Sevdiğim adamın hasret kaldığım kolları arasında, başım o güven kokan göğsüne yaslı, avucum tam kalbinin üstünde asılı dururken aldığı her nefese, kalbinin her atışına şükrederken huşu içerisinde onun başına gelenleri anlatışını dinliyordum. Yaşadığı her acı ruhumu azar azar çürütüyordu sanki. O anlatırken adeta acısı beni alazlıyordu. Tüm bunlara rağmen, onca zorluğa, ölümle burun buruna gelişine rağmen koşarak geldiği ilk insan da bendim… “Tüm ömrüm boyunca beklediğim, hayalini kurduğum ne varsa hepsi senmişsin, Kürşat’ım…” derken hayran hayran gözlerinin içine bakıyordum. Neler neler umup, ne hayallerle büyük büyük adımlar atmıştım ama elbette sonu hüsranla bitmişti. Çünkü beklediğim de istediğim de meğer o değilmiş. Zamanında beni yıkan, adeta sakat bırakan o acıya şimdi şükrediyordu