CENGAVER “Beni nereye götürüyorsun? Kahvehanemde olay çıkaran o ama götürülen benim!” diye isyan ettim sert bir sesle. Dilem de duysun istedim. Kavgayı keyfimden çıkarmadığımı bilmeliydi. Zaten ben çıkarmamıştım. “Önce o saldırdı,” dedim Dilem’e bakarak. “Kocamı nereye götürüyorsunuz?” diyerek polislere döndü. Beni görmezden gelmeyi tercih etmişti. Haksızlığa uğruyordum. Tamam, sütten çıkma ak kaşık sayılmazdım ama şu an gerçekten de haksız bir şekilde merkeze götürülüyordum. Bu kez polisler de inatçıydı. Ne beni ne de mahalleliyi dinlemiyorlardı. Ulan Cemal, seni bir de bunun için dövmek vardı ama elim kolum bağlıydı. Dilem’in yanından geçerken “sen eve git. Beni merak etme. Gelirim bir iki saate,” diyerek ikna etmeye çalıştım. Arabaya bindirilirken Dilem’in karnını tutarak yere yığı