ALPER Uçağa bindiğimizde, kabinin içindeki hafif uğultu ve insanların mırıltıları arasında Sidra cam kenarına oturdu. Yanındaki koltuğa yerleşirken, varlığımı hissettirmek için elini tuttum. Elinin soğukluğu ve hafif titremesi, içinde bulunduğu duygusal fırtınayı hissettiriyordu. Başını usulca omzuma yasladığında, sessizlikle kaplı bir anın içinde bulduk kendimizi. Konaktan ayrıldığımız andan itibaren mecbur kalmadıkça hiç konuşmamıştı. Yaşadıklarımız, yaşadığı şeyler kolay değildi ve ben içine kapanmasından çok korkuyordum. Başını öpüp saçlarını kokladım. Ona olan sevgimi ve endişemi göstermek için “İyi misin? Ağrın var mı?” dedim, sesimdeki kaygı açıkça belliydi. Sidra dolu gözleriyle hafifçe başını salladı. Neredeyse fısıltı gibi çıkan sesiyle “Biraz,” dedi, “Ne olur ne olmaz, bir a