İnsanın içini yaşayacağı zorluklar değil geçmişte aldığı yaralar yakardı. Unutamazdı bir kere insan, unutmak kolay mıydı? Ama en zor da neydi biliyor musunuz... Affetmek! Ne olursa olsun, affedemiyordu insan. Ben de affedemeyen, gururu için ölmeyi bile göze alabilecek bir kadındım. Kesin kurallarım, çizilmiş sınırlarım vardı ve oradan geçecek olanın bacağına kurlun sıkardım. Bana yaşattıklarından sonra bile kalbim Serkan için atsa dahi, aklım çoktan onun boynuna idam ipini dolamış sadece ayağının altından taburenin kaymasını bekliyordu. O tabureyi elbette ki kaydıracaktım, onun hiç beklemediği bir anda; benimse hazır olduğum anda. Uyandığımda başımda feci bir ağrı vardı. Bedenim sanki bütün gün çalışmışım gibi her bir kasım ağrıyordu. Yorganı üzerimden itelediğimde üzerimde sadece iç çam