DİLEM Sabah yine mide bulantısıyla uyandım. Neyse ki babam işe gitmişti ve annem zaten artık bildiği için en azından onun yanında rahattım. Yine de işler çığırından çıkmış gibi hissediyordum. Kahvaltı yaparken annem oturduğu yerde kıvranıp duruyordu. “De ne diyeceksen kıvranıp durma,” dedim huysuz bir sesle. Annem yanımda olduğunu hissettirse de içten içe kendimi rahatsız ve huzursuz hissediyordum. Bir şekilde, neden bilmem sanki bakışlarıyla bile bana çok şey soruyor ve anlatıyordu ya da ben kafayı yiyordum. “Tüm gece uyuyamadım,” dedi gergin bir sesle. Hemen gözleri de sulanmıştı. Zaten annem her daim ağlamaya hazır biriydi. Azıcık bir şey olsa gözleri sanki bir çeşmeymiş gibi hemen akmaya başlardı. “Gitmene izin vermem Dilem. Zaten kaç yıldır ayrıyız kızım senden. Dört yıl bizim içi