Kapıyı açarak yorgun bir gülümsemeyle bizi selamladı. Peri hasta yatağında bile parlayan bir kızdı. Bu hali hayra alamet olmasa da elimden bir şey gelmiyordu. Abim arkadaşından ayrılmıştı, ama Peri ile bir şey düşünemeyeceğini de açıkça ifade etmişti, daha fazlasına karışamazdım. Ben kendi düşüncelerimle boğuşurken piknik alanına ulaştık. Hafta içi olduğu için oldukça sakindi. Hoşumuza giden kamelyalardan birine oturup örtümüzü serdik. Soğuk sandviç, meyve ve kuruyemişten oluşan soframızı kurduk. Piknik tarzı yerlerde mangal başında saatler harcamayı hiç anlamam zaten, temiz hava bile alınamıyor. Allah’tan etrafta kimseler de olmadığı için mis gibi havayı doyasıya soludum. Abimler ve Mercan top oynamak için kalktıklarında Periye sokuldum. Bir koluna koala gibi sar