Kurtuldum

1006 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 -Ne dedin Emre duymadım? -Birşey yok ağabey. Hadi odaya çıkalım. -Kalk kalk yerde oturup sohbet etmek neyimize, dondum. İkisinin adım sesleriyle kapının önünden ayrılarak cama doğru yürüdüm. Emre yaşananlardan dolayı pişman mıydı yani? Peki bu pişmanlığı benim için birşey ifade ediyormuydu? Hayır! Son pişmanlık fayda etmiyordu. Onu affedebilirmiydim bilmiyorum ama ona bir daha güvenemezdim. İhtimallerle bir yola çıkamazdım. Bir kere güvenimi kırmıştı bir daha ona güvenip aynı şeyleri yaşayamazdım. Bir defa yapan yine yapardı. Düşünerel yine kendimi yıpratıyordum. Düşüncelerimi kenara iterek yatağa girdim. Bir an önce uyuyup bu olanları unutmak istiyordum. ...... Sabah namazımı kıldıktan sonra Kur-an'ı Kerim okuyarak alt kata indim. Saat daha erken olmasına rağmen mutfaktan sesler geliyordu. Mutfağa girdiğimde babaanne ve Sevil anne börek açıyorlardı. Bugün buradaki son günümüz olduğu için Emre'nin amcası onlarda gelecekti maaile kahvaltı yapacaktık. Boş durmaktansa onlara yardım etmek için önlük taktım. -Hayırlı sabahlar. -Hayırlı sabahlar kızım. Saat daha erken, uyusaydın. -Yok anne. Sabah namazından sonra uyku tutmadı. Oda da boş boş oturmaktansa yardıma geleyim dedim... Eee ne yapıyorsunuz ,ben de yapayım, -Gel küçük gelin gel. Sen yufkaları aç. Ben de kızlara yardım edip kuymak yapayım torunlara. -Tamam, babaanne. Diyerek yer sofrasına oturdum. Sevil annenin nasıl yaptığına bakarak ben de böreği yapmaya başladım. Bir saat sonra iki tepsiyi fırına vermiştik. Üstüm başım azıcık battığı için kıyafetlerimi değiştirmek için odaya çıktım. Kapıyı açıp içeriye girdiğimde Emre camdan dışarıyı izliyordu. Beni öptüğü günün üstünden dört gün geçmişti. O günden beri yanımızda biri olsun ya da olmasın bir konuşma olmamıştı. O sabah ikizlerin odasında Sevil anne onları görmüştü, Esra abla olaya dahil olup açıklama yapmıştı. Sevil anne onlar hem geç geldikleri hem de aramadıkları için odaya almadığımızı sansa da durum benim için öyle değildi. Ben o gün beni öptüğü için odaya almamıştım. O gün Esra abla odaya alma demese bile o kapıyı kilitleyecektim. Olaylar sadece denk gelmişti. Gerçi Emre bence ne niyetle kapıyı kilitledigimi biliyordu. O günden sonra Emre ile aramızda yatak da hep yastık olmuştu. Onunla daha fazla yakınlık içinde olmak istemiyordum. Hem kararlarımın arkasında durmak için hem de kalp sağlığım için. O da birşey dememişti, gerçi birşey demeye hakkı ya da yüzü yoktu. Onu boşverek yeni kıyafetler alarak odadan çıkarak banyoya girdim. Kıyafetlerimi değiştirip kirlileri odaya bırakıp alt kata indiğim de yine o kızın sesini duydum. Bir haftadır evden çıkmıyordu. Yine sabahın köründe herkesten önce gelmişti. -Sevil teyze gelinin nerede? Nerede görülmüş gelinin ev halkından sonra kalktığı? -Pınar elindeki börekleri gelinim yaptı. Üstü kirlenince değiştirmeye çıktı. Senin uyuduğun saatte kalkıp iki tepsi börek yaptı. Sen ne yaptın? -Sevil teyze sen yanlış anladın. -Yanlış falan anladığım yok. Bir haftadır aynı şeyleri yapıp yapıp yanlış anladın diyorsun.... Şimdi oğlumdan da gelinimden de uzak dur. Onlar evliler, mutlular yakında kucaklarına bebeklerini alacaklar. Edebinle otur oturduğun yerde. Şimdi susuyorum ama sonra annenle konuşacağım. Geç oturma odasına insan gibi otur ,yemeğini ye. Sonra da evine git. Bir haftadır evine gitmiyorsun Emre'yi göreceksin diye. Demesiyle mutfağa girdim. Benim girmemle masa da oturan Pınar ayaklanarak mutfaktan çıkmıştı. Sevil anne bir haftadır olduğu gibi bu sefer ima etmekle kalmayıp alenen hamile olduğumu söylemişti. Bu konuyu artık onunla konuşmak istiyordum. Daha fazla uzatmaya gerek yoktu. Hem bir iki güne herkes öğrenecekti boşanacağımızı. Bir gün önce ya da bir gün sonra artık önemli değildi benim için. -Gel kızım. -Anne seninle birşey konuşmak istiyorum. -Olur, konuşalım. -Anne odaya çıkalım mı? Dememle Sevil anne eliyle geçmen için işaret edince ben önden Sevil anne arkamdan gelerek Emre ile kaldığımız odaya çıkmıştık. -Kızım ne söyleyecektin? -Sevil anne siz de kaldığımız gün annemle telefondaki konuşmanızı duyduk. Sandığın gibi bir durum yok ortalıkta. Hamile falan değilim. -S... Sen kötüydün. Bir de buraya geldiğimiz gün araba da paltonu üstüne örterken içinden ultrason kağıdı çıkınca ben hamilesin sandım. Bizimle birşey konuşacaktınız siz öyle deyince ben... Yanlış anladım. -O benim değil Aslı'nın ki. -Aslı mı? -Evet onun. Buraya gelmeden önce öğrendi. Bana da ultrason fotoğrafını verdi.... Diğer konuya gelecek olursak aslında İstanbul'a gidince hem sizi hem de bizimkileri yemeğe çağırıp başka birşey söyleyecektik.... Aslında Trabzon'a gelme durumu olmasaydı daha önce söyleyecektik. -Neyi ? -Anne aslında bunu Emre ile beraber söylemek isterdim ama bir iki güne zaten öğrenecek herkes o yüzden ilk sen duy. -Söylesene kızım. Meraktan çatlayacağım. -Ben ve Emre bir karar aldık... Biz boşanmaya karar verdik. -NE? -Anne lütfen sakin ol, bak kötü olacaksın. -Kızım, senin ne dediğini kulağın duyuyor mu? Siz birbirinizi seviyorsunuz, iyi anlaşıyorsunuz. İlk kavga da ne boşanması. Yok olmaz, böyle olmaz. -Anne ortada kavga falan yok. Bu kararı alırken çok iyi düşündüm hatta benim için böylesi daha iyi. -Kızım... -Anne lütfen kesme. Senin sandığın gibi bir evliliğimiz yok. Yani birbirimizi sevdiğimiz falan yok. Yani en azından sizin oğlunuz adına öyle birşey yok. -Ne diyorsun kızım sen? Demesiyle evlendiğimiz günden itibaren yaşanan herşeyi anlatmıştım. Aslı dışında birine birşeyler anlattığım için rahatlamıştım. Demek ki herkese herşeyi anlatsam kuş gibi hafifleyecektim. Ben rahatlamıştım ama Sevil anne pek de iyi görünmüyordu. Anlatmaya başladığımdan beri ahlanıp vahlanıp ağlıyordu. -Anne lütfen birşey söyle? -Biz bilmiyorduk. Seni sev... Sevdiğini söyledi. Yemin ederim biz bilmiyorduk. Bilseydik engel olurduk.... Sana zarar vereceğini seni birşeylere mecbur bırakacağını bilseydim ölsem de izin vermezdim... Onunla konuşacağım mesleğini bırakmama izin vermiyorum. Evet Emre oğlum ama boşanırken senin arkandayım. Diye konuştuktan sonra ağlamaya devam etmişti. Sevil anne biraz daha iyi olduktan sonra elini yüzünü yıkamak için lavaboya gitmişti. Sevil anneyi şimdilik birşey dememesi için zar zor ikna etmiştim. En azından İstanbul'a gidene kadar. Lavabodan çıkınca ikimizde alt kata indik. Sevil anne Emre'yi gördüğünde sinirlenmişti ama herkes burada olduğu için belli etmemeye çalışmıştı. ..... Curcuna ile geçen kahvaltıdan sonra herkesle vedalaşıp arabalara geçmiştik. Buraya geldiğimiz gibi arabalara binmiştik. Ben, Emre ve Sevil anne yine aynı arabadaydık. Sevil anne hiç konuşmuyordu. Etkili bir şekilde kar yağdığı için araba ara sıra duruyordu. Yine araba durduğu bir an da telefonuma gelen bildirim sesiyle çantamdan telefonumu çıkarıp baktım. Mesaj Aslı'dandı. Mesajı tıklayıp açtığımda resmen mutluluktan ağlayacaktım. Müjde kuzum müjde 🥳 Ameliyat görüntüleri ile verdiğin dilekçeye olumlu dönüş yaptılar. Mesleğini bırakmana gerek kalmadan ondan kurtulacaksın. Bitti ...🤍 Suçsuz olduğum ortaya çıkacaktı. Ondan kurtuluyordum hem de mesleğimi bırakmadan. Heyecanla kafamı kaldırdığımda karşı şeritten gelen kamyon ile ne olduğunu anlamadım.... 🍀🍀🍀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD