2 gün sonra...
İki gün kasabayı gezdik. Hava soğuktu. Arabadan inmedik ama gördüğüm her şey çok güzeldi. Engin çocukken oynadığı yerleri bile göstermişti. Ne kadar lise zamanı taşınmış olsalar da annesinin akrabaları olduğu için öncesindede sık sık geldiklerini anlatmıştı. Ailesi gerçekten sıcak kanlıydı ve annesi çok güzel yemek yapıyordu. Bir kaç gün daha kalsam kesin kilo almayan yapım bile değişirdi.
Engin 'e telefon gelmişti. Zonguldak' a gidecekti. Önce beni İzmir' e bırakmayı teklif etti ama kabul etmedim. Ailemi görmek istediğimi söyledim. Görmek istemekten çok sanırım sıra benim ailemdeydi ve ben daha bir erkek arkadaşım olduğunu bile söylememiştim. En azından bunu bilmeliydiler. Sevda her ne kadar bu kadar hızlı alınmış evlilik kararını onaylamasa da ben Engin 'in geleceğim olduğundan emindim. İstanbul' a geçtik. Engin' i Zonguldak' a yolcu etmek her zamankinden daha zordu. Ben koltukta yatarken yerde yatan ve beni izleyen Engin gözümün önünden gitmiyordu. Aynı odada kalmıştık, daha doğrusu salonda. Annesi odasından çıksa direk salona girecekti. Ama su içme bahanesiyle bile kalkmamıştı. Çünkü oğluna güveniyordu. Engin öpmek için bile gelmemişti yatarken yanıma. Sadece izlemişti. Saatlerce. Annesinin güveni boşa değildi.
Soba olan tek odaydı ve ben sıcaktan uyuyakaldım. Bir koltukta hayatımın en rahat uykusunu yaşadım.
...
Ailem bu sürpriz ziyaretten şaşkındı. Altını çiziyorum mutlu değil şaşkın. Ve Engin' i anlattım. Sadece sevgilim diyecekken annem parmağımdaki yüzüğü fark etti. O kadar parçam olmuştu ki çıkarmak aklıma bile gelmemişti. O an kıyamet koptu. "Asla kabul edilemez." diyordu hepsi.
"Asla kabul edilemez." Abim; ' Çık gez dolaş, gazetelere boy boy poz ver hatta. Şu dönemde bunun babama faydası olur ama daha fazlası olamaz. ' demişti.
"Milletvekili adayının halktan damat adayı ilgi çeker. Ama evlilik işini unut!"
Hiçbir zaman gazetelere poz veren biri olmamıştım. Hiçbiri nasıl biri olduğumu önemsemiyordu.
Babam hiçbir zaman reklamı peşinde değildi ama o da olmaz demişti. Annemi söylemeye bile gerek yoktu.
"Okul için gösterdiğimiz müsamaha seni bu hale getirdi.' demişti. Ona göre özel bir üniversite de dış ticaret ya da avukatlık okumalıydım hatta mümkünse yurt dışında. Ben karışmadıklarını zannederken onların tabiri müsamaha göstermek olmuştu.
Nerdeyse Engin 'in ailesinin evi kadar olan odamda yatağa uzanmış ağlıyordum. Üç gün geçmişti ve üç gündür ailemden olumlu tek bir söz çıkmamıştı. Üç günün sonunda telefonum çaldı. Arayan Ece' ydi. Sadece özel eşyalarımı alıp fırladım ve ilk uçakla İzmir' e döndüm. Taksiye atlayıp hastaneye gittim.
...
' Engin Sertay. Bu hastanede...'
Lafımı tamamlayamadan seslenildiğini duydum.
' Derin!'
Tanıdık sese döndüm ve sımsıkı sarıldım. Sırtımı sıvazladı.
' Sakin ol. Engin iyi. '
' Onu görmem lazım Ece. '
' Tamam göreceksin ama önce kendini topla. Kötü bir şey yok. Engin seni böyle görmesin bütün yol boyunca ağlamış gibisin. '
Ağlamıştım sanırım. Ve bunun farkında değildim. Ece beni Engin' in odasına götürdü. Kolu sargılıydı. Hızla ona sarıldım. Tekrar ağlamaya başladım.
' Şişt! Sakin ol güzelim. Ece aradı değil mi? O cadıyı öldüreceğim. '
Suat ve Cemil' de oradaydı. Kendimi geri çektim.
' Sana kalsa haber vermeyecektin yani. '
' Boşuna telaş yapmanı istemedim. Hastaneden çıkınca arayacaktım. Bir kaç saate çıkıyorum zaten'
' Nasıl oldu bu?'
' Patronun o işten çekilmesini istiyorlarmış haberim bile yoktu. "Mesajımızı unutma!" dediler ve beni vurdular. Kolumda ufak bir delik açıldı sadece. Büyütecek bir şey yok. Zonguldak 'ta kurşunu çıkardılar. İzmir' e döndüm. Yolda kanamaya başladı. Bende hastaneye geldim. Zaten Zonguldak 'ta ifademi vermiştim. '
..
Engin' i evime getirdim. Başka türlü içim rahat etmezdi. Ece Engin hastanede dediğinde kendimi kaybetmiştim. Engin 'i ne kadar sevdiğimi şu an daha iyi anlamıştım. Ailem aramıştı. Evden çıkıp gittiğimi yeni fark etmişlerdi. Önemli bir kursum olduğunu son anda hatırlayıp çıktığımı söyledim. Onlara Engin vuruldu diyemezdim. Neden kötü şeyler iyi insanların başına geliyordu? Engin' in o işte çalışmasını istemiyordum.
' Güzelim sakinleş artık. Bu herkesin başına gelebilir. Patron bile bilemezdi ihaleye giren rakiplerinden birinin böyle insanlar olduğunu. Gel yanıma. '
Engin 'i yatağıma yatırmıştım. Yanına uzandım. İlk defa böyle bir an yaşıyorduk. Alnımdan öptü.
' Sakinleş güzelim. Lütfen. Seni üzgün görmeye dayanamıyorum. '
Engin' in o dingin ruhumu okşayan sesiyle yavaş yavaş sakinleşirken Engin 'in ne kadar soğuk olduğunu fark etmiştim. Çok kan kaybetmiş olmalıydı. Solgundu. Ve benimle kendinden daha fazla ilgileniyordu. Yemek yapmaktan anlamamam sinirimi bozmuştu ilk kez. Düzgün beslenmeliydi.
' Ben yiyecek bir şeyler alayım. Evde hep öğrenci işi şeyler var. '
' Derin kendine gelmeden hiçbir yere gidemezsin. Ben Ece' ye mesaj yazdım. Bana kıyafet ve yiyecek birşeyler getirecek. Senden tek istediğim böyle kal ve dinlen. '
Sağlam kolunu bana sarmıştı.
' Sevgilimin beceriksiz olduğunu biliyorum diyorsun yani. '
' Hayır. Sadece sevgilimin yanımdan ayrılmasını istemediğimi biliyorum. Ayrıca o cadı seni korkutarak bundan fazlasını hak etti. En azından ben arasaydım bu kadar panik yapmazdın. '
Ece elinde poşetlerle geldi. Engin üzerini değiştirmek için banyoya gitmişti. Yanımda soyunmuyordu. Bu halde bile bu kadar hassas olması çok güzeldi ama merak ediyordum. Sarılırken hissettiğim kasları görmek istiyordum. Ece' nin getirdiği yemekleri ısıttım.
' Bunu yapan iki kişi biri erkek biri dişi... '
Beni utandırıyordu.
' Ece!. '
' Kankamı eve atan sensin. Bende şu an fazlalık oluyorum. Hadi ben kaçar Derin' ciğim. '
' Engin' i tanımıyor gibi davranıyorsun. '
' Benim kankamın bile bir cinsel hayatı vardır Derin. Bu kadar hızlı yüzük takmış bir adamın seni yatakta düşlemediğine inanıyor olamazsın. '
' Henüz çok erken. '
' Bence de. Ama illa beni hala yapmak zorunda değilsiniz değil mi? Her şeyi ben mi öğreteyim yani? Hani diyorum. Hiç mi merak etmiyorsun? Yoksa gördün mü? Ay sakın bana anlatma! Kankam o benim. Bilmek istemiyorum. Sadece büyük mü onu söyle, yok onu da söyleme. Gözümün önüne gelsin istemiyorum. Ay sus sus! '
' Ece. Sakin. Bir şey görmedim. Daha ilk kez aynı yatağa uzandık -ki bu bile bana yetti. Bence her şeyin ilerleme hızı mükemmel. Engin harika bir insan '
' Sen yine de Engin' in de erkek olduğunu unutma. Birlikte ol demiyorum ama azıcık dişilik göster.
Sabaha kadar Engin' le sarılıp uyuduk. Ece haklı gibi görünmüyordu. Engin' in öpme girişimi bile olmamıştı.
..
Gözümü açtığımda Engin beni izliyordu.
' Günaydın. Ne zaman uyandın?'
' Bir saat önce. Biraz daha uyur musun Derin?'
' Hahvaltı yapmalısın. '
' Hayır. Hayatımda uyandığım en aydınlık günün tadını biraz daha çıkarmalıyım lütfen. '
Gözlerimi kapattım. Ama uyumuyordum. Geceden beri aklımdaydı. Birden söyledim.
' Evlenelim mi Engin? '
Aniden gözlerimi açtığımda Engin' in şaşırmış ifadesiyle karşılaştım ama kendini çabuk toparladı.
' Zaten evleneceğiz güzelim. Ama izin verirsen bunu daha güzel bir ortamda ben teklif etmek isterim. Şu an beni kaybetme korkusu ile söylediğin bir teklifi ne kadar istesem de geçerli sayamayacağım. '
Engin' e üzülerek ailemin onu kabul etmediğini anlattım. Engin bunu zaten beklediğini söyledi. Gerçekten bekliyordu. Bunu yüzünden anlamıştım.
....
Bir ay sonra...
Engin yine iş için gitmişti. Ne yazık ki yeni yıla ayrı girecektik. Artık daha sık arıyordum. Bir daha öyle bir olay yaşama ihtimali olmadığını söylese de içim rahat değildi.
Yılbaşı için ailemin yanına gidecektim. Engin öyle istemişti. Ailemle bir kez daha konuşmamı rica etmişti. Bir tercih yapmak zorunda kalmamı istemiyordu. Arada kalmamı. Onun için tekrar konuşacaktım.
Seçimlere iki aydan az kalmıştı. Ailem evde özel bir yılbaşı partisi veriyordu. Hazırlanmış onları kırmamış olsam da aklım Engin' deydi. Sevgilimi özlüyordum ve hiç eğlenecek modda değildim.
Annem az önce tanıştırıldığımız bakanın oğluyla aramı iyi tutmamı söylemişti. 'Beni gerçekten istemediğim bir ilişkiye zorlayacak mısınız?' dediğimde tanıyınca isteyeceğimi tek istediğinin tanışmamız olduğunu anlattı. Anlamıştım. Mesleğimi seçmeme izin vermeleri beni anlamak değildi. Biz sana yeterince özgürlük verdik eşini seçmek hakkımız demek içindi. Adını bile aklımda tutmaya uğraşmadığım şahıs dans teklif edince sadece ev sahibi konumunda bulunduğum için kabul ettim. Dans ederken sürekli kendinden bahsediyordu. Kendimi iyi hissetmediğimi söyleyip müsade istedim çantamı aldım ve evden çıktım.
Saat 12 olduğunda havai fişekler patlarken ben yalnız başıma ağlıyordum. Yeni yıla gözyaşları içinde girmiştim. Telefonum çaldı. Gözyaşlarımı sildim
' Mutlu yıllar güzelim. '
' Mutlu yıllar. '
' Sen iyi misin Derin? Tam 12' de ailenle olacağını düşündüm ama beş dakika dayanabildim ancak. '
' Yalnızım Engin. '
' Bir daha yalnız kalmayacaksın güzelim. Özür dilerim..'