E: Bekleme

1060 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 Gözümü yavaş yavaş açtığımda ne olduğunu anlamaya çalıştım. En son karşı şeritten bize doğru gelen kamyonu hatırlıyordum. Çevredekilerin sesleri ile ne olduğunu anlamaya çalıştım. Araba ters dönmüştü. Aklıma annem ve Yeşim geldiğinde arkamı dönmeye çalıştım ama boynum hareket edince ağrıdığı için dönememiştim. Annemin sesini duymamla konuşmaya başladım. -Ann... Anne. Sen , Yeşim ? -Oğlu...mm ahhhh, başı kanıyor. -Anne... Anne birşey olmasın... Diyerek gözlerim karanlığa teslim olmuştu. Etraftaki sesleri duyuyordum ama gözlerimi açamıyordum. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama itfaiyenin arabanın kapılarını açtığını anlamıştım. Bizi arabadan çıkarırlarken babamların seslerini duyuyordum. Bir ara gözlerimi açtığımda ağabeyimin bana doğru geldiğini anladım. -Ab....i . Annemm.. Yeş..im onla.r nasıl? -Koçum sakin ol.. Onları da çıkaracaklar şimdi. Bak annem konuşuyor. -Yeş...ime bi...şey olmas...ın. ne olur... gitme..sin be... benden. -Hiç birşey olmayacak. Barış seninle gelecek. Biz de annemlerle geleceğiz. -Ağabey... bir...birsey olm..asın . Onu..n kalb...ini çok kır...kırdım. git...gitmesin. Diyerek gözlerim kapanmıştı. ..... Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda ışıklar yüzünden tekrar kapatmıştım. Yaşananlar aklıma gelince hemen gözlerimi açtım. Gözlerimi açmamla Barış' ın sesini duymuştum. -Ağabey. Ağabey ses ver. DOKTORRRR. Demesiyle yanımıza doktor gelmişti. Gelen doktor birşeyler söylemişti ama anlamamıştım. -Yeş...im . Yeşim nasıl. Annemler? -Emre bey öncelikle geçmiş olsun. Çarpmanın etkisiyle başınızı çarpmışsınız. Biraz sonra tomografi için sizi alacaklar. -Onlar nasıl? -Annenizin durumu iyi. Müşahade odasında kendileri. Aracı kullanan beyefendi ve Yeşim hanım ameliyata alınacaklar. Kamyon onların olduğu tarafa çarptığı için durumları sizlere göre kötü.... -Yeşimmmm. -Emre bey , lütfen sakin olun. Yeşim hanım birazdan ameliyata alınacak. Başında çarpmanın etkisiyle deri üstünden kanaması var. Onun haricinde iç kanama geçirdiği için birazdan uzman doktorlarımız ameliyata alacaklar. -Onu görmek istiyorum. -Lütfen Emre bey şimdi değil. Serumunuz bitsin. Genel olarak durumunuz iyi olabilir ama vücudununuz çeşitli yerlerinde ezilmeler var. Araçtaki hava yastığına rağmen belinizi incitmişsiniz. Yerinizden kalkmamanız daha doğru. -Ağabey, lütfen. Kalksan da birşey yapamazsın. Bak yengem güçlü ona birşey olmaz. -Ağabeyimi çağır. Dememle yanımdan ayrılmıştı. Biraz sonra ağabeyimle birlikte geldiklerinde tüm ısrarlarım sonucunda ağabeyim doktoru ikna etmişti. Kolumdaki serum ile ameliyathanenin önüne gelmiştim. Koridorda bizimkileri görünce babam hemen koluma girerek dedemin yanındaki boş yere oturttu. Haberi alan herkes gelmişti. Benim yüzündendi. Yine kendimi düşündüğüm için Yeşim'i buraya gelmesi için mecbur bırakmıştım. Eğer annemlere o gece gerçekleri söyleseydik şu an Yeşim ameliyatta olmayacaktı, buraya hiç gelmemeliydik. Bencilliğim yüzünden onu kaybedecektim. Ona kendimi affettiremeden benden gidecekti. Ona bir kere bile sevdiğimi söyleyemeden gidecekti işte benden. Onun da dediği gibi bencildim. Hep kendimi düşündüğüm için bunlar olmuştu. .... Kendimle savaşırken koridorda Zehra annelerin sesini duymuştum. Benim yüzümden onlar evlatlarını kaybedeceklerdi. Benim yüzümden. Herşey gibi bu da benim yüzümdendi. Yeşim ameliyata gireli dört saat olmuştu ama içeriden herhangi bir haber gelmemişti. Daha fazla dayanamayarak yerimden kalkıp ameliyathanenin kapısının önüne gittim. Nefes alamıyordum. Nefesim içeri de yaşam mücadelesi verirken burada nefes alamıyordum. Aradan geçen bir saatin sonunda nihayet ameliyathaneden bir doktor çıkmıştı. Doktorun çıkmasıyla herkes bu taraga gelmişti. -Yeşim Egemen'in yakınları? -Evet eşiyim. -Kızım nasıl? -Öncelikle geçmiş olsun. Zor bir ameliyat oldu bizim için. Vücudundan bir çok cisim çıkardık. Özellikle karın bölgesine aldığı darbe yüzünden ameliyatta kan kaybı çok yaşandı. Önümüzdeki 48 saat boyunca Yeşim hanımı ilaçlar ile uyutacağız. Hem ameliyattan dolayı hem de kazadan dolayı vücudu çok fazla zarar gördü. Yeşim hanımı uyutarak daha sağlıklı bir süreç geçirmesini planlıyoruz. Tekrar gelmiş olsun. -Yeşim'i görebilir miyim? -Emre bey bu şimdilik mümkün değil. Sadece yoğum bakım ünitesinde camın önünden görebilirsiniz. Birazdan yoğun bakım ünitesine alırlar. İyi günler. Tekrar geçmiş olsun. Diyerek yanımızdan ayrılan doktorun peşinden gittim. -Doktor? -Buyurun Emre bey? -Yeşim, Yeşim'in başını örttün. Saçının açık olduğunu öğrense hepimizi doğduğuna pişman eder. -Tabi ki. Ben şimdi söylerim. Diyerek kattaki danışmaya giderek birine telefon etmişti. .... Birkaç dakika sonra Yeşim'i ameliyattan çıkarmışlardı. Yüzünün çeşitli yerlerinde çizikler vardı. Kimi yerlerde ufak dikiş izleri vardı. Yüzü soğuktu. Doktor dediğim gibi galoş gibi birşeyle Yeşim'in başını örttürmüştü. Yeşim'in sedye ile yanımızdan götürülmüştü. Asansöre ben de binmiştim. Yeşim'i yalnız bırakmak istemiyordum. Yeşim'i yoğum bakım ünitesine görüntülene kadar elini bırakmamıştım. Elleri her zaman ki gibi soğuktu ama bu sefer ki başkaydı. Camdan Yeşim'i izlerken herkes buraya gelmişti. Özellikle Zehra anne ve Yeliz abla kötü görünüyorlardı. Yanlarına gidip konuşmaya başladım. -Anne, burada beklemeyin. Elimizden birşey gelmiyor. Ben burada beklerim. Birşey olursa size haber veririm. Bizimkilerle dedemlere geçin. -Yok olmaz , kızım burada canıyla savaşırken eve gitmem. Onu yanlız bırakmam. Ama Yeliz sen git. Hamile halinle burada durma. Bak ağabeyin, babanlar burada. Okan'ı da alın Erdem ile Yusuf beylere geçin. Ben saat başı ararım. -Olmaz anne. Kardeşimi bırakmam burada. -Olur kızım olur. Kendini düşünmüyorsan karnındakini düşün, eve gidin. Sabah olmak üzere zaten. Ben ararım seni. Gerekirse Erdem oğlumla konuşurum geri gelirsiniz. -Tamam anne ama bizi habersiz bırakma. Her aradığımda telefonuna bak. -Tamam kızım. Hadi gidin artık. ... Yeliz abla onlar dedemlere gitmişti. Bizimkilerle konuşmuştum. Annem ve ağabeyim dışında herkes eve gitmişti. Burada yapacak birşeyimiz olmadığı için camdan Yeşim'i izliyorduk. Ağabeyim elindeki tepsilerle gelmişti. Zehra anne birşey yemek istemese de annemin zoruyla birşeyler yemişti. Bana ne kadar ısrar etselerde canım birşey istemiyordu. Yeşim orada ölüm kalım savaşı verirken yemek yemek içimden gelmiyordu. Annemler sabah namazı için mescide inmişlerdi. Ağabeyim telefonda bizimkilerle konuşuyordu. Sinan baba ve Hakan ağabeyler de koltuklarda oturmuşlardı. Hastanelere hâlâ alışamamıştım. Yine nefes almakta zorlanıyordum. Daha fazla dayanamayarak ağabeyime haber verip bahçeye çıktım. Bahçe de boş boş oturmuştum. Başım tekrar ağırmaya başlamıştı ama umrumda değildi. Daha fazla oturmadan ayağa kalkıp ileri geri yürümeye başladım. Bu hareketim aklıma bahçe de Yeşim'e ilk yalan söylediğim ânâ götürdü. O gün orada öyle bir konuşma yapmayı düşünmemiştim. Kelimeler bir an da ağzımdan çıkmıştı. "- Nasıl böyle bir an da oldu bilmiyorum ama ben galiba aşık oldum. Biliyor musun ilk kez ne aklım ne de kalbim bu çılgınlığı açıklamaya yetmiyor. İşte öyle bir çılgınlık ki seni her gördüğümde ne fark eder görmediğim de. Arkadaşına gülümsediğinde, bu nasıl bir his biliyormusun? Hani çocukluğunda eline paslı çivi batar ya işte o çivi şimdi kalbime batıyor Yeşim. Yapamıyorum. Uzak dur diyorum ,arkamı dönüyorum ama sonra ne oluyorsa kendimi hastanede senin yanında buluyorum. Hem sana yakın olup hem de bir o kadar uzak oluyorum. Gözlerimi senden alamıyorum. Sanki seni gördüğümde aklım,mantığım, iradem bir kenara çekiliyor. O an sadece o an sen ve ben. Ben ve sen. İşte ben o anın içine sığmak istiyorum. Üstelik sana söylediğim şeylerden dolayı bunu söylemeye yüzüm yokken. Düşünüyorum ne yapıyorum ben? Ben ne yapıyorum diye düşünüyorum ama işin içinden çıkamıyorum." Söylediklerime kendim bile inanamamıştım. Bunları nasıl söyleyebilmiştim. Farkında olmadan ona karşı duygularımı söylemiştim meğer. Ondan nefret etmeye çalışırken bile ona kapılmıştım. 🍀🍀🍀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD