Orlondo’dan Rafet Demirci’yle ikinci görüşme için bir araya gelecektim. Sürekli telefonlarıma bakıyordum ama asla Deren’den dönüş alamamıştım. Beni Mina bile arayıp neden çiçek yolladığımı sormuştu ama Deren’den tık yoktu. Vazgeçecek değildim. Onun bana tutulması gerekiyordu. Hala, Çakır’ın evindeydi. O ev adeta kale gibiydi. Deren’le görüşmem zor olacaktı ama ben zoru başarırdım. Bir şekilde eve girecektim. Gerekirse kılık değiştirirdim. Bu aklıma yatmıştı ama gece girmeyi yeğlerdim. Rafet’in yanına geldiğimde artık yürüyordu. “Hoş geldin,” dediğinde el sıkıştık. Yine salona geçtiğimizde “Ne ikram edelim sana?” diye sordu. “Bir şey içmeye gelmedim. Konuşalım, gideceğim.” Onayladı. Ona bazı görevler vermiştim ve öğrenmesini istemiştim. “Düğünün nerede olacağını öğrendin mi?” “Hen