok tahmin edilebilirdir ve o anin yasaticisiymis gibi hisseder. iste clara da su an oyle bir an yasiyordu. karsidan o uzun boyunu ve dalgali saclarini gorucekti birazdan. arkasi donuk olmasina ragmen clara williami taniyacakti ve ona arkadan sarilacakti. william da henuz ona sarilani gormeden clara oldugunu anlayacak ve kollarindan tutarak onunu donecek ve tekrardan sarilacaklar. o an zaman duracakti, disaridan gelen butun arabalar insan kalabaligi dagilacak sadece birbirlerinin kalp atislarinin sesini duyacaklardi diye kurdu aklindan clara. tum bunlari dusunurken birden yukariya bakma ihtiyaci duydu clara. iki yanida birbirlerine bitisik sira sira binalar ile dolu bir caddedeydi. bu binalarin kimisi ev kimisi lokanta kimisi avm kimisi de ne oldugu belli olmayan isletmelerden olusuyordu. yukariya baktiginda gene boyle ne oldugu belli olmayan bir isletmenin balkonuna gozleri takildi. daha dogrusu orada kucuk bir balkon masasina oturmus iki adama gozleri takildi. bunlardan ona bakan biri feci halde williama benziyordu. ama hayir o degil herhalde diye icinden gecirdi clara. aslinda o da farkinda idi o adamin william oldugunu ama kabul etmek istemiyordu sebepsiz yere. aslinda her sey tamda o ilk gun birbirlerini gordukleri an gibi oldu. tek fark onu yolda bulucam diye dusunurken clara o da aslinda ayni oldu. sadece bu sefer sokakta ona bakan kisi claranin kendisi idi. balkondan ona baka kisi de william oldu. williamin onugordugu kesindi. hatta clara ona bakmadan hatta clara daha sokaga girer girmez onu fark etmis ve gozleriyle tum yol boyunca ilerlerken onu gozleri ile izledigine dair bir his olustu clarada birden. ama neden oradaydi. ne yapiyordu ki o bina da? o bina neye aitti? williamin karsisinda oturam adam kimdi? ne konusuyorlardi? claranin aklindan tum bunlar geçerken karsi kaldirimdan kafasini yukariya cevirmis oylece balkondaki williami seyir ediyordu. william da sanki onu gormeyi zaten bekliyormuscasina sakin ve normal gozleri hala assagida kedi yavrusu gibi ona bakan clarada iken karsisindaki adama bir seyler soyluyordu. bu boyle iki dakika boyunca devam etti ve iki dakikanin ardindan william ve karsisinda oturan adam bir hisim ile alel acele yerlerinden kalkip birbirlerinin elini siktilar. ikisi de son derece sakin ve ciddi gozukuyorlardi kalkislarinin aksine. ardindan william claraya goz ucu ile bile bakmadan arkasini dondu ve balkondan iceriye gecti. devaminda ne oldugunu anlayamadi clara. cunku william iceri gectiginde artik ona bakamadigi icin gozu bir az once williamin elini sikan ve hala balkonda duran adama gozu takildi. bu sefer adam da dik dik ona bakiyordu. hatta oyle dik dik bakiyordu ki balkonun korkuluklarina iyice yaklasmis ve iki kolu ve eli ile de tutunmus son derece duygusuz gozler ile claraya dogru bakiyordu. adamin nasil bir surata sahip oldugunu clara bu kadar mesafeden goremiyordu. hatta suan tam olarak ona mi bakiyor yok ise sadece disariya mi bakiyor o bile tam anlami ile anlasilamazdi. lakin clara emindi. icinden bir his kotu seyler olacagini soyluyordu. sadece bir erkek oldugu ve son derece urkutucu biri oldugu belli oluyordu. derken clara williamin balkonun 5 kat assagisinda ayni hizada olan cikis giris kapisindan cikmasini bekledi bir sure sonunda william belirdi acilan kapinin arkasinda ve clara hemen karsi kaldirimda ayni hizada son derce dikkat cekici bir sekilde onu bekler iken tarafina dahi bakamadi. lakin saga soga bakip yoldan gecen arabalara dikkat edip karsi kaldirima gecti ve o zaman claranin suratina bakabildi ancak. clara onun gozlerinde onu gordugune memnun bir ifade kirintisi aradi fakat zerresi bile yoktu. ona karsi yaptigi tek temas eli ile claranin kolundan tutup sanki cekistirir gibi yurumek oldu. claranin gozleri doldu. kendisini tipki dun aksam william ile otel gorevlisi kadinin konusmasina sahit oldugu zaman ki gibi yalniz ve oteki hissetti. williama ulasmak istiyordu fakat william ona bakmiyor onun varligindan bile haberi yokmus gibi davraniyordu. sanki gozlerini dolmasi umurumda bile deil gibiydi hal ve hareketleri williamin ona karsi. sonunda yol boyu yurudukten sonra otele varmislar idi. clara lobiye baktiginda her sey biraktigindaki gibi idi. otel gorevlisi kadin da dahil. halen daha o danismanlik lobisinde durmus kenisine gelen musteriler ile ilgileniyordu ki kapini williamin ittirmesi ile acilmasi sanki kadin onu en son gorusunden beri gormeyi bekliyormus gibi o tarafa dogru donup williama agzindaki o igrenc kirmizi ruj ile hayran hayran gulumsemesine neden oldu. clara artik nasil hissedecegini sasirmis bir sekilde hem sinir hem hayal kirikligina ugramisligin verdigi sarhosluk ile william kendisini ne tarafa dogru cekiyordu ise o tarafa dogru adim atiyordu clara. her adiminda assagida kadin yuzunden yasadigi sinir yavas yavas hayal kirikligina donusuyordu. bu neden ile gozlerinde dolmus olan damlalar artik agirlasip akmaya baslamislardi. kendini tutamayip kucuk kucuk iniltiler cikiyordu agzindan claranin. buna ragmen william donup bakmiyor halinden asla istifade etmiyordu. tanri bilir kadin ona gulurken o da ona yuzunde kocaman bir gulumseme ile karsilik vermistir diye dusundu clara. bunu dusunmesi ile hissettigi her seyi artik disari vurmadan beklemesi ona cok zor geliyordu ve artik her seyi salmisti. o esnada odaya geldiklerinin farkina bile varmadi clara. kendisi odanin icinde william ise arkada odanin kapisini kilitler iken clara birden ona hiz ile kosup elleri ile sirtina dogru vurdu ve birden parladi: - BANA NE YAPIYORSUN! ! ? william ise onu sakinlestirmeye calisircasina kollarindan tutup sabit tutmaya calisiyordu ki cok ta ise yaramiyordu bu. clara haykirmaya devam etti williama vurarak. - BENİ NEDEN SEVMEDİN WİLLİAM NEDEN! ! ? William clarayi en son kollarindan tutup hizla sarsmaya basladi ve soyle haykirdi: - NEYDEN BAHSEDİYORSUN SEN CLARA? NE DEMEK SENİ SEVMEDİM ? clara bu kavgada kendini kaybetmis gibiydi halen daha sanki williami duymuyormus kollarindan sarstigini hissetmiyormus gibi devam etti bagira cagira konusmaya: - BENİ GÖRMÜYORSUN AMA NEDEN ! ? - . . . - BANA ONA BAKTİGİN GİBİ BAKMİYORSUN! ! - . . . - ELİMİ TUTTUĞUNDA SENİ HİSSEDEMİYORUM! ! William son anda fiziksel olara sakinlesmeyi basardi. catik kaslari ile claranin haykiran ve ayni zamanda yalvaran suratina bakiyordu. iste simdi tam ani idi. ne yapmasi gerektigini biliyordu. William vucudunun her zerrsini saran vahsi bir sehvet ile clarayi tutup kendine cekti. claranin aglamasi ve bagirmasi birden bitti. dudaklari birbirilerine degiyor ve alev aley yaniyorlardi. clara williamin o buyuk ve damarli ellerini suratinin her yerinde hissediyordu. william bir yandan onu hizli hizli opuyordu bir yandan da eli ile yavas yavas vücudunun her bir yerini eli ile elliyordu. clara kendisini gecen aksam ki gibi ona hemen birakmadi. bir yandan da o da ayni sehvet duygusu ile onun dudaklarına ve vücuduna yapimisti. nefesleri birbirilerine karisiyordu ve bu yüzden zor nefes alıyorlardı. ve ikisi de simdiden nefes nefese kalmisti. ardindan william clarayi opmeyi birakti clarayı omuzlarından sıkıca tuttu ve onu sertce yataga firlatti. bu durum claranin cok hosuna gitmis olmaliydi ki zevk ile bir inilti cikti agzindan. ardindan william da onun ustune dogru gelip ustundeki beyaz elbisenin dugmelerini yirtarak acti. bu esnada clarada williamin ustundeki gomlegi alel acele cikartmak icin capaliyordu. bunu yapar iken tirnaklari ile williamin gogusunde bir kac cizik birakti fakat bu ikisinin de umurunda degildi. ikisi de alel acele birbirlerini soyuyor sonra göz göze geldiklerinde de dayanamayıp tekrardan dudaklarından birbirlerini vahşice öpüyorlardı. sonunda hem clara hem william tamamen çıplak kalmışlar idi. carla boydan boya sırt üstü yatağa uzanmış öylece duruyordu ki william tüm heybeti ile onu kucaklayıp kaldırdı ve onu kucağına oturttu. ikisinin de vücudu inanılmaz derece de sıcak ve ter yüzünden kaygandı. claranın kalbi adeta çatlayıp etrafa sıçrayacak gibiydi. william durumun böyle olduğunun farkında idi ve bu durum onu daha da rahatlatmıştı. çünkü 5 dakika öncesine kadar carla az kalsın kendisi hakkında tüm gerçekleri anlamıştı ve williamın suratına suratına çarpıyordu tüm şüphelerini. ve williamın verecek mantıklı bir cevabı olmayacaktı. son çıkıs yolu olarak yüzüne tokat yeme ihtimalini de göz önüne alarak son derece başarılı oyunculuk yeteneğini kullanarak inandırıcı şehvetli bir öpücuk kondurdu dudağına ve vereceği tepkiyi bekledi. o da aynı şehvet ile hareket edince william içinden bir oh çekti. bu konu burada kapanmıştı. kız ona gerçektende deli divane aşıktı. bu onun işini daha da kolaylaştıracaktı. sadece williamın yapması gereken şey bu akşamı aynı şehvet ile devam ettirip carla için unutulmaz bir akşam haline gelmesi gerekiyor idi. bu günü ona ancak ve ancak bu şekilde unutturabilirdi çünkü william. şuan artık tamamen carlanın içinde idi. hınca hınç inlemelerini duyuyordu kulağının dibinde. gayet iyi gidiyordu her şey. kontrol altındaydı. william yalnızca clarayı fazla hafife oldığını anlamıştı bu akşam. onun merakı her şeyi yer ile bir edebilir idi. ve bu akşamki planı her zaman işe yaramayabilirdi. bu yüzden artık daha dikkatli olmak zorundaydı william. onu haricinde eğer en ufak bir açık verir ise eğer babasına karşı yaşayacağı mahcupluk onu bir ömür boyunca bırakmıyacaktı. aslında durum williamın düşündüğünden daha vahimdi. çünkü kendisi şuan yalnızca claranın onu yalnız bırakıp gittiği yerde bir şeyler döndürdüğünü düşündüğünü sanıyordu. fakat claranın otel pansiyonundaki kadından da şüphelendiğini bilmiyordu william. evet aslına bakarsanız okuyucuya clara sanki paranoyaklaşmış gibi duruyor olabilir fakat hissiyatında pek de haksız sayılmaz. çünkü otel pansiyonundaki kadın ile william arasında otelin mutfağında gerçekten de bir şeyler yaşanmıştı. clara şu an williamın kucağında dünyanın en mutlu kızı olarak uyuyor olabilirdi fakat şüphelendiği hiç bir şey aklından yok olmamış. yalnızca üstünü örtmüştü. Bazı günler, zihnindeki sorgulamaları bastırmak için kendini oyalamakla meşgul olurdu. Kitaplar, müzik veya oyuncaklarla vakit geçirerek gerçek dünyadan kaçmaya çalışırdı. Dışarıya karşı gülümsemeyi sürdürürken, iç dünyasında biriken karmaşayı kimseye göstermezdi. bu akşam da öyle bir akşamdı carla için. Zamanla, kendi içindeki bu gizli sıkıntı büyümeye başlayacaktı. Gözlerinde parlayan neşe, giderek daha soluklaşmaya ve yerini hüzne bırakmaya başlayacaktı. Artık yalnızca üstünü örtemezdi. İçindeki bu duygusal yükü taşımak zor gelecekti. bu akşamdan sonra artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı. clara bunun farkındaydı. Hissettiği duygusal bir deprem, hayatının temel taşlarını sarsmıştı. Artık her şey farklıydı ve Clara bunun farkındaydı. Uzun süredir içinde biriken şüpheler ve endişeler, dışarıya sızan bir yaraya dönüşmüştü. William'la olan ilişkisi üzerinde karanlık bir gölge belirmişti. zaman zaman güven ve sevgi dolu olan ilişkilerinin kimi zaman da bu kadar karmaşık olabileceğini düşünmemişti. Clara, bu gece boyunca uykusuz geçirdiği saatlerde geçmişe dönüp ilişkisini sorguladı. İçinden bir ses, şimdiye kadar göz ardı ettiği işaretlere dikkat etmesi gerektiğini söylüyordu. Belki de gözlerinden kaçırdığı bir şeyler vardı, belki de duymak istemediği gerçekler. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Clara'nın içinde beliren kararlılık, onu yüzleşmeye ve gerçekleri açığa çıkarmaya teşvik etti. Hiçbir şeyi ertelememeye kararlıydı. Kendine olan güveniyle, ilişkisindeki sorunları konuşmak için William'la bir araya gelmeye karar verdi. fakat claranın içinde bır kısım aynı bu düşünceleri desteklerken bir diğer kısım da kendisinin saçmaladığını ve böyle davranmaya devam eder ise eğer williamın kendisinden uzaklaşacağını. onu kendi elleri ile iteceğini düşünüyordu. Clara'nın iç sesi, ilişkisini riske atmaktan korkuyordu. William'ın ondan uzaklaşabileceği düşüncesi, Clara'yı endişelendiriyordu. Kendisini bir adım geri çekmeye ve sessiz kalmaya yönlendiren bu düşünce, zaman zaman güçlü bir şekilde kendini hissettiriyordu. Duygusal ikilem içinde sıkışmış olan Clara, kendini saçmalamakla suçluyordu. Bir yandan ilişkisini düzeltmek için mücadele etmek istiyor, ancak diğer yandan da korkularıyla baş etmek için geri çekilmek istiyordu. Kendisiyle mücadele eden bu iç çekişme, kalbini sıkıca sarmıştı. bir diğer yandan ailesi ve onların çok sevdiği damat adayı thomas tüm pariste kendisini arıyordu ve mutlaka carla ile williamı bulacaklardı. işte asıl o zaman ne olacaktı. çünkü clara babasından gelen mektupta thomasın adını okuduğunda williamın thomas mı? demesini ve suratındaki şaşkınlığı hayal kırıklığını çok iyi hatırlıyordu hatırlıyordu. sanki clara ne yaparsa yapsın william ondan elinde sonunda uzaklaşıp kopup gidecekti. clara kafasında bu düşünceler geçerken kafasını kaydırıp williama baktı. william hiç bir şeyden habersiz uyuyordu. clara da ilerleyen saatlerde daha fazla dayanamayı uykuya daldı..
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD