Yılmaz, amirine baktı, içindeki karmaşık duyguları saklamaya çalışarak. "Siz bilirsiniz Amirim. Ben de işimin başına dönerim en azından." dedi, sesi her zamanki gibi kararlı ama içinde bir nebze rahatlama barındırıyordu. Yani böyle başarısız gibi görülmek rahatsız eden tek yanıydı ama Handan' dan kurtulacaksa buna da katlanırdı. Zaten Handan' ı koruma görevini severek yapmıyordu. Ona duyduğu mesafeyi korumaya çalışıyor, İlkim ’i düşündükçe kendini daha da frenliyordu. İlkim üzülürdü belki, ama bu üzüntü eninde sonunda yaşanacaktı zaten. İlkim’ in hayalleri, gerçek olacak türden değildi; Yılmaz da kendini bu rüyalara kaptıracak biri değildi. Handan’ dan hoşlanmadığını biliyordu, ama hoşlansa da bu durum bir yere varmazdı. Hayatları birbirinden çok farklıydı. Yılmaz orta sınıf bir polis mem