8. Bölüm "NİKAH"

1162 Words
SİDRA Alper’in gelinlik göndermesini beklemediğimden garipsedim ama yorum yapmadım. Abimi sordum. “Alper bizi havaalanından aldıktan sonra beni eve bıraktılar. Fazla vakit kalmadığından onlar tıraş olmaya gittiler. Bunu da giyinmen için Alper sana gönderdi. Düşünceli çocukmuş.” Yorum yapmadan yengemle birlikte odama çıktık. Hemen kapıyı kapatıp, gelinliği tek kişilik koltuğun üzerine bıraktım. Birlikte yatağın üzerine oturarak ona son bir haftamın nasıl geçtiğini anlattım. “Gönderdiği gelinlik seni yanıltmasın yenge. Aklına evlenmek için hevesli bir adam olduğu falan gelmesin. Siz nikaha geldiniz ya, belki abime ayıp olmasın diye gelinlik giymemi istedi. Çünkü bana karşı hep mesafeli. Bazen benden nefret ediyor gibi bakıyor. Hiç evleneceği kızmışım gibi davranmıyor. Benimle mecbur kalmadıkça doğru düzgün konuşmuyor bile” Beni dinlerken Havin yengem düşünceli görünüyordu. “O zaman bu gece nasıl olacak o iş. Çarşafı götürmem gerek. Adını başka türlü temizleyemeyiz. Memlekette herkes seni ve Zinar’ın intiharını konuşuyor. Baban kendini eve kapattı. Annen dedikodular yüzünden kimseyle görüşmüyor.” Duyduklarım yüzünden daha fazla kendimi tutamadım. Ağlamaya başladım. Yengem sakinleştirmeye çalıştıkça gözyaşlarım artarak akıyordu sanki. Birbirimize sarıldık “Ah Sidra! Ben sana parmağından birkaç damla kan akıtalım dedim. Ama yalan söyleyemem diye tutturdun.” Geri çekilerek gözlerimi sildim. “Sence iki damla kan beni aklamaya yetecek mi?” diye sordum. Yengem bilmediğini söyleyerek ellerini iki yana açtı. “Ama denemeden bilemeyiz. Şu an herkes seni kusurlu sanıyor. Çarşafı götürüp o Zinar’ın anasının önüne atarsam o inanmamaya devam etse bile sana inananlar illaki olacak. Sen ne yap et bu gece Alper ile birlikte olmanın bir yolunu bul.” Benden istedikleri hiç aklıma yatmamıştı. Erkek düşkünü hafif kadınlar gibi davranamazdım. Ne diyecektim. “Hadi Alper beni karın yap mı?” Düşündükçe boğuluyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Yengem bu evliliğin benim için ikinci ve son şansım olduğunu söylerken aklıma gördüğüm oda geldi. Odadan bahsettim. Hatta kolundan tutup odayı gösterdim. “Alper bu odayı düğün gecesi için hazırlatmış ama ben hazırlattığını hiç görmedim” Yengem heyecanlandı. Bozulan moralinin yerine geldiğini gülümseyen yüzünde görebiliyordum. Belki de düşündüğüm gibi olmadığını, sürpriz yapacağını söyledi. Bana öğütler verdi. Yapmam gerekenleri anlattı. Utanarak dinledim. Söyledikleri bittiğinde kol saatine baktı. “Eyvahlar olsun nikah saati geliyor. Çabuk gelinliğini giy” dedi. “Adamlar belki de tıraşlarını oldular geliyorlardır” Daha elbise kılıfını açıp bana gönderdiği gelinliğe bakmamıştım bile. Alper’in aramıza koyduğu mesafe yüzünden hiç heyecan duymuyordum. Sırf gönderdi diye gelinliği banyoda giyip dışarıya çıktım. Yengem beni gördüğünde çok güzel göründüğümü söyledi. Hemen çantasından makyaj çantasını çıkarttı “Makyaj yapmayı sevmediğini bildiğimden yanımda getirdim. Bari nikah günü azıcık yap.” O kadar hevesli görünüyordu ki kıramadım. Koltuğa oturup kendimi yengemin ellerine bıraktım. Bir yandan da aklıma takılan bir konudan bahsetmeye başladım. “Yenge, acaba Alper’in bir sevdiği var mıydı?” “Abin hiç bahsetmedi ama sanmıyorum olsun. Öyle olsaydı Alper zaten bu evliliği kabul etmezdi ki” ALPER Asafla berbere uğrayıp tıraş olduk. Eve dönüşte yalnız olduğumuz için daha rahattık. Bana Sidra ile nasıl gittiğini sordu. “Birbirinize alışabildiniz mi?” Kısa bir an düşündüm. Alışmış mıydım? Belki biraz. “Zamanla alışıyoruz” dedim. Bedenini bana doğru çevirip teşekkür etti. Ardından hissettiklerini döktü. “Bu yaşadıklarınız Sidra ve Senin için kolay değil biliyorum. Ama inanki benim içinde hiç kolay değil. Benim kardeşim sadece görüntü olarak değil, kalbide pırlanta gibidir. Onun ışığının sönmemesi için en yakın arkadaşımı onunla evlenmesi için zorladım. Düşün ya, kız kardeşimi. Bir eşya parçasıymış gibi sana verdim, al götür dedim. Sırf ölmesin, ölmekten beter olmasın diye.” Bu durumun onun içinde ne kadar gurur kırıcı olduğunun farkındaydım. Çaresiz kalmıştı. Elimi kolunun üzerine yerleştirip güven vermek için sıktım. “Asaf, ne hissettiğini anlıyorum. Bak sana dürüst olacağım. Kardeşini seveceğime söz veremem. Çünkü bu işler zorla olmuyor biliyorsun. Ama onu koruyup sahip çıkacağıma, zarar görmesine engel olacağıma söz verebilirim. Ben zaten evlenmeyi düşünmüyordum, aşk meşk defterini kapatmıştım biliyorsun. Mardinde konuştuğumuz gibi, bir sene deneriz. Baktık olmuyor Sidra için güvenli bir yerde daha mutlu olacağı bir hayat kurarız ona. Mesela yurt dışında. İstediği ülkede.” Söylediklerim sonrası Asaf başını öne arkaya salladıktan sonra sustu. “İkiniz içinde hayırlısı olsun” dedi. Ona baştan kardeşine kocalık yapamayacağımı, bir sene sonra boşanacağımı söyleyerek üzmek istemedim. Eve ulaştığımızda Asuman hanım kapıyı açtı. Sidrayı sordum. Yengesiyle odada hazırlandıklarını söyledi. Asaf ile birlikte üst kata çıktık. Ona Sidra’nın kaldığı odayı gösterdim. Kardeşiyle aynı odada kalmamamızı anlamıştır herhalde. Sonuçta resmi nikahımız yoktu. Hoş, olsa bile asla aynı odada kalmayacaktık ve bunu Asaf bilmeyecekti. Nikahtan sonra özellikle ayrı odalarda kaldığımızı ailesinden saklamasını isteyecektim. Asaf kızların olduğu odanın kapısını çalarken giyinmek için odama geçtim. Hızlıca üzerimi değiştirdim. Kol düğmelerimi takarken gardırobun aynasından kendimi izledim. Resmen evleniyordum. Bu hayatta büyük konuşmamak gerektiğini anladığım andaydım. On beş dakika kadar sonra odamdan çıktım. Sidranın bulunduğu odanın önünden geçerken kapıyı tıklattım. “Aşağıda sizi bekliyorum. On dakikaya kadar çıkmamız gerekiyor.” Asaf kapıyı araladı. Sidrayla konuştuğunu, ineceklerini söyledi. “Tamam kardeşim.” Aşağıya indiğimde Asuman hanım nikaha gelmek için hazırlanmıştı. Ona nikah sonrası serbest olduğunu söyledim. Ona birkaç gün izin verdim. “Git ailenle vakit geçir. Pazartesi Nevzatla birlikte işbaşı yaparsınız” dedim. Nevzat yıllardır benimle çalışıyordu. Sadece şoförüm değil, her işime koşan sağ kolum gibiydi. Pazartesi günü senelik izninden dönüyordu. Asuman hanım açık olan camları kapatırken dışarıdan gelen korna sesini duydum. Ardından Kurt’un havlamasını. Kapıyı açtım. Ilgaz ve Yaren gelmişlerdi. Beni smokinle görünce Ilgaz iki parmağıyla ıslık çaldı, Yaren gülümseyerek alkışladı. Bu arada Yaren ilk defa bana gülümsüyordu. Burun kıvırarak, pislikmişim gibi bakmıyordu artık. Kurt dikkat etmek için etrafımızda koşuştururken Ilgaz “Yenge nerede?” dedi. Benim cevap vermeme gerek kalmadan Yaren arkamda kalan kapıya bakarak “Geliyor” dedi. Yüzümü evin giriş kapısına döndüğümde gözüme inanamadım. Sidra beyaz gelinliğinin içinde öyle güzeldi ki. Düşük kolları dantel olan gelinlik beline kadar oturuyor, belinden sonra kat kat genişliyordu. Bu yıllar önce çizdiğim ilk gelinlikti. Hatıra olarak ayırdığım tek parçaydı. Benim için anlamı büyüktü ama Sidraya anlamı büyük olduğu için göndermemiştim. Sabah son anda karar verdiğim ve ona gelinlik ayarlayacak vakit kalmadığından dolayı eve göndermiştim. Çünkü atölyemdeki gardıroplarda bulunan tek gelinlikti ve bedeni tam olarak Sidranın üzerine göreydi. Sidra yanıma yaklaştıkça yüzündeki aşırı olmayan makyajı fark ettim. Onu ilk defa makyajlı görüyordun. Yosun yeşili gözleri olduğundan daha iri, dudakları sürdüğü ruj yüzünden daha dolgun görünüyordu. Saçlarını dağınık toplanmış başına beyaz saten kurdeleli toka takmıştı. Bu hırsızlıkla suçlandığı mağazadan aldığı tokalardan birisiydi. Yüzünden elbisesine kadar incelerken Asaf’ın kolunda önümde durdu. Giydiği topuklu ayakkabıyla neredeyse boyuma yaklaşmıştı. Sanki onu ilk defa görüyordum. Asaf bana bakarak “İyi misin?” dediğinde Ilgaz sırtıma vurdu. “İyi olmaz mı? Çok iyi. Sadece heyecanlı biraz” Bir saat sonra nikah masasına oturduğumuzda gerildim. Aklıma Nisan ile düğün günümüz geldi. Sanki her an bir şey olacak Sidra son anda evlenmekten vazgeçecekmiş gibi hissettim. Mantıken böyle bir durum karşısında sevinir kurtuldum diye kutlama yapardım ama kalbim… Kalbim kabul etmeyecek diye neden korkuyordu. Neden ter basıyordu beni… Havin ve Ilgaz’ın şahitliğinde nikah memuru sorusunu ilk olarak Sidraya sordu. “Hastalıkta ve sağlıkta evlenmeyi kabul ediyor musunuz.” Sidra cevap vermeden yüzünü bana döndü. Sessizce yüzümü inceliyordu. Nikah memuru sorusunu tekrarlamak zorunda kaldı. “Sidra hanım Alper beyle evlenmeyi kabul ediyor musunuz”
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD