E: Yanlış Hissedemez

1038 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 Geçmişi düşünürken birinin bana seslenmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Serdar gelmişti. -Oğlum iki saattir sesleniyorum. Caner ağabey bahçeye çıktığını söyleyince bakayım dedim. Nasılsın? -Sence nasılım? Yeşim içeride yatarken iyi olabilirmiyim? Elleri buz gibi. Normalde de soğuk olur ama bu farklı. Ben onu çok kırdım. Onu çok yıprattım. Benim yüzümden iki yıldır yaşamadığı şey kalmadı. Şimdi de ölüm kalım savaşı veriyor. Yine benim yüzümden. O gün boşanma evraklarını imzaladığı günün akşamında bizimkilere herşeyi söyleyecekken susturdum onu. Eğer o gün susturmasaydım bu gün burada canı için savaşmayacaktı. Yine bencilce davrandım. Ona yine zarar verdim. Hep dediği gibi kendimi düşündüm. Bencildim. Bu intikam oyununa girerken de bencildim, o benden gitmek isterken de bencilce davrandım. Ben ona bir kere bile sevdiğimi söyleyemedim. Yaptığım hatalar yüzünden bir kere bile yüzüne vicdan azabı çekmeden bakamadım. Pişmanım, köpek gibi pişmanım ama fayda etmiyor. O benden tüm benliği ile nefret ederken pişman olmam hiç birşeyi ifade etmiyor. Benden nefret etmesi için elimden geleni yapmıştım ama şimdi bana bir kere baksa, bir kere gülse diye canımı veririm. -Oğlum , bak böyle yapma. Evet bir sürü hata yaptın, pişmansın ama böyle yaparak giden zamanı getiremezsin. Kaza falan senin suçun değil bunu önce şu kalın kafana sok. Kaderinizde varmış. Yerin ne önemi var. Olacağı varsa zaten olur. Zaman ya da mekân fark etmiyor. Burada olmasa İstanbul'da olacaktı. Şimdi beraber içeriye geçiyoruz. Kendini toparlıyorsun. Yeşim'in uyanmasını bekliyoruz. Öyle hemen vazgeçmek yok. Yeşim iyileşsin, buradan bir çıksın kendini affettirmek için elinden geleni yapacaksın. Böyle oturduğun yerden birşey yapamazsın. Güçlü ol, güçlü ol ki Yeşim iyileştiğinde hemen kendini affettirmeye çalış... Öyle armut piş ağzıma düş olmayacak senin için. Zor olacak ama kendini affettireceksin. Bak bu sefer her türlü desteği sağlarım sana. Yeşim'e serenat yaparsan gitar çalarım senin için. Hadi toparlan içeriye geçelim, yemek ye. İzin alırsak Yeşim'in yanına girersin. -Uyanacak değil mi? Uyansın, beni affetmesin ama yine uyansın. Ben uzaktan severim ama uyansın. Benim varlığımı bile hissetmez. Onun dediği gibi hiç hayatına girmemiş gibi yaparım. Çimen gözlüm yeter ki uyansın. -Uyanacak.... Hadi içeriye geçelim. Demesiyle ikimizde ayaklanıp içeriye geçtik. Asansörü beklerken Yeşim'in arkadaşını görmüştüm. Eşiyle yanımıza gelerek konuşmaya başladı. -Yeşim nasıl? Durumu nasil ? -Yoğum bakımda, iki gün uyutacaklar. -Senin yüzünden duydun mu? Herşey gibi bu da SENİN YÜZÜNDEN ... ŞİMDİ DE HİÇ BİRŞEY OLMAMIŞ GİBİ BURADA DURUYORSUN. İYİ KOCA ROLÜNDE OLMAKTAN SIKILMADIN MI? İYİ OYUNCUSUN AMA OYUNCULUĞUN BURAYA KADAR. YEŞİM SENDEN KURTULUYOR. BOŞANACAKSINIZ EVET AMA SEN AMACINA ULAŞAMAYACAKSIN. O NALET AMELİYAT GÖRÜNTÜLERİNE VE DOSYASINA NİHAYET ULAŞTIK. YEŞİM BURADAN SAĞ SAĞLİM ÇIKSIN İLK İŞİM BUNLARI ONA VERMEK OLACAK. SENİN YÜZÜNDEN DAHA FAZLA ACI ÇEKMEYECEK. DUYDUN MU ONUN HAYATINIDAHA FAZLA MAHVEDEMEYECEKSİN. BİTTİ. OYUNLARIN BURAYA KADAR. YEŞİM KİMSEYE BİRŞEY ANLATMADAN BOŞANSA BİLE BEN SUSMAYACAĞIM. HERKES GERÇEK YÜZÜNÜ GÖRECEK. OYUN BİTTİ EMRE BEY OYUN BİTTİ. İYİ KOCA ROLÜN BURAYA KADAR. HERKESİ BİRKAÇ GÜN DAHA KANDIR AMA GERÇEKLER ORTAYA ÇIKINCA YÜZÜNE KIMSE BAKMAYACAK. YANINDAKİ DIŞINDA KİMSEN OLMAYACAK. BUNDAN SONRA TEKSİN. Diyerek eşi ile asansöre bindi. Ne diyebilirdim ki . Haklıydı kahretsin ki haklıydı. Herşeyi ben yapmıştım. Şimdi de cezasını çekiyordum... Yeşim beni affedecek diye de boş yere kendimi avutuyordum. Arkadaşı yaşananları sadece bilmesine rağmen böyleyken Yeşim yaşadığı şeylerden dolayı hiç affetmeyecekti. -Boşver onu. O arkadaşı için ne dediğini bilmiyor. Sakin kafayla düşünce böyle konuşmazdı. -Beni avutmaktan vazgeç. Kız haklı. Bu zamana kadar sen de onun gibi düşünüyordun. Benim kim olduğuma bakma haksızlık yaptim ona ben. Diyerek gelen asansöre bindim. Yoğum bakım katına gelince bizimkileri gördüm. Herkes perişandı. Aslı ve eşi kenarda Zehra annenin yanına oturmuşlardı. Birkaç dakika sonra Aslı'nın çığlık atmasıyla ne olduğunu anlamadım. Ağlayarak eşine birşeyler söylüyordu. -Ağğhh ne olur birsey olmasın, bebeğime birşey olmasın. Demesiyle ne yapacağımı bilemedim. Biraz sonra eşinin kucağında acile indirmişlerdi. Zehra anne de onlarla beraber inmişti. ..... Zehra annenin gelmesiyle annem konuşmaya başladı. -Nasıl? İyi mi Aslı? -İyi iyi. Gebeliğin ilk aylarında oluyormuş. Yolculuk ve stresle birlikte sancılanmış. Serumu bitsin otele gidecekler. -Geçmiş olsun. Otele gitmesinler , bize geçsinler. -Yok olmaz öyle. Zaten herkes orada. Ayıp oluyor. -Ne ayıbı orası sizin de eviniz. Kendi aralarında konuşurken onlardan uzaklaşıp tekrar Yeşim'in yanına gittim. 2 GÜN SONRA İki gün geçmişti. Yeşim'e ilaç vermeyi kesmişlerdi. Bugün uyanmasını bekliyorduk. Doktorlardan aldığımız izin ile sabah Zehra anne ve Sinan baba Yeşim'in yanına gitmişti. Şimdi ise ben girecektim Yeşim'in yanına. Hemşirenin yardımı ile üstüme uygun kıyafetleri giyerek yoğum bakım kapısının önünde içeriye girmek için cesaret topluyordum. En son kendimi toplayıp içeriye girdim. Burası soğuktu. Yeşim soğukta uyuyamazdı. Elleri ayakları ısınmadan uyuyamazdı. Kenardaki sandalyeyi alarak Yeşim'in baş ucuna oturdum. Elimi birkaç defa kaldırıp dokunmak istesem de yapamıyordum. Birkaç dakika sonra Yeşim'in elini tutmayı başarmıştım. Elleri buz gibiydi. Elini sıkıca tutarak ısıtmaya çalıştım. Elleri ilk geldiğime göre daha sıcaktı. Bir elimle elini tutmuştum şimdi. Sandalyeden kalkıp anlını öperek tekrar oturdum. Hakkım yoktu ama o istese bir ömür ellerini bırakmazdım. O ameliyat ya da başka birşey umrumda değildi. Benim için artık Yeşim en önemlisiydi , en değerlisiydi. Başımı Yeşim'in ellerinin üstüne koyarak konuşmaya başladım. O uyurken bile onun yüzüne bakıp konuşacak cesaretim yoktu. Ben geldim.... Mahlukat geldi... Şimdi söyleyeceklerimi sanırım hiçbir zaman yüzüne söyleyemeyeceğim.... O kadar korkağım ki sen uyanıkken söyleyemiyorum bile. Zamanında sevdiğin şimdiler de nefret ettiğin adam korkağın teki. Yaptıklarım yüzünden gözlerine bakamıyorum bile... Sen Öyle çok şeydin ki ... Adını koyamadığım Anlatarak bitiremediğim Uzağında kalamadığım Yakınında duramadığım... Gönlümün tek sırtıydın işte Kimseye söyleyemediğim İtiraf edemediğim Aklımdan çıkaramadığım Kalbimde tutamadığımsın... Sen Benim tek gerceğimsin sevgili Bir türlü yaşayamadığımsın.... Ben seni kandırmak isterken meğer kendimi kandırmışım. Senin duygularınla oynamak isterken kendi duygularımın esiri olmuşum meğer. Ben imkansız olanı sevdim. Ben seni sevdim. Nasıl oldu anlamadım ama sevdim... Şimdi diyeceksin ki bu da yalan. Sevdiğini söylemen bile yalan ama; Bir insan; yanlış düşünebilir, yanlış anlayabilir veya yanlış yapabilir ama yanlış hissedemez ki. Herşeyi yanlış yaptım. Ama seni sevmem yalan ya da yanlış değil. Bütün yanlışlarım seni bana getirdi. Ben kıymetini bilemedim ama yanlıştan doğan tek doğrumsun sen çimen gözlü. İmkansız dedi gururum, Riskli dedi tecrübelerim, Manasız dedi mantığım, Yine de denemeye değer dedi kalbim ... İşte ben de bundan güç alarak söylüyorum be çimen gözlü seni seviyorum... Bunu sana ilk defa söylüyorum ama söylüyorum işte... Seni neden sevdiğimi kendime çok sordum ama hiçbir cevap bulamadım. Derler ki "bir insanı neden sevdiğiniz sorusuna cevap bulamıyorsanız onu gerçekten seviyorsunuzdur " sence bu söz gerçek mi? Sana seni sevdiğimi söylesem bana inanır mısın? Bana tekrar güvenir misin? -Em...Emre? 🍀🍀🍀

Read on the App

Download by scanning the QR code to get countless free stories and daily updated books

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD