Yiğit uzun uzun baktı Meyra’ya. “Mümkün değil” dedi. Siniri yüzünden okunuyordu. Meyra yeniden konuşacak oldu. “Biz çocuklarla Amer…” “Şu andan itibaren kontrolü ele alıyorum”. “Dört yıl, tam tamına dört yıl bekledim.” "Beni anlamanı aşkımı görmeni”. “Sen ne yaptın?” “Burnunun dikine gittin”. “Bundan sonra değil Amerika İstanbul’a inmek için benden izin alacaksın”. “Yine de gideceğim” dedi Meyra. “Evet lütfen dene dene ki yapacaklarım haklı bir nedene dayansın”. Sonra bir adım yanaştı. Kokusunu da getirdi gelirken. “Bir defa söyleyeceğim Barut” dedi Yiğit. “Karımı geri alıyorum”. Sonra yürüdü gitti. Meyra yürürken yumruklarını sıktığını görebiliyordu. Yiğit uzaklaştıktan sonra Limon ağacının dibine çöktü Meyra. Önce yapraklarını sevdi. Sonra kokladı. Anlatmaya başladı. “Şeke