Hayatın zorluğu değildi bizi perişan eden yaşadığımız evdi öyle büyük isteklerimiz yoktu anlayışlı bir baba huzurlu bir evdi ama o da yoktu mağlesef babam çok fazla alkol alırdı öyle ki o zıkkımı aldığı zamanlarda herkesi gece uykusundan uyandırıp resmen sıra dayağına çekerdi dört evladına acımadığı gibi anneme de acımazdı.
Çok masum bir annem vardı benim herkesin annesi kedine göre mükemmeldi belki de ama benim annem dünyanın en fedakar ve cefakar kadınıydı. Babamla isteyerek evlenmemiş mecbur kalmıştı çünkü babam annemin peşine takılmış adlarını duyurmuştu o dönemlerde bu namussuzluk demekti burada biriyle adın duyulduğu zaman evlenmek zorundaydın.
Annem mecbur bırakılmış sonra da ailesi sahip çıkmamıştı bunu bilen babam ve ailesi anneme işkence etmiş evet işkence etmiş dövmüş hakaret etmiş ahırda yatırmış hatta asmaya bile kalkmıslar böyle gaddar bir aileye doğmuşum işte.
Dört kardeştik biz iki abim birde kız kardeşim vardı büyük abim cihan babamın kopyası onun gibi bişeyi istediği sekilde anlayıp burnundan getirebiliyor du karısı ayse o da aynı onlar gibi şeytanın vucut bulmus haliydi hiç yoktan yere yalanlarla abimi doldurup üstümüze salardı. Ortanca abim ise tam bir melekti kardeşim ve beni asla kırmaz ama kimseye de müdehale etme sansı olmazdı.
Çünkü babam için sadece cihan abim önemliydi çünkü kendisine benzetiyor du onu. Yalan yok o da çalısırdı ama karısına da harcardı bizim yiyemediğimizi karısı yer giyemediğimizi gene karısı giyerdi.
Yemek zili çalınca eskilerden sıyrıldım gene ne çok düşünmüştüm bunlaro düşünmediğim bir günüm bile yoktu ki. Hemen hızlıca aynı yerde çalıştığım tekne kazıntımızın yanına gittim iş yemekhnede güzel bir karnımızı doyurduktan sonra kendimde en sevmediğim şeyi yapmaya sigara içmeye çıkmıştım.
Evet içmemeliydim daha on yedime yeni girmiştim ama o cehennem olan evde tek sığındığım oydu. Kardeşim Cansunun yanıma gelmesiyle neşem az da olsa yerine gelmişti o benim canımı nasıl gelmesindi.
" Ya abla bişey sorucam ama kızmak yok tamam mı".
" Söyle bakalım güzelim niye kızayım ben sana"
" Fabrikada bu kadar erkek nasıl peşinden koşuyor anlamıyorum sırrını söyler mısın"
" Cansu saçmalama ben ne yapabilirim acaba bakmasınlar zaten rahatsız oluyorum"
" Kızma güzel ablam takılıyorum asma güzel yüzünü"
" Tatlım deli misin ben sana nasıl kızarım ay parçam"
" Matba da çalısıyorduk burası erkek doluydu tek bayan bizim gibi günlükçüler oluyordu onlarda yaşlıydı bakmazlardı. Yalan değil çok güzel değilim ama çirkin de değilim kırkbes kilo bir yetmiş boyunda sarışın mavi gözlüydüm. Ama bana bakmalarının nedeni güzelliğimden ziyade kimseye bakmamam dı bu da onlarda merak uyandırıyor du benim umrumda olmasada bazen abimin kulağına gidecek diye korkmuyor değildim.
Birde onların namus dertleriyle uğraşamazdım burası İstanbul du ama abilere göre köyden bir farkı yoktu Trabzonlu bir aileydik ama gören Mezopotamya sanırdı abimle babama göre büyük suçtu . Benimde görüştüğüm vardı elbette görüşüyoruz ama gizli saklı yakalansam dayak yer eve kapatılır dım bu yüzden dikkat ediyor dum.
Mola bittiğinde işimizin başına geçmiş deli gibi çalışıyorduk işten çıkarılma lüksümüz yoktu abime kız bakıyorlardı ve paraya ihtiyacımız vardi. Aksam is oaydosundan sonra Cansu ile bitik bir halde eve doğru yol aldık hergun olduğu gibi istisnasız görüştüğüm çocuk hazar da peşimizden geliyordu.
Sevmiyordum ama deniyordum o ise emin adımlarla kalbime sızmaya ufak ufak başlamıştı. Biz eve girdikten sonra annemin yanına gittim annemin yüzü asıktı ne olduğunu sorduğumda.
" Birde soruyor musun bugun babanın kuzeni Şengül aradı biriyle görmüşler seni ve çocuk normal bir çocuk değildi içkici ve madde kullanıyor mus mahinur kızım doğru söyle var mı bu işin aslı astarı "
" Evet görüştüğüm biri var anne ama öyle dediğin gibi madde kullanmıyor anne çalışıyor işinde gücünde biri yalan söylüyorlar "
" Kızım Şengül dedikoducudur ama yalan dedikodu yapmaz öyle diyorsa doğrudur mahinur o çocuktan hemen ayrılıyorsun seni asla ona vermem ben yandım sizi yakmam eğer bırakmazsan o çocuğu sütümü helal etmem sana"
" Tamam annem sen üzülme dediğin gibi olsun ayrılıcam ondan sen yeter ki üzülme"
Kıyamazdım ki anneme o sırf bizim için böyle bir adama ve eziyeterine katlandı birde kendim için üzemezdim ki onu. Ama nasıl söyleyecektim hazara işte onu bilmiyorum
" Ablacım annem haklı biliyorsun dimi biz babamız ve abimizden çekiyoruz zaten birde evlenince aynı hayatın daha kötüsü olursa ne olur"
" Bilmiyorum Cansu ama nasıl söylerim onu bilmiyorum işte"
" Ablam alkol ne kadar kötü bir şey değil mi bunda birde madde de var"
" Doğru söylüyorsun ben en iyisi arayıp bir konusayım böyle olmaz"
Babamla abim telefon kullanmamıza izin vermiyordu onlara göre telefon kullanan kötü yola düşerdi. Hazar da az çok bizimkileri bildiği için kendi bana telefon almıstı hattında kendim almıstım telefonu sakladığım yerden cıkarıp actım ve hazarı aradım.
" Gülüm nasılsın ne kadar çok özledim seni bir bilsen"
" Hazar benim seninle bişey konuşmam gerekiyor daha doğrusu sormam gerekenler var"
" Sor aşkım sesinden belli oluyor zaten"
" Hazar biliyorsun ben lafı dolandırmayı sevmem o yüzden direk soruyorum ve yalan söylemeyeceğini düşünüyorum, hazar sen alkol ve madde mi kullanıyorsun"
Sorduğum sorudan sonra hazarın sesı durdu nefes dahi almıyor du bu durum annemin doğru söylediğini kanıtlıyordu zaten.
" Hazar orda mısın cevap vermiyecek misin"
" Sen nerden öğrendin bunu mahinur"
" Doğru yani öyle mi hazar"
" Sana yalan söyleyemem Doğru mahinur kullanıyorum"
Ettiği itiraf ile yerle bir oldum ben yoktur öyle bişey derken savunurken o kullanıyor mus ve ben bunu öğrenmeseydim o benden saklayacaktı askere gidip gelene kadar sonra evlenecektik ve ben yağmurdan kaçarken doluya tutulacaktım bu nasıl bir bencillikti.
" Hazar sen hayatımda gördüğüm en aşağılık insansın nasıl saklarsın bunu benden bitti hazar duydun mu beni bitti ayrılıyorum senden bir daha görmeyeceksin yüzümü"
" Mahinurum güzelim söz veriyorum herseyi bırakırım senin için ama son bir şans ver etme gülüm "
" Eğer bana en basından dürüst olsaydın saklamasaydın bu dediğin belki olurdu ama daha en basından saklayan insan dürüst sözünün eri olmayandır Allah yolunu acık etsin bitti "
Daha diyeceklerini demeden kapattım telefonu ne duymaya gücüm vardı nede sabrım güvenmiştim ona abimle babamdan farklı diye düşünüp sevmeyi denemiştim ama yanılmışım ve bu yanılgı bir ömür yeterdi bana.