Klişe başladı her şey. Otobüste yanıma oturmasıyla. Sonra yine çıktı karşıma. Kaderim sandım. Masal tadında devam etti ilişkimiz. Beyaz gelinliğimle ona attığım her adımda mutluluğun kucağına koşuyordum sanki. Herkes evlilik kararının erken olduğunu söylerken, ailem bana sırt dönerken ben ona , her şeyin çok güzel olacağına inanmıştım. Onunla asla yalnız kalmayacağıma. Ona kendimden fazla güvenmiştim.
Sonra gitti. Birdenbire.. Mantıklı bir sebep bile göstermeden... Veda etmeden... Sadece bir mesajla her şeyi bitirdi ve gitti. O an bile anlamamıştım her şeyin planlı olduğunu. Mahkemede evliliğim iptal edildi. Bütün kayıtlardan silindi evliliğim. Evlilik birliği oluşmaması nedeniyle fes edildi. İlk ateş o an düştü içime.
Onun açtığı yaraları tek başıma sarmaya çalıştım bir süre. Olmadı. Geçmiyordu yangın. Onlarca soru vardı aklımda. Cevaplar sadece ondaydı ve yoktu. Ondan nefret etmek için bile ona ihtiyacım vardı. Sonra gittiği gibi aniden döndü.
Gitmesiyle yanan içimi dönüşüyle söndürebilir miydi?
Belki... Yani en azından isteseydi.. Beni gerçekten sevseydi...
Oysa o beni yakmak için gelmişti.. Yalanları bir bir çıkmaya başladı ortaya.
Mesleği aynı değildi...
Ailesi aynı değildi...
Artık adı bile aynı değildi...
Onu ilk tanıdığımda böyle mükemmel bir erkek olabilir mi demiştim. Olmuyormuş. Ben sadece bana sunulan bir yalanı sevmişim.
İlk aşkı ve ilk evlendiği kişi yıllar sonra hayatına bu kez bomba gibi düşen bir kadının hikayesi...