Gecenin bir yarısı ağrıyla gözümü açtım. İnleyerek kımıldanırken karanlığa alışmaya çalışıyor, tam olarak neremin ağrıdığını anlayamıyordum. Çok sıcaktı. Boğuluyormuşum gibi hissediyordum. Boğazımı sıkan şeyin kendi saçım, bunaltan sıcaklığın ise Ersin olduğunu kavramam on saniyeden uzun sürdü. Uykudan sıyrılıp beni boğazlayan saçlarımdan kurtulmaya çalıştım. Ersin, elini saçıma daldırıp diğer tarafımda fırça gibi tutamları tuttuğu için epeyce zorlandım. Diğer eli, tam göbeğimin altında karnımın üzerindeydi. Kolunun bu kadar ağır olduğunu şimdiye kadar fark etmemiştim ama şu anda ağırlığı altında eziliyordum. Parmaklarını tutamlardan ayırıp saçımı elimde topladım ve tepeme doğru kıvırıp salladım. Derince nefesler alıp ciğerime oksijen gönderdikten sonra göğsüme yaslanmış başını ittirdim.