TANITIM

762 Words
Hera, hızla koştuğu atının üzerinde çiftliğe gelip onu bölmesine koymak için geliyordu. Kalbindeki asilik, o asiliğin getirdiği acı ve hüzün ile artık yaşamaktan o kadar sıkılmıştı ki nefes bile alamıyordu. Tam iki yıl bir adamı unutmak için aslına bakarsa yeterli bir süreydi. Nerede okuduğunu pek hatırlamıyordu fakat, bir ilişkilunutmak için o ilişkinin uzunluğuna göre her bir ay için üç ay geçmesi gerekiyormuş. Fakat genç kadın, üç aylık ilişkisinin üzerinden neredeyse tam iki yıl geçmiş olmasına rağmen unutamamış olmasını neye bağlaması gerektiğini bilmiyordu. Nasıl oluyor da bir dokunuş, sarılış ve öpüş tam iki yıl boyunca akılda kalabilirdi ki? Diye düşünmeden de edemiyordu. Hera... Genç kadın, 28 yaşında oldukça başarılı bir at eğitmenidir. Çocukluğundan beri atların içinde büyümüş ve onların verdiği mutluluğu hiç kimse de bulamayacağına inanan bir genç kadındır. Babası ve anneni Yunan olan genç kadın Cunda adasında onların yanında büyümüş ve eğitimi bittiğinde ise Cunda adasındaki çiftliklerden birinde çalışmaya başlamıştır. Fakat, Fransa’da bir eğitme katılmak için tam 5 ay bulunmuştu. Üç ay boyunca hayatında herhangi bir hareketlilik bulunmasa bile son iki ayında tüm dünyası tepe taklak olmuştu. Çünkü tam iki ay boyunca adını bile bilmediği bir adam ile dizginleri kopararak bir aşk yaşamış, sonrasında ise o adamın çok ama çok tehlikeli biri olduğunu kendi gözleri ile görmüştü. Adı gibi güçlü fakat adının özelliğini taşımayan bir adam olan Herkül, Lakabı Herkül olan genç adam, cidden insan üstü bir güce sahip tehlikeli bir adamdır. Aşkı bilmeyen, bilmek istemeyen ve kendini kesinlikle işine adamış olan adam birlikte olduğu bir kadın ile tekrar birlikte olmayan, kalbinin olmadığına inanan ve gözü görevinden başka bir şey bilmeyen bir adamdır. Ta ki kötülük kraliçesi sandığı Hera ile karşılaşana kadar. Hayatta hiç pişmanlığı olmayan bir adamın son iki yıldır tek pişmanlığı ise onun gerçek ismini öğrenmemiş olmasıydı. Ta ki şu anda atının üzerinde ona çimen yeşili gözleri ile bakana kadar, onu bir daha görme umudunu bile taşımıyordu. Genç kadın, kalbinde hissettiği korku ile atının başını ters istikamete doğru çevirdi ve ona koşma komutunu verdiği anda at rüzgârdan bile hızlı koşmaya başladı. Lanet olsun onu bulmuştu. Peşini bırakmayacaktı ve onu cidden bulmuştu. Kalbindeki korku ile oldukça panik olan Hera, atını daha hızlanması için dürttüğünde genç adamın yüzünde, kalbini bile yerinden çıkaracak bir gülümseme belirdi. Onu bulmuştu. Gerçi buna bulmak denemezdi. Genç adam tesadüfleri sevmezdi. Ama bu tesadüfe şükredebilirdi. Hızla birkaç adım koştu ve kendi atına bakındı. Onu gördüğünde ise ıslık çalarak onu çağırdı. At anında onun yanına yıldırım hızında gelirken genç adamda ona doğru koştu ve hızlı bir atlayış ile atının üzerine atladı ve ona koşma komutunu verirken “Umarım yokluğumda hızdan düşmemişsindir Rüzgâr Efendi!” diye hırladı ve at bir anda hızla koşmaya başladı ve keskin patika yolu geçerek hızla sahile doğru ilerledi. Virajı döndüğü anda Hera’yı atının üzerinde yıldırım misali koştuğunu gördü. Hera önde, genç adam arkasında atlarını koşturdular. Gerçi buna kaçma kovalama deseler iyi olurdu ve genç adam, hemen önünde yıldırım hızı ile kaçan genç kadının hakkını kesinlikle yiyemezdi. Çünkü oldukça hızlı kaçıyordu. Fakat, kaçtığı yön dağlık alandı. Atı bir süre sonra duracaktı. Onun için inmek zorunda kalacaktı ki genç adamın istediği de buydu. Genç kadının üzerinde kırmızı, beyaz nokta puanlı bir elbise vardı. Saçları uzamıştı ve o kadar seksi ve baş döndürücü görünüyordu ki genç adam karşısında konuşmasına bile dayanamayacağını biliyordu. Çünkü onu cidden çok ama çok özlemişti. Atını daha hızlı koşması için sert bir şekilde dürtüp, “Daha hızlı koca oğlan” diye bağırdı ve at, bir anda yayından çıkmış bir ok gibi koşmaya başladı. Genç kadının hemen yanına yaklaştığında ise ona baktı. Atının üzerinden atlayarak onu kollarının arasına aldı ve dalganın içinde kalmalarına neden olduğunda genç kadından durduğu tek şey korku ile attığı çığlık oldu. Genç adam, suyun içinde onu sıkıca tutarken genç kadın hala çırpınıyor ve “Bırak beni!!” diye haykırıyordu. Genç adam ise oldukça keyilfli bir ses tonunda “Hiç sanmıyorum bebeğim” diyerek ona karşılık verdi ve dudaklarını genç kadının dudaklarına sert bir şekilde yapıştırdıktan sonra genç kadının çırpınmaları birkaç saniye daha devam etti. Sonra ise kesilmeye başladı. Sonra onu göğsünden itmeye çalıştığı eli boynuna dolandı ve öpüşüne en az genç adam kadar sert, ateşli ve tutkulu bir şekilde karşılık vermeye başladı. Sahilin kenarındaydılar ve öpüşmeleri ile kumsala uzandılar. Genç kadının elbisesi bacaklarını açıkta bırakmıştı ve genç adam o bacakların arasında duruyordu. Elini genç kadının, kadınlığının üzerine getirdi ve tek parmağını için soktuğu esnada “Sakinleşmen ve konuşmamız gerekiyor bebeğim. Çünkü artık benden kaçamazsın” diye fısıldadı. Genç kadın ise inlemeleri eşliğinde onu öpmeye ve kendine çekmeye devam etti… Evet yeni bir hikaye yeni bir ateş, şehvet ve tutku sizi bekliyor. Hikayemiz, Dora ve Zilan'ın hikayesi Senden vazgeçmem final verdiğinde başlayacak...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD