Söz Verdik

1130 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 Bir hafta göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti. Bugün büyük gündü. Emre ile sözleniyorduk. Aslında şöyle olacaktı, ben nişan istemediğim için söz, isteme ve nişanı bir arada yapacaktım. Nişan boşa masraf ve gereksiz geliyordu. O yüzden bugün ev aşırı derece de kalabalık olacaktı... Hem Sevil teyzenin dediğine göre üçünün de bir arada olması onlar için de iyi olmuştu. Aile büyükleri genelde Trabzon'da yaşadığı için git gel yapmamış olacaklardı... Geçen hafta ablam ile söz için kendime kıyafet almaya giymiştim. Gerçekten kıyafetimi çok hoşuma giderek almıştım. Bu zamana kadar olan herşeyi bildiği için ablama pek de sürpriz olmamıştı. Söz ve nişan bir arada olacağı için organizasyon şirketi ile görüşmüştüm. Bir hafta da olsa bile bütün hazırlıkları tamamlamıştık. Bir hafta içinde sadece Emre'yi bir kere görmüştüm. Onda da annemlerle beraber yüzük almaya gitmiştik.... Hâlâ kış aylarında olduğumuz için beyaz tonlarında karar vermiştim masa için. Bugün için Aslı zor da olsa birkaç saatliğine izin alabilmişti. Şu an Aslı ve dört kız kuzenimle birlikte odamda hazırlanıyorduk. Söz de böyleysek nişan olsaydı kim bilir neler olurdu. Sonunda hazırdım. Aynanın karşısına geçip kendime baktığımda gerçekten kendimi beğenmiştim. Ne çok sadeydi ne de çok abarttıydı. Annem alışverişe çıkmadan önce ablamı arayıp sıkı sıkı tembihlemişti sade birşey almayayım diye. Ablamla saatler süren alışveriş sonrasında bu kıyafeti almıştım. Hoşuma gitmişti. Daldığım düşüncelerden çalan telefonum ile çıkmıştım. Telefona baktığım da Emre'nin aradığını gördüm, hemen açtım. -Alo? -Yeşim... Ne yapıyorsun, nasılsın. Hazırlıklarınız bitti mi? Diyerek beni soru yağmuruna tutmuştu. Bir dakika sussa aslında cevap verecektim. -İyiyim elhamdülillah. Herşey hazır sizi bekliyoruz. Sen nasılsın, herkes geldi mi? -Evet evet herkes geldi aslında ben de onun için aramıştım. Biz birazdan çıkarız haberin olsun. -Tamam öyleyse görüşürüz. -Görüşürüz. Yarım saat sonra Emre beş dakikaya geleceğiz diye mesaj atınca kızlar birlikte alt kata indik. Nişan için masayı salona kurmuşlardı ve tek kelimeyle muhteşemdi. Yüzükler için olan tepsi de çok hoş görünüyordu. Tepsiyi masanın biraz uzağında duran zigon sehpanın üzerine bırakmışlardı şu an tek eksik damat tarafıydı. Evimiz cümbüş yeri gibiydi resmen. Dayılar, teyzeler,amcalar, halalar ve aile büyükleri derken biz rahat 30-35 kişi vardık. Maşallah maşallah. Herkes birbiriyle konuşup gülüşüyordu. Ben ileri geri yürürken çalan zil ile hızlıca arkamı dönmüştüm. Ay kalbim resmen göğüs kafesimi delecek gibi hızlı hızlı çarpıyordu. Annemin işaretiyle babamlar önde ben arkalarında kapıyı açmaya gitmiştik. Kapıyı ben değil ağabeyim açacaktı. Ben öyle istemiştim. Sonuçta bir sürü erkek gelecekti, dikkat etmem gereken noktalar vardı. Erkekler içeri geçerken elleri kolları dolu bir sürü kadın içeriye girmeye başladılar. İçeriye resmen eli boş kimse girmemişti. Sevil teyze nişan bohçası getireceğiz demişti ama bu kadarını beklemiyordum. Ömrümde bu kadar bohça görmemiştim. Herneyse konumuza dönelim. Herkes içeri geçince sadece Emre'yi görmemiştim. En son o ve hastanede sürekli yanında gördüğüm kuzeni olan Serdar içeriye girmişlerdi. Emre'nin elinde çiçek ve çikolata vardı. Lâcivert bir takım giymişti. Ona çok bakmayarak önüme döndüm. İkisi de selam verip içeriye geçince elimdeki çiçek ve çikolatayı söz tepsisinin yanına koydum. İçeriye geçince kısa çaplı bir şok geçirdim çünkü şuan evde bizimkiler ve Emre'ninkiler derken 70 kişiden fazlaydık. Söz de bu kadar kişiysek düğünü düşünemiyordum... Benim annemden özel olarak istediğim tek bir şey vardı. Kadın ve erkeklerin ayrı oturmasıydı ki annem bu isteğimi seve seve kabul etmişti. Erkeklerin yanına gidip sadece hoşgeldiniz diyerek odadan çıkmıştım. Kadın, erkek ayrı ayrı oturdukları için rahattım ama bütün gözler üzerimde olduğu için rahatsızdım. Tamam ailenin yarısını Yusuf Bey hastanede yatarken görmüştüm ama bu farklıydı. Hem o zaman onları resmen odadan kovmuştum şimdi ise adamın torunuyla sözleniyordum. Edilen uzun uzun sohbettin sonunda kahve yapmak için mutfağa geçmiştim. Maşallah çok kalabalık olduğumuz için iki kişi ocakta bir kişi ise makineyle kahve yapıyorduk. Bu arada ocaktaki kahveleri tencerenin içinde yapıyorduk. Evet evet doğru duydunuz tencerede. Bakmayın öyle küçücük cezvede sabaha ancak bitirirdik. Hazır olan kahveleri önce erkeklere götürmüştüm. En son Emre'nin kahvesini verdim ama içine tuz falan atmadım. Ne öyle sanki beni zorla evlendiriyorlarmış gibi. Tuzlu kahve olayını bizim millet yanlış anlamış. Kız istemiyorsa tuzlu, istiyorsa tatlı kahve verirmiş. Kahveyi verirken Emre ile göz göze gelmiştim o yine göz kırpıp gülümseyerek kahvesini içmeye başladı. Kahve tatlı gelecek olucak ki yüzü gülmeye başladı. Ne sandın, tuzlu kahve mi toprammm. Yeşim hergün saçmalama kotanı aşıyorsun biraz daha, resmen az önce müstakbel nişanlına asker arkadaşı muamelesi yaptın resmen. Kendine gel. Odadan hızlıca çıkıp mutfağa girdiğimde kızların diğer kahveleri doldurduklarını gördüm. Hazır olan tepsiyi alarak kadınların odasına geçtim. Herkese kahvesini verdikten sonra oturmuştum ama bilin bakalım nereye, babaannem ve Emre'nin babannesinin ortasına. Bu gece kalpten gitmesem iyi. Aradan geçen yarım saatin ardından nihayet isteme gerçekleşmişti.... Şu an ise Emre ile yanyana durmuş yüzüklerin takılmasını bekliyorduk. Tepsiyi kuzenim tutmuştu. Yüzükleri dedem takmıştı ve kurdeleyi Emre'nin dedesi dualar eşliğinde kesmişti. Sonrası ise hızlı gelişmişti. Her önüne gelen takı takmıştı. Neymiş efendim nişan olmayacağı için böyle yapmışlar. Bizimkiler ve onların taktıkları derken resmen kuyumcu dükkanı gibiydim. Şu an bunları alıp kaçsam hayatım boyunca idare ederdim o derece yani. Sanki aşirete gelin gidiyordum. İki kolum dolduğu için hareket etmekte zorlanıyordum. Boynumdaki kolyeleri saymıyorum bile. Bu halimi gören Emre'nin babaanesi hepsini çıkarmamı istemişti. Şu an boynumda bir kolye, kolumda iki bilezik, yakam da ise bir tam altın vardı. Evet evet bunlar çıkarmış halimdi. .... Şu an Emre ile bahçe de oturuyorduk. Aslı bizimle gelmişti ama telefon bahanesiyle uzakta durmuştu. Onun telaşı benden fazlaydı. Düğüne az kalmıştı. Emre'nin her zaman ki gibi konuşmaya başlamak için yalandan öksürdü. -Ahh ... Güzel geceydi. Çok stres yapmıştım ama öyle olmadı. -Ben de öyle düşünmüştüm ama olmadı işte. Bu arada çiçekler çok hoş. -Beni gerçekten şaşırttın. -Niye? Çiçekler için mi, tamam çiçek böcek sevmiyorum ama bunlar gerçekten çok hoş. -Ben aslında başka birşey söyleyecektim. Kahveyi tuzlu bekliyordum ona şaşırdım. -Niye? -Adetlere uyarsın diye bekliyordum. -Asıl ben olması gerektiği gibi yaptım. Tuzlu kahve evlenmek istemiyorum anlamına gelir, eeee ben istediğime göre niye öyle yapayım ki? -Tuzlu kahve olayı böylemiymiş. Bilmiyordum sen iyi ki öyle yapmamışsın öyleyse... Bu arada çiçek falan sevmediğini söyledin, bir daha teraryum ya da benzeri birşey almam. Şansımı başka şeyler de denerim ama zor olacak. -Sevmem derken... Bakımlarını falan yapmam anlamında demiştim, ama sen bilirsin. -Şu an trip mi yiyorum yoksa bana mı öyle geldi? -Yok canım ne alakası var. -Var canım çok alakası var. -Ben aslında başka birşey diyecektim. Serdar'la aranızda bir problem mi var, sürekli bir tartışma halindesiniz? Amacım konuyu değiştirmekti ama rahatsızca kıpırdandı ve gerilmeye başladı. Ne zaman bir şey sorsam böyle oluyordu. -Yok öyle birşey. Nereden çıkardın bunu? -Önce hastanede farkına vardım. Tabi o zamanlar birşey diyemiyordum. Şimdi ise buraya geldiğinizden beri sanki her an kavga edecekmişsiniz gibi bir havanız var. -Sana öyle gelmiş. Biz iyi anlaşırız, daha doğrusu böyle anlaşırız. Biraz tuhaf gelebilir ama gerçekten böyle anlaşırız. -Sen öyle diyorsan öyledir. Biz konuşmaya devam ederken Aslı yanımıza gelerek erkek tarafının kalkacağını söylemişti. Hemen içeri geçmiştik. Kadınlarla vedalaştıktan sonra sonra herkes yavaş yavaş arabalarına geçmişti. Nihayet bugün de bitmişti. 25 Şubat sözlendiğimiz gün... Birbirimize söz verdiğimiz gün.... 🍀🍀🍀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD