FİRUZE GÖKMEN
Yıllar önce arkama bile bakmadan kaçıp gittiğim bu mahalleye şimdi ise öğretmen olarak dönmüştüm.
Bir daha dönmem diyerek günlerce ağladığım, adımımı bile atmak istemediğim o mahalleye gelmiştim. Hem de daha güçlü bir şekilde ayakları üzerinde duran mesleğini eline almış bir kadın olarak dönmüştüm.
Kendimi buraya o kadar yabancı hissediyordum ki... tarifi yoktu içimdeki bu acının tam 5 yıl önce Burhan'a ona karşı aşkımı itiraf etmiştim o ise ona karşı hislerimi çocukça bulmuş onu unutmam gerektiğini söyleyerek çekip gitmişti.
O günden sonra bu mahalle bana dar gelmişti kendimi üniversite sınavına adamış Ankara'da kazanmıştım ve oraya yerleşip okumuştum şimdi ise üniversiteyi bitirip tekrar buraya dönmüştüm ailemin yanına.
Ağabeyimin aracı park edip bana seslenmesiyle düşüncelerimden ayrılarak kendisine döndüm
"Geldik kızım insene hadi!"
"Tamam be ağabey hemen de döndün he fabrika ayarlarına!"
gülerek hızla indim arabadan annemler kapının önünde bekliyordu beni. Hızla yanıma gelip sarıldı.
"Oyy güzel kızım, yavrum benim hoşgeldin."
"Hoşbuldum annecim boğacaksın şimdi beni."
"Sus kız cimcime."
Gülerek benden ayrıldı.Babamda yanıma gelerek sıkıca sarılıp saçlarımdan öptü.
"Hoşgeldin evine güzel kızım."
"Hoşbuldum babacım."
"Hemen de pabucum dama atıldı he öyle olsun!"
"Gel buraya sende sıpa."
babam ağabeyimi de aramıza alınca hep birlikte gülüştük.
"Hadi hadi içeri geçelim çok güzel yemekler yaptım yavruma."
annemin seslenmesiyle birbirimizden ayrıldık. Babamla birlikte içeriye geçerken abim de bagajdan bavulu alıp ardımızdan içeri geçti.
"Oh mis gibi kokuyor ev karnım gurulduyor."
gülerek mutfağa annemin yanına geçtim.
"Döktürmüşsün yine sultanım. Senin yemeklerini özledim."
"Geç sen masaya yavrum." diyerek masayı gösterince hemen kendi sandalyeme kuruldum.
Ağabeyim ile babamda masaya geçince hep birlikte akşam yemeğimizi eğlenceli sohbetlerimizle bitirmiş, gece geç saatlere kadar neler yaptıklarımızdan konuştuktan sonra odalarımıza dağılmıştık.
Dolaptan geceliklerimi çıkarıp giyindikten sonra çantamdan sigaramla çakmağımı da alıp odamda bulunan balkona geçtim.
Sigaramın ucunu yakıp karşımdaki eve baktım onun odası benim balkonuma bakıyordu.
Sigaramdan derin bir nefes çekip karşımdaki pencereye odaklandım.
Sonra pencerenin arkasındaki odada hareketlilik oldu ve o an Burhan'ı gördüm oda benim olduğum tarafa bakıyordu. Gözleri önce elimde yanan sigaraya değdi sonra bakışlarını yüzüme kaldırıp gözlerime baktı.
Gözlerini gözlerime sapladı tam şimdi içimde ki o yara sızladı dedikleri kulaklarımda çınladı ellerim titredi ama cesaret edipte gözlerimi gözlerinden çekemedim.
Elimdeki sigarayı dudaklarıma getirip bir nefes daha çektim içime dumanını yavaşça geri verdim sonra karşımdaki adamın dudakları kıpırdandı "Firuze..." dedi içime kor ateş düşürdü adımı tekrar onun dudaklarından duymak.
Dayanamadım sigaramı söndürdüm ve arkamı dönüp odama geçince gözümden bir damla yaş usulca süzüp dudaklarımda durdu.
Söz vermiştim kendime onun için ağlamayacaktım.
Kendimi kasarak yatağın üzerindeki örtüyü açıp içine girdim ve gözlerimi kapattığım da bir damla yaş daha gözlerimden düştü.
Kendimi tutamadım dudaklarımın arasından hıçkırıklar firar etti kulaklarımda ise "ben senin abinim Firuze. Senin bana hislerin hayranlık aşk değil olsa da bir karşılığı olmaz bende." diyen sesiyle ağlayarak uyuya kaldım.
****
Sabah gözlerimi zorlanarak da olsa açtım yatakta biraz oyalandıktan sonra dolabın karşısına geçerek içinden siyah bir pantolon ve beyaz kısa kollu bir badi çıkarak üzerimi değiştirdim.
Banyoya geçip ihtiyaçlarımı giderdikten sonra mutfağa annemin yanına geçtim.
" Günaydın sultanım. "
" Günaydın güzel kızım. Biraz daha uyuyup dinlenseydin ya! Yol yorgunuydun. "
" Dinlendim yeterince annem sen merak etme ağabeyim ile babam nerede ? "
diyerek tezgahın üzerinde ki kahvaltılıkları masaya yerleştirmeye başladım.
" Ağabeyin işe gitti erkenden, baban da ekmek almaya çıkmıştı gelir şimdi. "
dediği anda kapının sesi geldi.
"Hah! Geldi babanda. "
Babam içeriye geçtiği gibi " Günaydın hanımlar." dedi ve yerine oturdu.
" Günaydın babacım. "
"Günaydın canım. "
hep birlikte kahvaltımızı yaptıktan sonra babam kahveye geçince benle annemde el birliğiyle evi bir güzel silip süpürmüştük.
Telefonum çalınca elime aldım abim arıyordu.
"Efendim ağabey ?"
"Firuze bu akşam her zaman buluştuğumuz kafede bizimkilerle birlikte toplanacağız. Hazırlan akşam seni alırım birlikte geçeriz kafeye." dedi.
Ben daha cevap veremeden telefonu yüzüme kapatmıştı.
******
Ağabeyim işten geldikten sonra yemeklerimizi yemiştik. Annemle babam televizyon izlerken ağabeyim de duş almak için odasına çıkmıştı.
Bende odama geçip havlumu alarak banyoya girdim duş aldım. Banyodan çıktıktan sonra tekrar odama girip dolaptan çıkardığım kıyafetlerimi üzerim geçirdim.
Kuruttuğum saçlarımı fişe taktığım düzleştirici ile şekillendirdikten sonra gözlerime rimel, dudağıma rujumu sürdükten sonra hazırdım.
Aşağıya indiğimde ağabeyim de hazırdı.
"Biraz daha bekletseydin yanına çıkacaktım cimcime."
" Ölmedin ya ağabey... iki dakika bekledin aceleyle geldim hemen. " dedim ve spor ayakkabılarımı giyip bağcıklarını bağlarken ağabeyim içeri doğru
bağırarak
"Biz çıkıyoruz ! Geç gelebiliriz haberiniz olsun." dedi ve annemlerin cevabını beklemeden kapıyı kapattı.
Ağabeyimin koluna girerek kafeye doğru yürümeye başladık.
Aklım Burhan da idi abim herkes orada olacak demişti gelir miydi acaba diye düşünüp dururken bir yandan da ağabeyimle sohbet ederken çoktan kafeye varmıştık. Ağabeyim kapıyı hafif iteleyip açtıktan sonra birlikte içeri geçtik masalarda göz gezdirdim bizimkileri görebilmek adına.
Tam o an gözlerim onun koyu kahve gözlerine değdi. Kalbim yerinden çıkmak istercesine göğüs kafesimi zorladı.