ALPER Sidra kahvaltısını yaparken onu izliyordum. Ben masanın başında oturuyordum o ise hemen sol yanımda. Tıpkı kalbimdeki yeri gibiydi masadaki yeri. Çayımı yudumlarken ilk defa görüyormuşum gibi yüzünü inceledim. Minik burnu, kaşları, uzun kirpikleri, yosun yeşili gözleri, ağzı… Makyajsız hali bile öyle güzeldi ki. Ona her gün yeniden yeniden aşık oluyordum. Heyecanla okulda geçen günlerini anlatırken dayanamadım. Hiç beklemediği anda yanağını öptüm. Ne anlattığını unutmuş gibi birden durdu. Ardından gülmeye başladı. “Ya Alper, dikkatimi dağıtıyorsun!” dedi. Ne anlattığını hatırlatmak için “Sude diyordun?” dedim. Tekrar yanağını öptüm, teninin kokusunu içime çektim. Sanki iki dakika önce sınıf arkadaşından bahseden o değilmiş gibi “Sude’ye ne olmuş ki?” dedi. Sidra’nın üzerindek