Keyifli okumalar
Gecenin bir yarısında yine bir kriz geçiriyorum. Bitmiyordu. Ve hiçbir zaman bitmeyecekti. Kabuslarım her geçen gün artıyordu. Kalbime derin acılar bırakıyordu. Sanki aldığım nefes beni yaşatmak için değildi. Beni öldürmek için bana eziyet ediyordu. Buna bile dayanacak gücüm kalmadı.
Gözyaşlarım geceye eşlik ediyordu. Nefes almaya ihtiyacım vardı. Balkona çıkıp derin bir nefes çekerken ayakta bile zor duruyordum. Kapının önünde bir araç bekliyordu. "Demir" bir hışımla evden çıkıp yanına giderken, "Neden burada bekliyorsun?" diyerek sordum. Gözleri bana bakarken, "Senin iyi olmadığını biliyorum gitmek istemedim." dedi.
Boynuna sarılıp, "Beni hiç bırakma olur mu?" dediğim anda gözleri parladı. "Bırakır mıyım?" diyerek bana sarıldığında gözlerim yanıyordu. "Hadi çıkalım." dediğinde araca binerken anneme mesaj attım. Üstümdeki geceliğe bakarken bir küfür savurdu. Dudaklarını ısırdı. "Maya bu halde nasıl çıkarsın?" diyerek sordu.
Bana baktığında kıpkırmızı olmuştum. "Fark etmedim bile" dedim. Ceketini çıkarıp üstüme örttü. "Benim kadınıma kimse bakmasın bakanın gözlerini oyarım." dediğinde korkudan donup duruyordum. Bir kelime bile etmeden sustum. Evin önünde durunca bakışları korumalara döndü. "Lanet olsun." diyerek beni kucağına alıp giderken zaten hiçbiri korkudan bakamıyordu.
Kapının önünde bekledi. "Nerde bu lanet olası anahtar." diyerek kızarken gülmemek için kendimi zor tuttum. Anahtarını bulup kapıyı açarken beni salondaki koltuğa koyarken, "Sevgilim sakin olur musun?" dedim. Bana ters ters baktı. " Gerçekten çok üzgünüm." dediğim anda gözleri bana yiyecek gibi bakıyordu.
"Sen bekle göstereceğim sana" dediğinde şaşkınca baktım. Arkasını dönüp kapıyı çarptığında korkudan yerimden sıçradım. Bu adam niye bu kadar kızmıştı. Derin nefes alarak gözlerimi ona diktim. "Demek ki birileri yaramazlık yapmak istiyor." dediğinde yutkundum. İç sesim hemen araya girmişti. "Aferin sana adamın içindeki canavarı uyandırdın." dediğinde şimdi bitmiştim.
Demir üstüme gelirken adımlarım geriye gidiyordu. Gözlerine baktığım zaman o karanlık beni kendine çekiyordu. Adımlarım bir yerde durdu. Duvarla kendi arasında sıkıştırdı. "Sen beni delirtmek için yemin mi ettin." dediğinde masum numarası yaptım. "Ama tek bir şey yapmadım ki ben." dedim.
"Geceliği üstünde parçalamamak için kendimi zor tutuyorum." gözlerindeki o karanlık beni çekerken dudaklarını öpmek istedim. "Hayır bebeğim olmaz" diyerek onu iterken bacağımdaki elini hissettim. "Senin için artık çok geç" diyerek beni kucağına alıp hızlıca yukarı doğru çıkmıştı. Aklımda sürekli aynı sahneler gelirken beni yatağa koyup yanıma uzandı.
Ben ona şaşkınca bakarken o da aynı şekilde bakıyordu. "Neden öyle bakıyorsun?" diyerek sorduğunda, "Salonda üstüme geliyordun. Beni odaya getirdin." dediğim anda gözleri parladı. "Vazgeçtim." dediğinde yastıkla ona vurdum. "Bana niye bu kadar adrenalin yaşatıyorsun öküz" diyerek vurmaya başladım. "Sevgilim vurma acımam." dedi. Gözlerimi kısarak, "Ne yapacaksın ki" dedim. Dudaklarında sinsi bir gülüş meydana geldiğinde, "İnan öğrenmek istemezsin." dedi.
"Belkide öğrenmek istiyorum." dediğim gibi bakışları değişti. "Emin misin? Benim fantazilererime dayanacak gücün var mı?" diyerek sordu. "Fantazi mi? En sevdiğim." diyerek boynuna sarılıp dudaklarını öperken, "Zamanı gelince hepsini yaşatırım sana." diyerek yatağa girdi. Yanına uzanıp, "Seni çok seviyorum sevgilim." dedim.
....
Geceyi onunla beraber geçirdim. Sabah olmuş güneş yeniden doğmuştu. Yatakta gerinip kalktım. Demir yanımda değildi. Onun nerede olduğunu bakmak için odadan çıkarken salonda onun sesini duydum. "Lan ne demek cesetler kayboldu." diyerek bağırdı. Gözlerim şaşkınlık içinde kalırken olduğum yerde kaldım. "Abi bilmiyorum birileri almış" dediğinde Demir daha çok kızmıştı. "Yaptığınız işe edeyim gidin bulun." diyerek bağırdı.
"Demir" diyerek seslendiğimde bana endişeyle baktığını gördüm. "Demir ne olduğunu söyle" dedim. Derin bir nefes çekerken, "Cesetleri biri almış ortada yoklar." dediğinde içimi bir endişe kapladı. Gözlerim karardığında kolumdan tutup, "Sevgilim gel otur." diyerek koltuğa oturttu. "Şimdi ne olacak" diyerek sordum. Anlaşılan onun da pek bilgisi yoktu. "Bulacağım endişe etme" dedi.
Sanki kolaydı. Derin bir nefes çektim. Telefonum çalarken arayana bakıyordum. Özel numara aradı. "Ne yaptığını biliyorum." dediğinde tedirgin olmadım. "Eee biliyorsan git polise" diyerek alay ediyordum. "Ecelin olurum kimse alamaz seni ikisi beceremedi ama ben bitiririm." diyerek tehdit etti. "Kolaysa gel karşıma çık bak kim, kimi öldürüyor." dedim.
Telefonu kapatırken, "Sanırım yeni bir düşmanım daha var." dediğim anda gözleri bana döndü. "Onu bulursam anasından emdiği sütü bir tarafından çıkartıcam." dedi. Ayağa kalktığımda boynuna sarılıp, "Korkmuyorum ondan." diyerek dudaklarını öperken, "Korkma arkanda sevgilin var." dedi.
"Senin bu kokun beni delirtiyor kendime engel olamıyorum." dediğinde sinsi sinsi güldüm."Tutma sana kim diyor engel ol" dediğim anda gözleri parladı. "Benden günah gitti o zaman." diyerek kucağına alıp yatak odasına götürdü. Dudaklarını derin bir tutkuyla öperken beni yatağa koydu. Üstünü çıkardığında boynumu öpüyordu. Bacaklarımı açarak kendini bana bastırdı.
Onun sıcaklığında yanmak istiyordum. Dudaklarımı ısıra ısıra öpüyordu. Boynumu öperken eli kadınlığıma gitmişti. Hafif dokunuşlar altında nefes almaya çalıştığımda,"Maya" diyerek inledi. Pantolonu çıkardığında gördüğüm görüntüyle korkmadım değil hafif sürtünme yaparken aniden içime itmesiyle tırnaklarımı onun sırtına geçirdim. "Ahh" diyerek inledim.
Derin nefesler alırken kendini yan tarafıma atmıştı. "Beni delirtmek için herşeyi yapıyorsun güzelim." dediğinde dudaklarını öpmek için harekete geçerken beni tekrar altına almıştı. "Dayanamıyorum sana kadın." diyerek dudaklarımı ısırdı. "Demir" diyerek kulağına fısıldadım. Derin bir nefes alırken telefonu çalmıştı. "Hay şansıma tüküreyim." diyerek söylendi.
Telefonu eline aldığında şaşkınlık içinde kalmıştı. "Demir." dedim. Gözleri dolarken derin nefes almaya çalışıyordu. "Bu gerçek olamaz" dediğinde ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Demir aniden sinir krizine girdiğinde korkudan donup kalmıştım. Yumruğunu sıkıp kilitlendi.
"Demir kendine gel bak korkuyorum." diyerek yanına gidip elini açmaya çalıştım. "Annem yaşıyor olabilir mi?" diyerek sorduğunda gözyaşları akıyordu. "Sevgilim yapma bana bak" dedim. Boğuluyordu sanki nefes alırken ilacı çıkarıp içmeye çalıştı. Sevdiğim adamın çaresiz kalışını dolmuş gözlerle izledim.
"Sevgilim sakin ol" diyerek ağlarken çekmeceden ilacını alıp içirdim. "Annemin sesini duydum." dediğinde gözyaşları akıyordu. Saçlarını okşarken bana bakıyordu. "Kokusunu özlediğim annemin sesini duydum." dedi. Gözyaşları sicim sicim akıyordu. "Maya" diyerek ayağa kalkarken ona bakıyordum. "Maya ya annem yaşıyorsa ölmediyse." dediğinde şüpheci bir bakış attı. "Ya gerçekten intihar etmediyse." dedi.
"Demir bu mümkün olabilir mi? Ya onun başına bela varsa seni korumak için uzak kaldıysa." dedim. Elimden tutup ayağa kaldırdı. "Bunu kim yaptıysa bedelini ağır ödeyecek doğduğuna pişman edip hayatını sileceğim." dedi. Ters ters bakıyordum. "Sen ne kadar da terbiyesiz herif oldun ya" diyerek kızarken, "Sence konumuz bu mu?" diyerek şikayet etmişti.
Derin bir nefes alırken adamına annesinin intiharın araştırmasını söyledi. Gelen telefon onu bayağı germişti. İçinde bir sürü endişe olurken bakışları tekrar bana bakıyordu. "Seni korkutmak istemezdim." dediğinde ellerini tutup, "Bu hastalık ne zamandır var?" diyerek sorduğumda iç çekti. "Annemin intiharından sonra oluştu." dedi.
"Ne zaman aklıma gelse kimseyi tanımıyorum kendime zarar veriyorum sana zarar vermek istemiyorum." dediğinde gözleri doldu. "Bunun tedavisi yok mu?" diyerek sordum. "Var ilaç kullanıyorum." dediğinde koruma seslendi. "Patron bir kadın gelmiş seninle konuşmak istiyormuş." dediğinde gözleri ona döndü. "Kimmiş?" diyerek sordu. Kadın içeri girdiğinde Demir'in elindeki bardak yere düşmüştü.
"Demir."
Bölüm sonu