When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Hastaneden çıkıyoruz bugün. İçimdeki boşluğun tarifi, kızlarımın bir ismi yok. Ersin yok! Mekanik bir robot gibi hissediyorum. Yiyorum, tat almıyorum. Nefes alıyorum, havanın ciğerlerime ulaştığını hissetmiyorum. Nefes almak bile istemiyorum hatta. Onun nefes alıp alamadığını bilmezken nefes almak can yakıcı. Aklımdan geçen düşünceler yerini sessiz çığlıklara bıraktı. Nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilmiyorum. Ağlamıyorum. Artık ağlayamıyorum bile. Bebekleri emzirmediğim için rahatça verdikleri ilaçlar yüzünden donmuş gibiyim. Kim nereye iterse oraya gidiyor, ne derlerse onu yapıyorum. Mutlu değilim. Arada saçma salak iki kelime söylüyordum. Herkesin acıyan bakışlarını görünce onu da bıraktım. Susuyorum. Sessizce oturup etrafımdakilerin hayatlarına devam edişini izliyorum. Bir süre sonr